"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Terör örgütüne övgüler” soruşturulacaksa…

Cevher İLHAN
17 Eylül 2019, Salı
Sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımlar nedeniyle anamuhafet partisi İstanbul il başkanına 9 yıl 8 ay 20 gün hapis cezâsı verilmesiyle başlayan tartışmalar siyasi iktidar içine de uzanarak bir başka merhaleye vardı.

Gerçek şu ki yedi sene önce attığı ancak muhalefet adayının İstanbul Büyükşehir Belediyesini kazanması üzerine hızlandırılan yargılamaya dair soru işâretlerini çoğaltıyor. Bu açıdan, AKP kurucusu, hükûmet sözcüsü ve hâlen Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişâre Kurulu üyesi Bülent Arınç’ın, “Ben bir hukukçuyum, bu mesajlar toplumu infiale sürükleyecek olsa, 2013’te bir soruşturma açardı savcılarımız. Ama üzerinden 6 yıl geçtikten sonra dava açılıp hemen 2-3 celsede karar veriliyorsa buna nasıl bakmak lazım?” eleştirisi dikkat çekiyor.

Ve “Sevmiyor olabiliriz, attığı mesajların hiçbirisine katılmıyorum. Ama ifâde özgürlüğüne saygı duymalıyız, tahammül etmek zorundayız” sözleri hukukun esaslarının başında gelen “düşünce ve ifâde hürriyeti”ne dair temel kriterleri hatırlatıyor.

AÇIĞA ÇIKAN ÇİFTE STANDART

Zira bu durumda, 2011’de başlayan, ancak 28 Şubat 2015’te dönemin Başbakan Yardımcısı ve iktidar partisi yöneticileriyle “terör örgütünü siyasi uzantısı” dedikleri HDP temsilcileri ile Dolmabahçe’de oturdukları “müzâkere/pazarlık masası”nın Cumhurbaşkanı’nın “haberim yoktu” çıkışıyla devirmesi ve 7 Haziran seçimleri öncesinde Demirtaş’ın “Seni başkan seçtirmeyeceğiz!” açıklamasına karşı AKP iktidarı bakanlarının ve sözcülerinin terör örgütü lideri ve terör örgütüne dair yaptıkları sosyal medya paylaşımlarıyla yaptıkları övgülerin yargılanması gerekir.

Baştan beri “çözüm süreci”ni terör örgütüyle dizayn etmeye yeltenen AKP hükûmetinin, dönemin Başbakanı’nın tâlimatıyla devlet görevlileri ve istihbarat mensuplarının İmralı’da 40 bin kişinin katledilmesinden sorumlu olarak müebbet hapse mahkûm Öcalan’ın yanısıra Kandil, Oslo ve Avrupa merkezlerdeki PKK elebaşlarıyla yürüttüğü görüşme ve müzâkerelerin sorgulanması lâzım.

Yine öncelikle “çözüm süreci”nde AKP’li bakanlarca, iktidar partisi ve hükûmet sözcüleri ve temsilcilerince terör örgütü liderinin “Kürtlerin temsilcisi ve lideri” olarak lanse edilmesinin, milletin ve Meclis’in bilgisi dışında örgüt elebaşlarıyla müzâkerelerin sorgulanması gündeme gelir.

Yine AKP iktidarında İmralı’daki terörist başının mesajının “resmî ulaklar”la Kandil’deki ve Avrupa’daki terörist elebaşlarına ulaştırılmasının, terörist başının mektubunun meydanda milyonlara okutulmasının, iktidar partisi mensuplarının ikrarıyla 80 bin uzun namlulu silâh ve 200 ton patlayıcı bölgedeki il ve ilçelerin altına yerleştirilerek şehirlerin âdeta bir “cephânelik” haline getirilmesinin, hendeklerin kazılmasına seyirci kalınmasına, 793 güvenlik görevlisinin şehid edilip dört binin yaralanmasına, 300 binden fazla vatandaşın evlerini terkederek göçe zorlanmasına, bölge halkının perişan edilmesine sebebiyet veren yanlış politikaların ve politikacıların da öncelikle kovuşturulması icâb eder.

İDDİALARIN HİÇBİR KIYMETİ KALMAZ…

Özetle, Öcalan’ı “Kürtlerin temsilcisi ve lideri” ve “barış adamı” olarak lanse edip “yücelten” Başbakan Yardımcısı, “sorunu ancak Öcalan çözer” diyen, PKK’ya “meşrûiyet kazandırmaya” çalışan iktidar mensupları, terörist başına defalarca “Sayın Öcalan” diyen “Kürdistan” tâbirini kullanıp “eyâlet” önerisini dile getiren dönemin Başbakanı da soruşturulmalı. (Akşam, 19.11.13; CNN Türk, 30.3.13)

Terör örgütünün bütün bölgeyi kontrolüne almasına, çadır kurup yolları kesmesine, adam ve asker kaçırmasına, çocukları - gençleri dağa çıkarmasına, kimlik sormasına, “halk mahkemesi” kurup vatandaşları “yargılaması”na karşı güvenlik güçlerinin yüzlerce “operasyon talebi”ne valilere “İlişmeyin!” tâlimatını verenler de hesâba çekilmeli.

Ve en son daha üç ay önce 23 Haziran seçimleri sath-ı mâilinde bir akademisyenin iki kez İmralı’ya gönderilerek terör örgütü liderinin “mektubu”nun devletin resmi ajansı AA aracılığıyla duyurulmasının, keza “kırmızı bülten”le aranan terör örgütü elebaşı kardeşiyle yapılan röportajın devletin kanalında yayınlanması da mutlaka sorgulanmalı.

Aksi halde, mevzubahis yargılamaların, “yargı bağımsızlığı” iddialarının hiçbir kıymeti kalmaz.

Okunma Sayısı: 2696
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı