“Söz anlamaz bayan memur!..”

A -
A +
“Parasını verip yeni bir bilet daha alayım. Yeter ki bu çocuk bu sebeple burada kalmasın...”
 
Sabahın 05.00’inde Sabiha Gökçen Havalimanı'nda bir isim fazlalığı yüzünden 16 yaşındaki çocuğun biletini bir türlü onaylatamıyorduk.
Şöyleydi böyleydi… Hiçbir çözüm olmayınca dedim ki:
-Hanımefendi o zaman ben vazgeçeyim gitmekten… Benim yerime onlar gitsin… Çünkü o çocuk… Burada sabahın beşinde böyle bırakamayız! Yani ben yerime bu kimseyi bulmuş olayım.”
-Hayır olmaz…
Yani o an için bütün alternatif çözümleri düşünüyorum kafamdan…
-Tamam parasını verip sıfırdan bir bilet daha alayım. Yeter ki bu çocuk bu sebeple burada bu saatte kalmasın…
-Mümkün değil…
-Bakın sizin burada biz yolculara yardımcı olmanız lazım… Ben size birkaç öneri getiriyorum. Siz ise sadece “mümkün değil” diyorsunuz. Bunu nasıl yaparsınız bize?
O an nasıl kendimi zorluyorum, öfke patlaması yaşamamak için. Ben ki kimseye “gözün üstünde kaşın var” demeyen birisiyim.
Bu arada kızcağız dedi ki:
“Enişte çok üzülme. Ben beklerim. Sabah olunca da binerim otobüse… Sabahleyin eve geri dönerim…”
Bu kızcağız çözüm buluyor öbürü bulamıyor… Çaresiz çok üzgün, kızcağızı havalimanında bırakıp bindik uçağa… İçim rahat değil…
Kafamda not alıyorum. Dönüşte bu havayolları firması yetkililerine şikâyetimi yazacağım.
Bu düşüncelerle vardık Sivas’a… Biz hoş beş sürecince iken akşam bir haber:
İstanbul’da bacanak evde beyin kanaması geçiriyor.
Eyvah, bir çığlık bir telaş doğruca hastaneye yetiştiriyorlar. Durum bayram arefesi… İlk yardım hastanesine müracaatta diyorlar ki: “Hiçbir yere götürmeyin. Siz hiç vakit kaybetmeden Hizmet Hastanesi var oraya götürün! Bu konuyla ilgili sayılı hastanelerdenmiş. Hiçbir yere takılmadan 15-20 dakika içinde oraya yetişiyorlar. Eğer o hastane bu hastane dolaşılsa çok riskli bir durummuş.
Ben o anda uçağa isim sebebiyle binemeyen bacanağın kızının babasının yanında olduğunu hatırlıyorum. O haber geldiğinde bizim yanımızda Sivas’ta olsaydı, kim bilir çocukcağız ne ıstırap çekecekti? Biz kim bilir onu hemen babasına ulaştırmak için ne telaşa ve çabaya girecektik? Bu haber gelince biz de ertesi gün geri döndük. Bacanağa yetiştik… (Çok şükür başarılı bir operasyon sonucu sağlığına kavuştu)
Anladım ki bir şeyde çok ısrarcı olmamak lazım… "Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler” demek lazımmış…

                S. Bahattin A.- İstanbul

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.