Hakkı Öcal

Hakkı Öcal

hakki.ocal@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

ABD, 2014’te askerlerinin Suriye topraklarına ayak basmalarına karar verdiğinde, amacını sadece DAEŞ’i yok etmek olarak açıkladı. Rus gözlemciler, Amerika’nın
hedefinin bununla sınırlı kalmayacağını, Amerikalı Neocon’lar ise
kalmaması gerektiğini söylediler. Ama
başta Türkiye’deki yazarlar olmak üzere, bütün Batı basını ve siyasetçileri bu
açıklamayı doğru saydılar.

Sayın Davutoğlu henüz başbakan olmuştu, ama o zamana kadar dışişleri bakanı olarak görev yaptığı için gelişmelere yabancı değildi. Türkiye bir büyük görev devir-tesliminden geçiyordu. Yapılan açıklamalar ihtiyatlı bir iyimserlik içeriyordu.

Haberin Devamı

Nitekim Rus uzmanların tahlilleri doğru çıktı ve ABD geçen hafta sonu baklayı ağzından çıkardı. Bir Suriye uçağı PKK/PYD güçlerinin mevzilerini bombalamaya başlayınca, ABD F-18 ile Suriye uçağını düşürdü ve şu açıklamayı yaptı:

“Koalisyonun misyonu, Irak ve Suriye’de DAEŞ’i yenmektir. Koalisyon, Suriye rejimi, Rusya veya onlarla ortaklık kurmuş olan rejim yanlısı güçlerle çarpışmak istememektedir, fakat koalisyon ve ortaklarına ait güçleri herhangi bir tehditten korumakta tereddüt etmeyecektir.”

Bu diplomatik dille yazılmış ve görünüşte sadece savunma kararlılığı içeren cümle, gerçekte ABD’nin, Suriye’yi bölme ve bunun için gerekirse Rusya ile bölgesel bir çatışmayı göze alma kararlılığının beyanıdır.

ABD’nin ortak kategorisinde, birkaçı hariç Suriye ile komşu bile olmayan 70’e yakın ülke vardır. Bu ülkelerin savunulması gereken varlıkları, kiminin gönderdiği sahra hastanesinden, seyyar yemekhaneye, ciddi bir tehdit altında değildir; PKK/PYD hariç! ABD, son iki buçuk yıl içinde, “Bölgesel Kürt gruplar” diye adlandırdığı PKK/PYD unsurlarını eğitmiş, silahlandırmış ve onlara toprak ve göz yumduğu etnik temizlik hareketleriyle nüfuz sağlamış bulunuyor. ABD kaynaklarının yayımladığı haritalara baktığınız zaman bunu açıkça görüyorsunuz. Fırat Kalkanı ile koruma altına alınan 2015 kilometrekare dışında, bütün Kuzey Suriye, “Kürt Toprakları” olarak işaretlenmiş bulunuyor. Yine birçok ABD yayınında Rakka sonrası, güneye doğru yapılacak harekâtın boyutları tartışılmaya başlanmış bulunuyor.

Haberin Devamı

Amerika’nın geçen cumartesi yaptığı açıklamadaki bu kısa cümleyle her türlü tehdide karşı koruyacağını ilan ettiği “ortak” Avustralya’nın yolladığı seyyar tuvalet kabinleri değil, işte bu sözümona Kürt bölgesidir.

Sanırım bu noktadan sonra irdelenmesi gereken, Esad rejiminin ve onun ortağı Rusya’nın, böyle bir emrivakiyi kabul edip etmeyeceğidir. Mevcut askeri harekâttan gelecek için sonuç çıkarsamak mümkünse, Rusya desteğindeki Esat kuvvetlerinin Deyr Zor’dan bir çizgi çizerek, PKK/PYD’nin bu çizginin güneyine inmesine izin vermeyeceği söylenebilir.

Bu, Suriye’nin bugüne kadar söylendiği gibi üçe değil, ikiye bölünmesi anlamına geliyor. Bu plan ABD ile Rusya arasında bir fiili anlaşmaya dönüşebilirse, büyük bir çatışma çıkmayabilir. Esad’ın ülkenin üçte birini daha düne kadar nüfus kâğıdı bile vermediği bir etnik grubuna bırakarak, kendi kanlı koltuğunu korumak istemesi mümkündür.