TABİ ki ederim. Tiroit bezi az çalışırsa gebe kalma ihtimali azalır. Ancak gerekli ilaçlar kullanılırsa herhangi bir sıkıntı olmaz. İç hastalıkları uzmanı veya endokrinoloji uzmanına muayene ol. Tiroit bezinin az mı çok mu çalıştığını öğrenelim. Gereken ilacı tespit edelim. Kullan. Genellikle oldukça iyi sonuçlar alınır. Tiroit bezinin az çalışmasına hipotroidi denir. Guatr hastalığın ismidir. Hipotiroidi genç yaşta başlarsa seksüel gelişme gecikir. Erkeklerde sperm sayısı normaldir, ancak bazı kişilerde cinsel istekte azalma gelişebilir. İlaç tedavisi ile başarılı sonuçlar alınmaktadır. Hadi hayırlısı.
4 haftalık hamileyim. Gebe kalınca annenin nasıl sütü oluyor? Bir de "Emzirdikçe sütün gelecek" diyorlar, bu nasıl oluyor?
SÜT salınımını sağlayan hormon prolaktindir. Gebelik boyunca "Prolaktin" dediğimiz hormonun üretilmesi artar. Prolaktin, süt bezlerinin süt yapmasını ve depo edilmesini sağlar. Fakat süt salınımı olmaz. Bunun nedeni de "plasenta" dediğimiz anneden bebeği besleyen organın ürettiği östrojen ve progesteron hormonlarıdır. Prolaktinin meme üzerindeki süt yapımını uyarıcı etkisi, progesteron tarafından baskılanır. Doğumdan sonra plesenta anne bedeninden ayrılır. Progesteron hormonu yapımı azalır. Ardından süt salınımı başlar.
54 YAŞINDA ERKEKLİK BİTER Mİ?
Eşim ve ben 54 yaşındayız. Sertleşme sıkıntım başladı. "Andropoz oldun" deyip gülüyorlar. Bu yaşta erkeklik biter mi?
PANİK yok. Kontrol var. Bu yaşta andropoz beklenmez. Ancak hormonlarına baktırmalısın. 50 yaşın üzerindeki sertleşme sorunu olan erkeklerin yaklaşık üçte birinde hipogonadizm yani testosteron hormon eksikliği vardır. Tiroit yetmezliğinde, prolaktin hormon fazlalığında, tiroit hormon fazlalığında impotans yani sertleşememe oluşabilir. Şeker hastaları da bu sıkıntıyla sık karşılaşır. FSH, LH, testosteron ve prolaktin ve şeker yükleme testi mutlaka yaptır.
1 hafta önce yüzümü direğe çarptım. Kaşığı, yüzüme bastırdılar. Neymiş metal kanamayı azaltırmış. Metal kanamayı durdurur mu?
ASLINDA boks maçlarında gördüğün metal soğutulmuş metal. İşin temelinde soğuk cisim uygulaması var. Soğuk uygulama sonucu damarlarda büzülme olur ve uygulama yapılan bölgeye kan akışı azalır, bölgede ödem yani şişme ve mikropsuz iltihap azalır.
Kaslarda gerginlik, ağrı ve mikropsuz iltihabın azalmasına yol açar. Ayrıca lokal ve kısa süreli anestezik etki oluşturur.
Kan dolaşımını artırır. Lokal ısıyı düşürür. Bu yüzden çeşitli travmalarda, kırıklarda, burkulmalarda, künt ve delinme şeklindeki yaralanmalarda ağrıyı ve kanamayı bu şekilde azaltılabilir. Direk buz uygulaması önerilmez. Buzun kendisi cilde zarar verebilir.
ŞEKER, İLİŞKİYİ ETKİLER
53 yaşında şeker hastasıyım. Cinsel hayatımla ilgili korkularım var. Cinsel hayatım olumsuz etkilenir mi?
CİNSEL yaşamınızı normal bir şekilde sürdürebilmeniz için kan şekerinizi iyi kontrol etmeniz çok önemlidir. Kısa dönemde kan glikoz yani şeker düzeylerinin anormal düşmesini ve yükselmesini önlemelisiniz. Bu da cinsel yaşamınızı dolaylı yoldan iyileştirebilir. Uzun dönemde kan şekerinin iyi kontrol edilmesi, diyabet ile ilgili olumsuz sonuçların önlenmesine yardımcı olarak cinsel fonksiyonlarınızın düzelmesini sağlayabilecektir. Bu durum, kan şekerinizi normal sınırlarda tutmak için uygun dozda insülin almanız (veya ilaç dozlarınızı ve çeşitlerini ayarlamanız) anlamına gelmektedir.
Hocam, "Zayıflamak için lahana çorbası iç. 1 haftada 3 kilo verirsin" diyorlar. Bir zararı olur mu? Siz ne diyorsunuz?
HEDEF kilolardan kurtulmak değil. Hedefimiz sağlıklı yaşamak. Kilolardan kurtulmak için başına hastalık saran bir sürü insan var. Tek yönlü beslenme diyetleri uygun değil. Sana uygun planlamayı doktorunla yapabilirsin. Her okuduğunu yapmaya kalkma. Ne bedenin ne de ruhun sıkıntıdan kurtulmaz. Önemli olan yediğinden fazla harca. İsteklerini kontrol et. İhtiyacın kadar ye. Gerektiği kadar harca. Nasıl başladıysa öyle biter. Yani fazla kilolar geldikleri gibi giderler. Yeterince su iç. Acıkmadan ye, doymadan kalk. Bir de hastalık var mı diye tetkiklerin yapılmadıysa iç hastalıkları uzmanına git.
Babam 12 yıldır hipertansiyon hastası. Şimdi kolesterolü de yükselmiş. İlaca başladı. O da hapı var diye yağlılara başladı. Bu normal mi?
HAYIR. Normal değil. Beslenme alışkanlığını, hayat tarzını değiştirmeyen kişiler hastalığın pençesinden kurtulamazlar. Hastalığa uyum ağlamazlarsa hastalığı değil kendilerini kandırırlar. Kolesterol düşürücü ilaçları kullananlar, doymuş yağlardan zengin besinler ile beslenmemelidirler. Hastalar, katı yağlar, margarin, kuyruk yağı, tereyağı, yumurta sarısı, kaymak, krema, yağlı süt, yağlı yoğurt, kırmızı et, sucuk, sosis, salam, pastırma, sakatatlar, yağda kızartılmış tüm besinler, çikolata, gofret, kakaolu yiyecekler, hazır satılan tüm yiyeceklerden uzak durulmalıdır.
