Sosyal medya yangın yeri

Antalya, Muğla, İzmir, Osmaniye, Mersin, Adana, Çanakkale, Kayseri, Edirne, Manisa...

Ülkemiz cayır cayır alevler arasında kaldı. Görüyoruz ve inanıyoruz ki yetkililer ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorlar. Vefat eden, hastanelere taşınan insanlar, alevler arasında kalan hayvanlar var. Tüm bunlar olurken ülkemiz yangın yerine dönmüşken bir de sosyal medya ülkemizden daha çok yangın yerine dönmüş vaziyette.

Yalan haberler, insanların birbirlerini suçlamaları, yetkililere iftira derecesine varan söylemler, sürü psikolojisi edasıyla bilinçsizce yapılan paylaşımlar... Bitmiyor.

Kimi öfkesinden kimi devlete düşmanlığından kimiyse bilmediğinden yaygara koparıyor. Fakat maalesef hepsi ülkemize, bize, birlikteliğimize zarar veriyor.

Peki ne yapmalı?

İnanın bazen hiçbir şey yapmamak, bir şeyler yapmaktan daha evla oluyor.

Öncelikle sosyal medyadan bir süre uzak kalmak ve en doğru kaynaklardan bilgi almak ilk amaç olmalı. Ve bu bilgi, yeterli düzeyde olmalı kaygı ve panik yaşamamak adına.

Eğer bir şeyler yapmak istiyorsak yapacağımız en güzel şeylerden biri de güvendiğimiz kurumlar aracılığıyla felaketi yaşamış bölgelere yardımda bulunmak olmalı.

Ve tabii ki dua, dua, dua...

Müslüman olarak en güçlü silahımız...

Sorumluluğumuzu en güzel şekilde yerine getirebileceğimiz alan...

Her an yapabileceğimiz, zaman/mekan sınırı olmayan, maddi güç istemeyen yardım: Dua.

Lütfen! Şu yangın yerinde yangını körükleyen değil yangına su taşıyan eller olalım.