Ümraniye'de bir imam hatip öğrencisinin, “Cumhurbaşkanı olacağım, idamı getireceğim” sözleri, eğitimin geldiği noktayı gözler önüne serdi. Konuyu değerlendiren uzmanlar, ‘söyleyenden çok söyleten koşulların’ önemli olduğuna dikkat çekti

Söyleyenden çok söyleten önemli!

UĞUR ŞAHİN

İstanbul Ümraniye'de bir imam hatip ortaokulunda okulların kapanması nedeniyle röportaj yapan bir gazetecinin, “Büyüyünce ne olacaksın?” sorusuna, bir imam hatip öğrencisinin verdiği yanıt eğitimin geldiği noktayı gözler önüne serdi.

Öğrenci soruya, “Hedefim büyük ve artacak, basamak basamak” yanıtını verdi. AKP’nin eğitimi gericileştiren hamleleriyle yetişen nesili açığa çıkaran öğrencinin cumhurbaşkanı olma hedefini “Muhtarlıktan başlamayı düşünüyorum. Sonra belediye başkanı, sonra milletvekili, sonra bakan, sonra başbakan, sonra da cumhurbaşkanı olacağım” şeklinde sırasıyla söylemesini dikkat çekti.

'İdamı getireceğim'
Bununla birlikte öğrencinin muhabirin “Peki ne yapacaksın cumhurbaşkanı olunca?” sorusuna verdiği yanıt ise, “Anayasayı değiştireceğim. Darbeciler yüzünden bir sürü sorun yaşıyoruz. Bu yüzden idam getireceğim. Anayasada geriye dönmüyormuş ama ben geriye döndüreceğim” oldu.

Koç Üniversitesi Psikoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Çiğdem Kağıtçıbaşı, Eğitim Sen’den Eğitim Uzmanı Erkan Aydoğanoğlu ve Öğrenci Veli Derneği (Veli-Der) 2’nci Başkanı Metin Erdoğdu, öğrencinin söylediklerini BirGün’e değerlendirdi.

Almanya'da kök hücre, Türkiye'de 'cumhurbaşkanı'
“Söyleyenden çok söyleten koşulları sorgulamak lazım” diyen Erkan Aydoğanoğlu, televizyonlarda çocukların zihinsel gelişimi göz ardı edilerek yapılan yayınlardan çocukların çok etkilendiğinin altını çizdi. Aydoğanoğlu, “Çocuklar herhangi bir süreçten geçirmiyor, çünkü karşılaştırma yapamıyor. Yani ona ne veriliyorsa onu alıyor. Almanya’daki çocuk ise, ‘Kök hücre üzerine çalışma yapmak istiyorum’ demiş. Bu da Türkiye’de eğitimin geldiği noktayı, iktidarın söylemiyle gelinen noktanın nasıl örtüştüğünü gösteriyor. Dini referans haline getiren eğitim politikalarının acı sonuçlarıdır bunlar. Bu çocuğun anne babasından da etkilendiğini düşünüyorum” diye konuştu.

Televizyondaki söylemler çok etkili
Prof. Dr. Çiğdem Kağıtçıbaşı ise, televizyondaki söylemin çocuklar üzerinde çok etkili olduğunu ifade ederek, “Direk bilincine işliyor, etkisi de bu şekilde ortaya çıkıyor. Özellikle medyanın çatışmacı ve hümanist olmayan yaklaşımları, bir yerde özendirici oluyor. Örneğin idamı getirmek gibi. Aile de etkin rol oynuyor. Televizyonda duyduklarını kendi aralarında konuşuyor. Çocuk bu söylenenleri duyuyor. Muhtemelen, ‘Aile idam edilmeli bunlar’ diyor, bu şekilde bir etkileşim oluşuyor” şeklinde konuştu.

Din temelli eğitimin sonucu
Bilimsel ve laik eğitimden uzaklaşıldıkça bu tarz olayların yaşandığını kaydeden Metin Erdoğdu da, çocuğun söylediklerinin din temelli eğitim yaklaşımının bir sonucu olduğunu ifade etti. Erdoğdu şöyle konuştu: "Çok vahim dediğimiz bir durumun ardından bir sonraki gün daha da vahim şeyler oluyor. Uzun zamandır çocuklara yerleştirilen bilinç altı mesajları etkili ve bunlar okul öncesi eğitimden başlıyor. MEB’in Diyanet İşleri Başkanlığı ile yaptığı özel protokollerle çocukların eğitimine imamlar dahi giriyor. Dolayısıyla soyut algısı gelişmeyen çocuklara böyle bilinçaltı yükleniyor.”

***

Gökçek: Geleceğe artık ümitle bakıyoruz
CHP İstanbul Milletvekili Tuncay Özkan imam hatip öğrencisinin sözlerine yönelik, "İzlerken kanım dondu, kalbim sıkıştı... Çocuklarımızın 'büyük hedefi' anasayayı delmek... Yarattığın büyük yıkımın farkında mısın ey AKP?" paylaşımında bulundu. CHP'li Özkan'ın paylaşımına yanıt veren Ankara Büyükşehir Belediyes Başkanı Melih Gökçek, çocuğun sözlerini destekleyerek, "Tam tersi... Senelerce sahte ve yalan bilgilerle donattığınız çocuklarımız dünyayı ve gerçekleri tanıyor... Geleceğe artık ümitle bakıyoruz" ifadelerini kullandı.