TKP'den 19 Mayıs açıklaması: Artık bu ülkenin kurtuluşu emeğin kurtuluşu olacaktır

Türkiye Komünist Partisi, 19 Mayıs'ın 98. yıl dönümü dolayısıyla bir açıklama yayımladı. Açıklamada, "Emperyalist işgal ordularına karşı mücadelenin sembolü 19 Mayıs’ı, emeğin iktidarı için verdiğimiz mücadelenin mevzilerinden selamlarken, ikinci kurtuluş savaşı hayalleri görmüyoruz. Önümüzdeki görev, ülkemizi kapitalist düzenden ve emperyalizmin hakimiyetinden kurtaracak olan işçi…

Haber Merkezi

Türkiye Komünist Partisi, 19 Mayıs'ın 98. yılı dolayısıyla "Milli mücadeleden bugüne 98 yıl sonra 19 Mayıs" başlıklı bir açıklama yaptı.

"Emperyalist işgal ordularına karşı mücadelenin sembolü 19 Mayıs’ı, emeğin iktidarı için verdiğimiz mücadelenin mevzilerinden selamlarken, ikinci kurtuluş savaşı hayalleri görmüyoruz" denilen açıklamada, "Kapitalizm koşullarında artık hiçbir sınıf milli değildir. Önümüzdeki görev, ülkemizi kapitalist düzenden ve emperyalizmin hakimiyetinden kurtaracak olan  işçi sınıfının kurtuluş mücadelesini zafere ulaştırmaktır" ifadeleri kullanıldı.

TKP Merkez Komite imzalı açıklamanın tam metni şöyle:

Milli mücadeleden bugüne
98 yıl sonra 19 Mayıs 

Emperyalist işgal ordularına karşı mücadelenin sembolü 19 Mayıs’ı, emeğin iktidarı için verdiğimiz mücadelenin mevzilerinden selamlarken, ikinci kurtuluş savaşı hayalleri görmüyoruz. Kapitalizm koşullarında artık hiçbir sınıf milli değildir. Önümüzdeki görev, ülkemizi kapitalist düzenden ve emperyalizmin hakimiyetinden kurtaracak olan  işçi sınıfının kurtuluş mücadelesini zafere ulaştırmaktır.

19 Mayıs’a yasaklamalarla giriyoruz. Anadolu’daki işgal güçlerinin sökülüp atılması ve ardından Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması ile sonuçlanan “milli mücadele” için 98 yıl önce atılan adım önemli bir köşe taşı, bir karar anıydı. 
Şimdi emperyalist işgal ordularına karşı verilen mücadelenin anılması, kutlanması devlet iktidarının kendisi tarafından “ulusal güvenlik” için tehdit sayılıyor.
Ve bazı milliyetçiler böyle bir iktidarın milli çıkarların bekçiliğini yaptığını savunuyor.
Birkaç yıl öncesine kadar 19 Mayıs’ı namus meselesi olarak gören, Samsun’a her yıl bir kez daha çıkarak milli mücadelenin bayraktarlığını yaptığını düşünen ulusalcılar arasında bile, yeri geldiğinde AKP iktidarına vatan millet adına sahip çıkılması gerektiğini söyleyenler var.
Bu tabloya, gerici, Amerikancı, ümmetçi parti AKP’nin kendi iktidarını bir milli mesele olarak sunması ekleniyor.
Tabloyu tamamlayansa, çok yakın zamana kadar “ulus ve ulus devlet eski kavramlardır, artık demokrasi için uluslararası topluma entegrasyon esastır. Almanya’ya, ABD’ye emperyalist demek günahtır” diyerek enternasyonalizm dersi veren sol liberallerin, şimdi İzmir Marşı’na eşlik etmeleri oluyor.

Kafa karışıklığına hiç gerek yok.

Türkiye kapitalizmi, kritik bir siyasal yapılanma evresini milli mücadeleyle tamamlamış, daha doğum anında emperyalist sermaye ile işbirliğine mahkûm milli sermaye palazlandıkça, sistem yerleşmiş, sistem yerleştikçe milli olan her şey biraz çok uluslu, bağımsız olan Türkiye biraz bağımlı hale gelmiştir.
Türkiye kapitalizmi için bağımsızlık bir yalan değilse bir hayaldir.
Bu ülkede “memleketin de devletin de sahibi biziz” diyen herkes açıkça eski deyimle gayri millidir.
Ortadoğu’da Amerika’nın verdiği yetkilerle ülkeler işgal etmeye niyet edenlerin, “milletin adamı” geçinmeleri yalandır.
“Ulusalcı” kelimesini gururla isimlerine ekleyenlerin, NATO’ya sadakati utandırıcıdır.
Osmanlı çürüyüp çökmekteyken, topraklarına doluşan işgal ordularına karşı verilen mücadeleler şüphesiz ki 19 Mayıs 1919 günü başlamamıştır. 19 Mayıs 1919’un ulusal kurtuluş mücadelesinin sembolik başlangıç günü olarak kutlanması ise şüphesiz doğrudur.
Mustafa Kemal’in Samsun’a ulaştığı günden 98 yıl sonra, tekrar aynı noktadan başlayarak bir “ikinci Kurtuluş Savaşı” vermek ise mümkün değildir.
İşgal artık yabancı orduların işgali değildir. İşgal sömürü düzeninin işgalidir. Sadece emekçileri ezmek ve onlara boyun eğdirmek için “milli” olduğunu hatırlayan sermaye sınıfımız, bu çokuluslu işgalin bir parçasıdır. 
Artık bu ülkenin kurtuluşu emeğin kurtuluşu olacaktır.
98 yıl sonra, işgal ordularını Anadolu’dan söküp atan mücadelede atılan büyük adımı, emeğin iktidarı için verdiğimiz mücadelenin mevzilerinden selamlıyoruz.
Bağımsızlığı bu çağda bir hayal olmaktan çıkartacak olan, işçilerin uluslararası kardeşliği ve iktidar mücadelesidir.

Türkiye Komünist Partisi
Merkez Komite