"Şu adamı susturun!.."

A -
A +
Mevlânâ Seyyid İbrâhim Efendi, Allah adamlarındandır. 1528 senesinde vefât etti. Kabri, İstanbul Eyüp Sultan Câmii yakınındadır.
Bu zâtın sevenleri olduğu gibi sevmeyenleri de vardır. Nitekim biri vardır ki bu zâta dil uzatır.
Gıybetini yapar.
Ama büyük zât aldırmaz.
Hattâ cevap bile vermez.
Bir gün sevenleri; “Efendim, şu  adamı susturun” derler.
Cevabında;
“Hayır! Eden kendine eder” buyurur.
Derler ki:
“İzin verin, biz söyleyelim.”
“Hayır, bırakın söylesin.
Her kaptan içindeki dışarı sızar” buyurur.
İyi de, o kimse ahlâksızdır.
Meydanı boş bulunca azıtır.
Hakaretini daha da arttırır. O zamana kadar sabreden İbrâhim Efendi, bu defâ çok üzülür!
Nâzik kalbi incinir.
Döner sevdiklerine;
“Onun dili, bir daha döner mi? O hakâretlerine devam edebilir mi?” buyurur.
Eyvâh, ok yaydan çıkmıştır.
“Allah dostu” kırılmıştır.
İşte ne olduysa o an olur.
Adamın dili tutulur.
Bir kelime konuşamaz olur.
Büyüklerimiz;
"Evliyâ, açıkta duran kılıç gibidir. Onlara sataşan, o kılıca boynunu vurur” buyurmuştur.
Velîler Allah dostudur.
Onların hürmetine yağdırılır yağmur, kar.
Onların kalplerinden, kalplere feyiz akar.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.