28 Mart 2024 Perşembe
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Suriye ve İsrail’in yumuşak karnı: Lübnan

Mehmet Yuva

Mehmet Yuva

Gazete Yazarı


2003’te Irak işgal edilir. 2004’te aynı işgal senaryoları Suriye’de Kamışlı kentinde prova edilir. Dönemin ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell yeni Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’dan teslim olmasını ister. Suriye itiraz eder. 2005’te Lübnan eski başbakanı ve popüler şahsiyet Refik Hariri bir suikast sonucu öldürülür. Suç Suriye’ye atılır. Şam, büyük bir kumpas ve medya operasyonuna maruz kalır. Suriye ordusu Lübnan’dan çekilir.
Bu çekilmeyi kumpasa müdrik olan Suriye’nin Lübnanlı dostları önerir. Çok ilginçtir ama bunların arasında Suriye sebebiyle Fransa’da yıllarca sürgün hayatı yaşayan General Mişel Aoun’da vardır. Suriye’nin Lübnan’da kalması halinde Hariri cinayeti üzerinden bir iç savaşın tertipleneceğini ve Suriye ordusuna karşı iç ve dış müdahalenin önünün açılacağını Şam’a bildirir. Esad çekilme kararı alır. General Aoun Lübnan’a döner. Başta Hizbullah Suriye dostları Lübnan siyasi partileri ile ittifak kurar ve Şam’ın müttefiki olur. En nihayet Lübnan Devlet Başkanı seçilir. Ancak Lübnan halen hükümetsizdir.

LÜBNAN HÜKÜMETSİZ DE YAŞAR
Türk Telekom’un sahibi 48 yaşındaki Sünni Saad Hariri tarafların uzlaşması sonucu Şubat 2016’da Başbakan seçildi ama hükümet kurulamıyor. Kimin hangi bakanlığa getirileceği ve hangi yetkilerle donatılacağı husus iki senedir çözülemiyor. Ancak Lübnan hükümetsiz de yaşar. Zira her siyasi parti bulunduğu bölgenin hükümeti konumundadır. Zira Lübnanlının iki temel ihtiyacı var; güvenlik ve parasının teminat altında olması. Güvenliği Lübnan ordusu, askeri polisi ve istihbaratı ile siyasi partisinin gücü sağlıyor. Parasını da özerk bankalar. Lübnan’da bankalar hükümet kontrolünde değil. Hükümet hiçbir şekilde bankalara müdahale edemez, el koyamaz. Paranın güvencesini özerk Lübnan Merkez Bankası sağlıyor. Onun da garantisi ve sigortası FED yani özerk Federal Merkez Bankası ile ECB yani Avrupa Merkez Bankası’dır. Bu haliyle Lübnanlı için hükümet ve parlamento fuzuli ve pahalı kurumlar. Olmaması daha hayırlı.

‘ESRAR SERBEST HALE GELEBİLİR’
Lübnan esrar ekiminin serbest bırakılmasını istiyor. Devlet te bu yönde tercih yapıyor. Taslak kabul edilmiş. Son rötuşları yapılıyor. Kenevirin faydaları, ondan elde edilen ürünler, dünya sigara tekellerin piyasayı kontrol etmek ve sigara içimini yaygın tutmak için anti-kenevir propagandasına dikkat çekiliyor. Esrarın kontrollü tüketilmesi halinde yararlı ve sigaranın sebep olduğu tüm hastalıklardan kurtuluş olarak görülüyor. Kenevirin ilaç sanayiindeki devrim niteliğindeki yararları paylaşılıyor. Legal ve devlet kontrolünde olması halinde kaçakçılığın ve terör örgütlerinin finans kaynağının kurutulacağına inanılıyor. Kenevir yağının mucizelerinden bahsediliyor. Yıllarca yasaklı olmasına rağmen üretimin engellenemediği ve devletin önemli bir gelirin vergisinden mahrum kaldığı inancı hakim. Genel havaya göre kenevir ekimi ve kullanımı kısa bir zaman içinde legal olacak.

ANAHTAR: HİZBULLAH
Lübnan Suriye’nin yumuşak karnı. Ancak Lübnan İsrail’in de yumuşak karnı. Burada anahtar kelime Hizbullah ve dostları. İsrail, Hizbullah ve dostlarını Lübnan’da zayıflatabilirse Suriye ve İran’a karşı önemli bir üstünlük kazanır. Lübnan’ı arzu ettiği gibi tanzim eder. Suriye’nin oksijen borusunu keser. İran’ı önemli bir dost ve müttefik ülkeden mahrum eder. Aksi bir durumun varlığı, yani Hizbullah, dostları, Suriye ve İran’ın nüfuzlu olması İsrail için iki tehdit unsurunun zuhur etmesi demektir; Birincisi Lübnan ve Suriye, deniz sahasında keşfedilen doğal gazın çıkarılması ve daha ucuza pazarlanmasını sağlayacaktır. İsrail gazına karşı rekabet üstünlüğü getirecektir.

DOĞU AKDENİZ’DEKİ DENKLEM
Türkiye ve Rusya’nın Türk Akımı Projesi İsrail ve ABD’ye yeterince zarar vermektedir. Türkiye’nin Kıbrıs’a deniz üssü kurma planı, Doğu Akdeniz’deki güvenlik ve ekonomik çıkar sahasında aktif olma isteği Lübnan ve Suriye’nin deniz altı kaynakları ile bütünleşmesi halinde ortaya çıkacak tablo İsrail için çok can sıkıcı olacaktır. ABD ve NATO Türk Akımı Projesine karşı Ukrayna’yı sürmektedir. Bu ülke üzerinden kriz yaratarak Rusya ve Türkiye’nin ekonomisi ve güvenliğine karşı konumlanmaktadır. İsrail ise enerji kaynakları ve güzergahlarına ciddi bir tehdit oluşturan Lübnan ve Suriye’nin kendi öz kaynaklarını kullanmaması için her türlü çılgınlığa davetiye çıkarmaktadır. İkinci husus İsrail’in eski konularla yeniden yüzleşmesi ve uğraşması zuhur edecektir. Lübnan ve Suriye’nin istikrarlı olması, İsrail’e karşı Filistin ve Golan meselesini yeniden uluslararası platforma taşıması ve İsrail üzerinde ciddi bir askeri baskı kurması demektir.
Lübnan Hizbullah’ı ve dostları Suriye’nin savaşta üstünlük sağlamasında önemli etkenlerdi. Suriye’nin toprak bütünlüğü ve merkezi devlet yapısını koruyan önemli kuvvetlerdir. Bunların mevcudiyeti Suriye’nin kuzeyinde yani Fırat’ın doğusunda kurulması arzulanan İkinci İsrail (Kürdistan) yapılanması için de tehdit unsurudur. Ayrıca İsrail’in 8 senedir destek verdiği İsrail-Suriye, İsrail-Lübnan hududu boyunca faaliyet gösteren terör örgütlerin ve onların üzerinden inşa etmek istediği yeni tampon bölgelerin darmadağın edilmesi çok hızlı olacaktır. Bu sebeple İsrail 2006’da saldırdığı Lübnan’da yaşadığı hezimetten de dersler çıkartarak bu sefer Suriye’yi yumuşak karnı Lübnan üzerinden vurup bir saldırı ile birçok hedefe ulaşmayı planlamaktadır. Daha az kayıp vermek için insansız tanklar, uçaklar ve silahlı robotların propagandası yapılmaktadır.

GAZ PARSELİNİ TÜRKİYE’YE VERİR Mİ?
Meşhur fotoğraftır: Nazi askeri elinde silah ellerini havaya kaldırmış çocuğa doğrultmuştur. Altında şöyle yazar; Bilmiyor ki en büyük silah yürektir. Hele ki bu yürek en modern silah ve füzelerle donatılmış Hizbullah gibi bir devletin elinde olağan üstü bir güce dönüşür. İsrail bunu çok iyi bildiği için savaş çığırtkanlığını pratikte temkinli yürütmektedir. Ancak evdeki hesap çarşıya uymaz ve aksilik çıkarsa bu sefer Lübnan İsrail için felaketin sürecini tetikleyen saha olur. Sahi, Türk Telekom’u emanet ettiğimiz Lübnan Başbakanı Saad Hariri bir kıyak yapıp Türkiye’ye Lübnan deniz kıtasındaki 4 ve 6nolu doğal gaz parsellerini verir mi? İşbirliği yapar mı? Hükümetimizin böyle bir meyli ve talebi olmuş mudur? ABD’de finans kuruluşların kapılarını aşındıracağınıza kapınızdaki kaynakları kullanmayı öğrenin.
NOT: Adanalı biraz da Hataylı sesi ve duruşuyla insan olanın gönlünü fethetmiş Haluk Levent gardaşımız konserden kazandığı tüm parayı Macro marketten çıkarılan 380 işçiye vermiş. İşçiler bir işçi arkadaşlarının çocuğunun ameliyatı için devretmek istemiş. Haluk gardaşımız bu ameliyat ücretini de üstlenmiş. Güzel yürekli Haluk Levent’i kutluyoruz. Emsal olmasını diliyoruz.