Baroların ve sonrasında tüm Akademik Meslek Birliklerinin yasalarını değiştirmeyi amaçlayan yasa değişikliğine dair düşüncelerim belli. Sayfalarca yazı yazabilirim konuya ilişkin. Baro Başkanlarına yapılanları yazmak ise o sayfalara gerek kalmadan gerçekleri ortaya serer sanırım. 

Ülkenin çeşitli illerinden Baro Başkanları, 19 Haziran Cuma günü Ankara’ya yürüyerek eylemsel bir hareket başlattılar. Belli ki düşünülmüş, planlanmış bir hak arama mücadelesi. 
Hemen ertesi gün Barolar Birliği Başkanı ulusal bir havuz kanalına çıkarak Baro Başkanlarını halka şikayet etti. Daha da ileri gitti onları jurnalledi kendince. Meslek Birliklerinin iç sorunlarının konuşulacağı yerler, kendi genel kurullarıdır. Baro Başkanları da Barolar Birliği Başkanı’ndan bunu talep ediyor. Kendisi o kadar çaresiz ki yapılacak değişiklikle mücadele etmek yerine Baro Başkanları ile mücadele etmeyi tercih ediyor.

Baro Başkanları, 22 Haziran Pazartesi sabah 10.00’da Ankara’nın girişinde buluşacak, sembolik olarak kısa bir mesafe yürüyüp Ankaralı meslektaşları ile bir araya gelecek ve Atamızın huzuruna Anıtkabir’e gideceklerdi. Türk Eczacıları Birliği yöneticisi olarak onları karşılamak ve desteğimizin onlarla olduğunu göstermek için ben de oradaydım. Ama ne yazık ki ne biz onlara yürüyebildik ne de onlar bize gelebildiler. 55 Baro Başkanının, Anayasal Hakkı olan yürüyerek Ankaralı meslektaşları ile buluşma talebi polis engeline takıldı. 

Sonrası Hukuk Devletine yakışmayacak inanılmaz görüntüler. Savunmanın temsilcilerine darp dahil olmak üzere inanılmaz müdahale başladı. Hepimiz televizyonlarda bunu gördük. Havuz medyası bile bunu saklayamadı. Unvanı Barolar Birliği Başkanı olan kişi ise tabii ki yanlarında yoktu. Onları polis ablukasında yalnız bıraktı. 

Aslında Baro Başkanlarının haklı tepkisi kamuoyu önünde beklenen etkiyi yaratmamış ve istedikleri karşılığı bulmamıştı. Dün AKP iktidarının Baro Başkanlarına yaptığı zulüm tüm kesimler tarafından görüldü ve dikkat çekti. Hem Barolar hem biz Akademik Meslek Örgütleri ne kadar uğraşsak bu ölçüde bir kamuoyu karşılığı yaratamazdık. Baro Başkanlarına yani savunmaya yapılan polis müdahalesi herkesi “Ne oluyor yahu! Avukatların Başkanlarına bunu yapan bize neler yapmaz. Demek ki mücadelelerinde haklılar” noktasına geldi. 

Twitter’da iktidara yakın olanlar alelacele tweetler atıp hamasi paylaşımlar yaptılar ama iş işten geçti, olanlar oldu. 

Kesin olan şu ki AKP iktidarının polis eliyle Baro Başkanlarına yaptıkları kabul edilemez işler; ama konunun ülke gündemine gelmesini ve kamuoyunun ilgisini bu konuya çekmesini sağladı. 

Yine söylüyorum bizler bu kadar kamuoyu desteği yaratamazdık. 

İşte tam da bu nedenle teşekkürler AKP...