Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Aylardır sorduğum sorunun yanıtını bugün hep birlikte aldık.

        Milli Piyango’nun yılbaşı ikramiyesini kazanan “Talihli!” sonunda ortaya çıktı.

        Ortaya çıktı dediysem yanlış anlamayın kim olduğunu bilmiyoruz.

        Sadece Milli Piyango İdaresi’ni arayıp, “Bana çıktı. Bilet bende. Gelip alacağım inşallah” demiş.

        Verilen bilgiye göre Almanya’da yaşayan ya da çalışan bir yurttaşımızmış.

        Aldığı bileti Türkiye’deki evinde bırakmış. Şimdi cenaze için geldiğinde bulmuş.

        Kontrol edince büyük ikramiyeyi kazanan bilet olduğunu görmüş ve hemen Milli Piyango’yu aramış.

        Güzel hikaye.

        İster inan, ister inanma.

        Elimizde daha iyi ve daha inandırıcı bir hikaye olmadığına göre bu hikayeye inanmak zorundayız.

        7 ay 15 günlük gecikmeyle ortaya çıkan talihlinin, aslında biraz talihsiz olduğunu söylemek mümkün.

        Çünkü bir yandan çok büyük bir para kazandı ama aynı zamanda çok büyük para da kaybetti.

        Basit hesaplarla anlatayım.

        Kimliği meçhul talihlimiz eğer 2 Ocak günü gidip Milli Piyango’dan parasını tahsil etseydi, eline “kemiksiz” 70 milyon TL geçecekti.

        “Almanya’ya gidiyorum. Bana avro lazım” diyerek 70 milyon TL’yi o günkü kurdan Avro’ya çevirseydi yılbaşı kuru olan 6.12’den eline 11 milyon 438 bin avro geçecekti.

        Bugün aynı 70 milyon TL ile avro almaya kalkarsa alabileceği 10 milyon 800 bin avro.

        Yani yaklaşık 650 bin avro zararı var.

        Yok eğer “Memleketin parası memlekette kalsın” diyerek vadeli bir hesapla bankaya yatırsaydı yıllık yüzde 20 oranında faiz alacaktı.

        6 aylık faiz geliri 7 milyon 57 bin TL olacaktı.

        Bundan yüzde 12 stopaj yani 846 bin TL kesilecekti.

        Eline kalan net getiri 6 milyon 210 bin TL olacaktı.

        Yani şu anda parası tam tamına 76 milyon 210 bin TL’ye ulaşacaktı.

        Hesabı 7 ay üzerinden yaparsanız buna 1 milyon TL daha ekleyebilirsiniz.

        Yani kayıp 7 milyon TL civarında.

        Bu vatandaş o zaman bankaya yatırdığı parayı bugün çekip Avro’ya çevirecek olsaydı bu kez eline 11 milyon 937 bin avro olacaktı.

        Yani Avro olarak da zararı 1 milyon 137 bin avro.

        Evde bırakılan biletin verdiği zarar bu kadar.

        Bu talihli acaba talihli mi, yoksa talihsiz mi!

        Siz karar verin.

        ***

        Şimşek 1 yıl istemiş

        Ali Babacan’ın Gül kokulu partileşme sürecinde en çok konuşulan konulardan biri de eski bakan Mehmet Şimşek’in Babacan’ın yanında yer alıp almayacağı.

        Oldukça güvenilir bir kaynaktan gelen bilgiye göre, Mehmet Şimşek “Şimdilik” kaydı ile izin istemiş.

        Yani yeni partinin, partileşme sürecinde başlangıçta yer almayacakmış.

        Nedeni ise son derece insani.

        Kendisini partiye davet eden Gül ve Babacan’a Şimşek’in yanıtı şu olmuş:

        “Ne olur bana bir yıl süre verin. Bir yıl çalışıp para kazanmam lazım. Aksi takdirde geçinemem.”

        ***

        Ne de olsa aileden

        Dün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 15 Temmuz için halkı davet ettiği Atatürk Havalimanı’ndaki konuşmasını tüm televizyonlar canlı yayınlarken bunun bir istisnası vardı.

        2008’den bu yana AK Parti’nin resmi televizyonu gibi algılanan ATV.

        5 büyük kanalın, Fox TV dahil, dördü Cumhurbaşkanı’nın konuşmasını normal yayınlarını keserek canlı olarak aktarırken, ATV tınmadı bile.

        Dizisini yayınlamaya devam etti.

        Bazıları buna çeşitli anlamlar yüklemişler.

        Bence tek bir nedeni var.

        Herkes Cumhurbaşkanı’nın konuşmasını yayınlarken, dizi yayınlayarak daha yüksek rating ve dolayısı ile daha yüksek reklam geliri elde etmek.

        Ve hem ratinglerde hem de gelirde rakiplerinin önüne geçmek.

        Aileden olunca, böyle küçük şımarıklıklar hoşgörülür.

        REKLAM

        ***

        Azı karar çoğu zarar

        Değerli dostum Ertuğrul Özkök, bir kez daha büyük bir övünçle “En yüksek testosteron seviyesine sahip gazeteci” olduğunu yazınca bu kez panikledim.

        Çünkü Özkök’ün aksine benim testosteron seviyem biraz düşük.

        Kaç olduğunu bilmiyorum. Çok da ilgilenmiyorum doğrusu. Bunun yaygın bir durum olduğunu söylemek de mümkün.

        Ancak şunu biliyorum.

        Yüksek testosteron da çok iyi bir şey değil.

        Erken yaşta yüksek testosteron “erken ergenlik” diye bir olaya sebebiyet veriyormuş mesela.

        Bu da bazı gelişim bozukluklarına yol açabiliyormuş.

        Bu erken yaşta yüksek testosteronun sonucu.

        Yüksek testosteronun bir diğer riski kanda pıhtılaşma. İleri yaşlarda bu pıhtılaşma inme ve kalp krizi riskini arttıran bir şey olarak algılanıyor.

        Testis tümörleri ve hipertiroid da yüksek testosteronun getirdiği riskler arasındaymış.

        Yüksek testosteron kaslı ve androjen bir beden için iyi bir şey. .

        Ancak Ertuğrul Bey’de bu yok. Muhtemelen gençlik çağında pek spor yapmamış olmasındandır.

        Kimi sporcuların, bir tür sentetik testosteron olan anabolik steroidleri kullanmalarının da nedeni bu aslında.

        Bu yolla kas oranlarını arttırıyorlar.

        Ancak yüksek testosteronun bir yan etkisi olarak da sinirlilik, öfke patlaması, hızlı değişim gösteren ruh hali, paranoya ve algı ve değerlendirme bozukluğu da sıkça rastlanılan bir durummuş.

        Yani anlayacağınız, her şey kararında olmalı.

        REKLAM

        ***

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        Geçmişte tarikat ve cemaatlerle yapılan işbirliklerinden ders alındığı zaman.

        Diğer Yazılar