|
Spor ve medeniyet

Pek bilinmez pek de dile getirilmez ama bu topraklarda "spor tekkeleri" vardı asırlar önce; "zeki, çevik ve ahlaklı" sporcular yetişsin diye. Bu anlayışın ürünü olarak 6 asırlık bir gelenek olan yağlı güreş müsabakalarında hala şöyle seslenir cazgırlar: "...Üste çıktım diye övünme, alta düştüm diye yerinme..."

Oyun ve sporla ilişkisi böylesine kadim ve kurumsal bir memleketin çocukları olarak meseleyi "k.yduk mu?" seviyesine indirmeyi başardık. Pazartesi akşamı kadınlar basketbol final maçında yaşananlar kimi şaşırttı? Şaşırdık mı sahiden bu "istenmeyen lakin beklenen" olaylara? Daha da garibi bu olaylar sahiden "istenmeyen" olaylar mı? Diğer taraftan Cumartesi Melo, Pazar akşamı da Emre Belözoğlu yine "resitallerini" sundular bize. Giderek Emre ile Melo arasında bir "med cezir manzaraları" haline dönüşüyor Türk futbolu; bir yarımız Emre, diğer yarımız Melo...

Melo yeterince para kazandıktan sonra "iz bırakarak" gidecek; ama Emre hep bizimle kalacak, "içimizden biri" olarak. Üstelik "muhafazakâr" bilinen biri olarak... Soralım o halde Emre"yi sahiplenen, yıllardır saha içinde saha dışında yaptıklarına "eyvallah" diyen, görmezden gelen ağabeylere, büyüklere; Emre"midir gençlere örnek olarak göstereceğimiz kişi? Yeni bir medeniyet tahayyül ve tasavvuruna sahip Türk muhafazakârları, müstakbel medeniyetimizin rol model sporcusu Emre"midir? Rakibe "boğazını keserim" diye işaret etmekten, basın mensubuna kol göstermeye, rakip kulübeye küfür etmekten, hakeme kameralar önünde sövmeye kadar, "futbolda çirkinlik adına" yapmadığı ne kaldı "yavuz ve gürbüz" evladımızın? Ne yaparsa "olmadı" diyeceğiz?

Tahammül sınırımız nedir? Demem o ki spor, yeni bir medeniyet inşası için mühimdir ağabeyler; en az 6 asır öncesinde olduğu kadar.

10 yıl önce
Spor ve medeniyet
Haftanın ekonomik özeti ve beklentiler
Mülâhaza etmek
Siyasetçileri bürokratlara kurban etmek
Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından
Taşkent’in öbür yüzü