Önerler Mahallesi’nde Rose Garden Kır Düğün Bahçesi’nin önünde bulan tarlada yangın çıktı, yangına itfaiye ekipleri müdahale etti.
Vergi Ödemelerinde Son Gün 31 Mayıs
- 10 Mayıs 2024
- 11 Kez Okundu
Konuyla ilgili olarak açıklamada bulunan Çorlu Belediye Başkan Yardımcısı Doğukan Dağ, Emlak Vergisi, İlan ve Reklam Vergisi ile Çevre Temizlik Vergisi 1. taksit ödemelerinin 31 Mayıs 2024 Cuma günü sona ereceğini hatırlatarak doğabilecek mağduriyetlere karşı vatandaşlara uyarıda bulundu.
Çorlu Belediye Başkan Yardımcısı Doğukan Dağ yaptığı açıklamada; “Vatandaşlarımız belediyemize olan Emlak Vergisi, İlan ve Reklam Vergisi ile Çevre Temizlik Vergisi 2024 yılı 1. taksit ödemelerini 31 Mayıs 2024 Cuma günü mesai saati bitimine kadar ödeyebilecekler. Veznelerimiz ödemelerde yaşanacak yoğunluklar da göz önüne alınarak 25 Mayıs Cumartesi ve 26 Mayıs Pazar günleri de hizmet vereceklerdir. 444 99 59 numaralı iletişim hattımızı arayan vatandaşlarımız, çağrı merkezimizden ilgili borçlarını da öğrenebilirler" ifadelerine yer verdi.
Başkan Yardımcısı Dağ ayrıca veznelerde yaşanabilecek olası yoğunluğa karşı ilgili ödemelerin son güne bırakılmaması konusunda da uyarıda bulundu.
Engelliler Haftası'nda Tören Düzenlendi
- 10 Mayıs 2024
- 26 Kez Okundu
Atatürk Meydanı’nda düzenlenen törende Türkiye Sakatlar Derneği Çorlu Şubesi ve Kent Konseyi Engelli Meclisi’nin çelenkleri anıta sunuldu. Çelenklerin anıta sunulmasının ardından tören saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla devam etti. Engelli Haftası nedeniyle düzenlenen törene Çorlu Belediye Başkanı Ahmet Sarırut, siyasi parti başkanları, STK temsilcilerinin yanı sıra çok sayıda engelli vatandaş katıldı.
ASIL ENGEL KALPLERDEKİ, ZİHİNLERDEKİ ENGELDİR
Engelli Haftası nedeniyle düzenlenen törende konuşan Kent Konseyi Engelli Meclisi Başkanı Yasemin Ayyüksel, “İnsanlar eşit doğarlar ve topluma katılımda eşit haklara sahiptirler. Ancak gerçek yaşamda bazı gruplar; sosyal durumları, bilişsel ve fiziksel farklılıkları açısından söz konusu haklara sahip olamamaktadırlar. Engelliler de bu grubun bir kategorisini oluşturmaktadır. Doğuştan veya sonradan engelli olmak, hiç kimsenin kendi isteği ile olan bir durum değildir. Gelecekte başımıza nelerin gelebileceğini, ne olacağını bilemeyiz. Bugün için sağlam bir vücuda, sağlıklı bir bedene sahip olabiliriz ama yarın başımıza gelebilecek kötü bir hadiseden dolayı engelli olma ihtimalimiz yüksektir. Engelli vatandaşlarımızın bizim gerçeğimiz, bizim bir parçamız olduğunu kavramak ve buna göre tavır geliştirmek zorundayız. Kendimizi engelli vatandaşlarımızın yerine koyarak ona göre düşünmeli ve hareket etmeliyiz. Bunu yapabildiğimiz zaman, engelli kardeşlerimizin önündeki engelin ortadan kaldırabilir ve onların yaşamlarını kolaylaştırabiliriz. Bu, birey olarak bizim görevimiz olduğu gibi kurumların da görevidir. Ve diyoruz ki; asıl engel kalplerdeki, zihinlerdeki engeldir. Bu duygu ve düşüncelerle; beraber yaşadığımız, aynı havayı teneffüs ettiğimiz, aynı çevreyi paylaştığımız tüm engellilerimizin haftalarını kutluyor, engelsiz bir hayat diliyorum” dedi.
ENGELLİLERE YÖNELİK BAKIŞ VE YAKLAŞIMLAR YANLIZCA BÖYLE GÜNLERDE ELE ALINMAKTA SONRASINDA RAFA KALDIRILMAKTADIR
Türkiye Sakatlar Derneği Çorlu Şube Başkanı Bora Yurdseven yaptığı konuşmada engellilerin yaşadıkları sorunlara değindi. Yurdseven, “Ülkemizde uzun yıllardan bu yana 10-16 Mayıs tarihleri arasında Engelliler Haftası olarak çeşitli etkinliklerle toplumda farkındalık oluşturulmaya çalışılmaktadır. Bu kapsamda kamu ve özel kuruluşlarca etkinlikler düzenlenmekte ve bu şekilde engellilere ilişkin görüş ve öneriler dile getirilmektedir. Ancak üzülerek görmekteyiz ki engellilere yönelik bakış ve yaklaşım konuları yalnızca böylesi günlerde ele alınmak ve sonrasında ise rafa kaldırmaktan ibarettir. Yılladır dile getirilmesine bizler tarafından anlatılmaya çalışılmasına rağmen aynı sorunlar sorun olarak kalmaya devam etmektedir. Çözümleri ise ya ertelenmekte veya uygulanmamaktadır. Bu sorunların en başında çağdaş bütün ülkelerin on yıllar öncesinde çözdüğü engelliliğin tespiti ve haklardan yararlanmasına ilişkin kurallardaki hatalı yaklaşım ve düzenlemeler gelmektedir. Dünya sağlık örgütü ve iç mevzuatımız bakımından geçerli olması gereken kuralların çok gerisinde kalan sağlık raporlarına ilişkin düzenlemelerde yapılan değişiklikler geçmişte var alan hakları bile ortadan kaldırmaktadır” dedi.
İMDAT ŞAHİN
Öğretmenler Ayakta!
- 10 Mayıs 2024
- 39 Kez Okundu
Okul müdürünün İbrahim Oktugan’ın bir öğrencisi tarafından öldürülmesi sonrası eğitimciler, Türkiye'nin her yerinde sokaklara indi. Çorlu’daki eğitim sendikaları da Çorlu Adliyesi önünde bir araya gelerek seslerini duyurmak için açıklama yaptı. Eğitim İş Sendikasına Tekirdağ 2 Nolu Şube Başkanı Mahmut Er ve Eğitim Sen Çorlu ve Ergene Temsilcisi Şükrü Civelek kısa birer selamlama konuşması yaparak, “Artık yeter! Can korkusuyla çalışmak istemiyoruz! Can güvenliğimiz sağlansın, gerekli tedbirler alınsın!” dedi. Öğretmenlerin Çorlu Adliyesi önünde yaptığı basın açıklamasına CHP Çorlu İlçe Başkanı Cüneyt Akar ve yönetim kurulu üyeleriyle birlikte bazı STK’lar destek verdi.
BU ÜLKEDE OKULDA ÖĞRETMEN ÖLDÜRÜLDÜ! SÖZ BİTTİ!
Öğretmenler adına ortak açıklamayı Eğitim İş Tekirdağ 2 Nolu Şube Basın-Yayın Sekreteri Onur Orhan yaptı. Orhan yaptığı açıklamada: “Millî Eğitim Bakanlığı ve siyasi iktidarın eğitim emekçilerine yönelik söylem ve yaklaşımları ile Öğretmenlik Meslek Kanunu üzerinden emeğimizin değersizleştirildiği, mesleğimizin itibarsızlaştırdığı koşullarda, savaşlarda bile hedef alınmayan eğitim emekçileri okullarda şiddetin hedefi olmaya devam etmektedir. Önceki gün ömrünün büyük bölümünü eğitime ve öğrencilerine adamış olan bir meslektaşımızı hayattan ve öğrencilerinden koparan ne basit bir öfke krizi ne failin öğrenci oluşu ne de failin uyruğu ile ilgilidir. Bugüne kadar eğitimden sorumlu olanların yaptıkları açıklamalarda eğitimde yaşanan olumsuzlukların sorumlusu olarak öğretmenleri göstermesi, CİMER uygulamasının bizlere karşı bir sopaya dönüştürülmesi, MEB’in eğitimde yaşanan sorunlara çözüm üretmek yerine öğretmenleri ve idarecileri veli/öğrenci karşısında tek muhatap olarak bırakması, bugün yaşananlara zemin oluşturmuştur. Bu ülkede okulda öğretmen öldürüldü! Söz bitti! Şiddetin, cinayetin tek bir faili olmadığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Cinayetin arkasındaki zihniyet, bizleri ötekileştiren, her fırsatta tehdit ederek hedef haline getiren, mesleğimizin itibarını ayaklar altına alanlardır. "Bir toplumun uygarlık düzeyi, öğretmene verdiği değerle ölçülür."
OKULDA ŞİDDETİ ÖNLEMEK İÇİN DAHA KAÇ EĞİTİM EMEKÇİSİNİN CAN VERMESİ GEREKİYOR?
“Öğretmenler, toplumun temel taşlarını döşeyen, gelecek nesilleri yetiştiren ve aydınlık bir geleceğe rehberlik eden mimarlardır” diyen Onur Orhan konuşmasını sürdürdü: “Öğretmene yapılan her saldırı, tüm topluma ve ülkenin geleceğine yapılmış bir saldırıdır. Unutmayalım ki, eğitimsiz bir toplum, karanlığa mahkumdur. Buradan Milli Eğitim Bakanı’na soruyoruz; Okulda şiddeti önlemek için daha kaç eğitim emekçisinin can vermesi gerekiyor? İktidarın ve MEB’in plansızlığı nedeniyle okullarımız güvenlik açısından ciddi risk altındadır. Okullarımızdaki güvenlik açığının faturasını canımızla mı ödeyeceğiz? Buradan bir kez daha altını çiziyoruz. Her suç gibi bu suçun da azmettiricileri olduğunu biliyor ve onları çok iyi tanıyoruz. Daha önce defalarca yaşadığımız cinayetler gibi bu son bu cinayetin de azmettiricileri; öğretmenler çalışmıyor gibi yanlış bir algıyı toplumda yaymaya çalışanlardır. Bizleri bugün okullarımızda açık hedef haline getirenler; liyakatsiz şekilde atandıkları koltukları bir hükümdarlık alanı gibi kullananlar, her fırsatta bizleri aşağılamaya çalışan mülki amirlerdir. Öğretmenliğin aynı zamanda bir uzmanlık mesleği olduğunu görmezden gelenlerdir. Okullarda şiddeti körükleyenler; eğitime dair eleştiri ve önerilerimize yıllardır kulak tıkamakta ısrar edenlerdir. Bizleri hedef haline getirenler; her fırsatta emeğimizi küçümseyenler, mesleğimizi itibarsızlaştıranlardır. Bugün eğitim emekçilerinin canlarından endişe ederek okula gidiyor olması işte bunların eseridir. Bunun için atılması gereken ilk adım bu zihniyetin kökten değişmesidir. Okullardaki şiddetin arkasındaki nedenler ortaya çıkarılmalı, eğitim emekçilerinin can güvenliği sağlanmalıdır” dedi.
BİR AN ÖNCE EĞİTİMDE ŞİDDET YASASI ÇIKARILMALIDIR
Konuşmasını sürdüren Eğitim İş Tekirdağ 2 Nolu Şubesi Basın Yayın Sekreteri Onur Orhan, “Okulda şiddetin son bulması için MEB’i acilen harekete geçmeye ve önlem almaya çağırıyoruz. Okullarda yaşanan şiddet olaylarındaki korkutucu tırmanışı engellemek için bir an önce eğitimde şiddet yasası çıkarılmalıdır. Eğitim kurumlarının tümünde, şiddetle mücadele etmek için alınması gereken somut önlemleri, ne yapılacağını ve nasıl önleneceğini gösteren bir eylem planı hazırlanmalıdır. Failler toplumun vicdanını rahatlatacak ve yeni olaylar açısından caydırıcı olacak şekilde cezalandırılmalıdır. Özel ya da devlet okulu fark etmeksizin, derhal tüm okulların güvenliği sağlanmalıdır. Ahlak bekçiliğine soyunan RTÜK’ün toplumsal şiddeti başlıca gündemi haline getirip, mafya ve suç temalı TV yapımlarını denetlemesi sağlanmalıdır. İçine bin bir tane gereksiz ve hatta zararlı içeriklerle doldurulan müfredat yerine şiddetin çağdışı ve yanlış olduğunu öğreten, toplumsal yaşam dersleri içeren öğretim programları hazırlanmalıdır. Kendimizin ve öğrencilerimizin canından endişe ederek okula gitmek istemiyor, can güvenliğimizin olmadığı bir eğitim sistemini kabul etmiyoruz!” ifadelerini kullandı.
İMDAT ŞAHİN