Bazen CHP'li dostlar soruyor:
Neden CHP'yi bu kadar eleştiriyorsunuz?
Aslında bu soruyu soranlar kısmen haklı...
Çünkü biz gazeteciler CHP'de siyaset yapan bazı isimleri eleştirirken mecburen onların CHP'li kimliklerini vurguluyoruz.
Okuyucu da doğal olarak elle tutulur hiçbir yanları olmayan siyaset bezirganlarını değil de CHP'yi hedef aldığımız gibi yanlış bir kanaate kapılıyor.
Şimdi, iktidara geldikleri gün kendilerine muhalif gazetelere el koyacaklarını açıklayan Gürsel Tekin'in CHP Genel Sekreteri olduğu gerçeğini nasıl görmezden geleceksiniz?
Tekin'in bu açıklaması biraz yakın tarih bilen herkese 1920'li yıllardaki Takrir- i Sükun dönemini hatırlattı.
Tarihe meraklı olanlar bilir, o dönemde kanun çıktıktan hemen sonra 6 gazetenin kapısına kilit vuruldu.
Hakkında halkı isyana kışkırttığı gerekçesiyle tutuklama kararı verilenlerden biri de dönemin ünlü gazetecisi Hüseyin Cahit'ti.
2015 Türkiye'sinde Takrir-i Sükun uygulamalarına rahmet okutacak açıklamanın sahibinin bir CHP yöneticisi olması kimbilir Kemal Kılıçdaroğlu'nu nasıl etkilemiştir!
Gürsel Tekin'in evlere şenlik açıklamasının yankıları sürerken bir başka CHP milletvekili Umut Oran çıktı sahneye...
Geçtiğimiz haftanın son günlerinde Basın İlan Kurumuna bir başvuruda bulundu Oran...
Hakkında asılsız haberler yaptıklarını iddia ettiği 21 ulusal ve yerel gazetenin resmi ilan ve reklamlarının kesilmesini talep etti.
Kendisi galiba "Ya bendensin ya kara toprağın" anlayışının siyasette vücut bulmuş hali...
Oran'ın muhalif gazetelerin nefesini kesmek için başvuruda bulunduğu Basın İlan Kurumu'nun böyle bir yetkisi olduğu doğru...
Ancak CHP'li milletvekilinin bilmediği, duyunca çok şaşıracağı ilginç
Aynı partide siyaset yaptığı Oktay Ekşi, bundan 2 yıl önce TBMM Başkanlığı'na bir kanun teklifi verdi. Ekşi, 8 Ocak 2013'te TBMM Başkanlığı'na sunduğu teklifinde gazetelere Basın
Ekşi'ye göre bu uygulama antidemokratikti.
Düşünün, bir CHP milletvekilinin antidemokratik bulup 'kaldırılsın' dediği uygulamaya, bir diğer CHP milletvekili sırf muhalif gazeteleri susturmak için dört elle sarılıyor...
Kendi içinde bu kadar çelişen, basın özgürlüğüne bakış açısı duruma ve şartlara göre her an değişebilen bir siyasi anlayışı nasıl eleştirmeyeceksiniz?
Nerede kaldı basın özgürlüğüne verdiğiniz önem?
Nerede kaldı sizin hiç dilinizden düşürmediğiniz devrimci, demokrat duruşunuz?
Fikir özgürlüğüne, farklı seslere neden tahammül edemiyorsunuz?
***
CHP'nin şanssızlığı partide köşe başlarını tutan siyasetçilerin sonu gelmeyen tutarsızlıkları...
Onlar siyasi ikbal uğruna, önlerine konulan her mikrofona ucunun nereye varacağını hiç düşünmeden konuşuyor.
Tarih, siyaset ve toplumu okuma konusunda yetersiz oldukları için de her ağızlarını açtıklarında çam üstüne çam deviriyorlar...
Kırdıkları her pot CHP'nin hanesine eksi olarak yazılıyor.
2015 Türkiye'sinde Takrir-i Sükun dönemi izlerini taşıyan söz ve girişimlerin sahiplerini biz hiç ciddiye almıyoruz..
Türk halkının da almadığını çok yakında hep birlikte göreceğiz.