Soros'la değil Atatürk ile yürüyün!

İlk iki gün Türk bayrağı ve Atatürk yoktu, CHP tabanı feveran edince üçüncü gün bayrak ile Atatürk’ü hatırladılar.
Kimse kusura bakmasın CHP’nin adalet yürüyüşü Soros’un turuncu yürüyüşüne benzemeye başladı.
Öyle olmasa FETÖ’cü alçakların önde gideni Emrullah Uslu bu yürüyüşü kutsamazdı.
Aynı şekilde Hasan Cemal ve Mazlumder Başkanı gibiler bu yürüyüşte yer almazdı.
Keza PKK ile FETÖ sevicileri alkış tutmazdı.
Aslında yanlış başta yapıldı.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun emperyallere yaptığı çağrı mandacılığı çağrıştırdı.
Ne demek dünya için yürüyeceğiz?
Hayır Tayyip Erdoğan’ı emperyaller zorla değil, Türk milleti seçimle indirecek ki tersini savunmanın adı Sorosculuktur.
İşte CHP bunu yaptığı için milli bir seçenek olamıyor ve Tayyip’i siyaseten yaşatmaya devam ediyor.

ÇÖLAŞAN'DAN YİNE FETÖ PROPAGANDASI!

Artık emin olmaya başladım bu Emin Çölaşan’ın FETÖ’de bir açığı var.
Öyle olmasa ısrarla FETÖ’nün yalanlarını hakikat diye sunarak vicdan istismarı yapmaz ve örgütün propagandalarına aracılık etmezdi.
Açın pazar günkü yazısına bakın, yine aynı rezalet.
Bizzat kendisi bir ay önce sütununda yalan yazdığını itiraf etti lakin aynı şeyi yine yaptı.
Hatırlayın FETÖ’cü bir kadın adına örgütün yazdığı sahte mektubu yayınlayınca savcılık açıklama ile yalanlarını çürütmüştü ki Çölaşan bu açıklamayı mecburen köşesinde yayınlamıştı.
Evet, Emin Çölaşan artık maalesef FETÖ propagandisti. Zira örgütün masa başı uydurduğu her şeyi gerçek diye okuruna aktarıyor.
Cevap ver Emin, nedir senin bu FETÖ’cüleri sahiplenmenin perde arkası?

BİR ASKER KARAVANASI KALMIŞTI ONU DA..!

Bozmadıkları bir asker yemeği kalmıştı, onu da hallettiler.
Bir ay içinde yemekten 4 defa zehirlenmek olacak şey midir?
Evet dokundukları her şeyi kurutuyorlar.
Karavanayı iptal edip asker yemeğini yandaş şirketlere havale ettiler.
Amaçları asker yemeğinden avanta almak mı yoksa Türk ordusunun 5 bin yıllık geleneğini bertaraf etmek mi anlamış değilim.
Emekli komutanlar ne güzel söyledi, eskiden karavanada pişen yemeği önce komutan tadar, akabinde askere sunulurdu.
Görüyorsunuz hastane ile başlayıp mutfağa kadar girdiler ki korkarım bu gidişle TSK kalmayacak!

DEVLETİ ARIYORUM

AKP iktidarına kadar Türkiye’nin kanun hakimiyeti ve kırmızı çizgileri olan iyi kötü bir devleti vardı.
Kurumlar öyle böyle çalışırdı.
Eksik ve yetersiz olsa da bir devlet aklı söz konusuydu ki bugün bunun zerresinden söz etmek mümkün değil. Zira herkes sadece tek bir yeri gözlüyor.
Peki bu duruma nasıl mı geldik?
Devletin laik denilerek hasım görülmesi ve rövanş adına hedefe oturtulmasından!
Söyleyin devleti aranır hale düşürenlere tarihin hükmü hiç pozitif olabilir mi?

GÜL'ÜN HEDEFİ DE GAULLE OLMAK!

De Gaulle’ü biliyorsunuz!
Fransa’yı kaostan kurtaran adamdır.
Dikkatle izlediğim Abdullah Gül onun gibi olmak istiyor ve ona göre tavır takınıyor ki önceki akşam Saadet Partisi iftarındaydı.
Gül, Tayyip Erdoğan’ın küresel bağlamda kaleminin kırıldığının ve süpürüleceğinin farkında.
Dahası, onun süpürülme sürecinin çok sıkıntılı geçeceğini görüyor.
Bütün bunları dikkate alıp her kesim ile iyi ilişkiler kuruyor ki yarın buhran anında De Gaulle gibi birleştirici pozlarını takınsın!
Söylemedi demeyin, Türkiye Tayyip Erdoğan’dan çok Abdullah Gül ile yıkılır. Zira Gül, Erdoğan’ın tersine mücadele bile vermez!