Sörloth ve şeytanın parmağı!

Gençlerbirliği-Trabzonspor maçının hakemi Hüseyin Göçek'e:

Gençlerbirliği'nden Biano'nun Sörloth'a ayakla, Sörhoth'un da elle Biano'ya müdahalesini görüyorsun.

Yetmedi; 4'üncü hakemin hemen yanı başında cereyan eden müdahalelerle ilgili ondan bilgi almıyorsun.

Sarı kartları peş peşe iki oyuncuya patlatıyorsun.

Sonra televizyonda filmi izleyen zat-ı muhteremin kulağına, "Gel beraber izleyelim" diye üflüyor.

O üflemeye "VAR"ım diyor ve ekranın karşısına geçiyorsun.

Ama anlaşılan o ki, vakanın sadece Sörloth'un elle müdahale kısmı ilginizi çekmiş olacak ki, sadece o sahneyi izliyorsun.

Sonra gerisin geri gelip, yüzün gözün kızarmadan Sörltoh'a, "Sarı yetmez. Al sana bir kırmızı" diye kartı gözünün üstüne patlatıyorsun!

İyi de, "Bu ağzı var ama dili yok" diye tarif edilen Kuzeyin Oğlu'nu, "bu denli agresif, sabırsız, hatta kendine yakışmayan hareketi yapmaya ne sebep oldu?" diye kendi kendine niye sormuyorsun?

Soruya da cevap bulmak için VAR ekranında vakanın 15-20 sanayi öncesine neden bakmıyorsun?

Hiç ortada "fol yok yumurta yok" iken, Biano'nun üst üste tekmeleri "al sana, al sana" diyerek Sörloth'a sallamasını nasıl ve neden "es" geçiyorsun?

***

Aklıma hatırı sayılır bir ihtimal gelmiyor değil!

Ama birileri çıkıp; "Şeytanın avukatlığına soyundun" demesinden çekindiğim için, "Trabzonspor'un şampiyonluk yolundaki en büyük silahının devre dışı bırakılması gerek" diye ben diyeyim "bir yerlerden", başkaları desin "rakiplerden" talimat alındığını açık açık söyleyemiyorum.

***

İşin bir yanı da Sörloth'un anlayışı, ya da profesyonelliği ile ilgili.

O da, hemen hemen herkesin, "Ben olsam Biano'dan ilk tekmeyi yediğimde, hemen hemen tüm futbolcuların yaptığı gibi, adeta ayağım kırılmışçasına kendimi yere atardım. Biano'ya da kırmızı, en azından sarı kart gördürür kendimi de kurtarırdım" diye tarif ettiği durum var.

İyi de, Sörloth yaptığı işin amacına inandı, gücü ve yeteneğine güvenerek futbolu yerde değil ayakta oynamaya çalıştı, yani "şeytanlık düşünmedi" ise yanlış mı yaptı?

Abartıya kaçmayıp, futbolun güce, zekâya ve yeteneğe dayalı bir oyun olduğunu göstermeye çalıştığı için suçlu mu oldu?

Ne oldu, ya da ne olacak şimdi?

Sörloth'a "direk kırmızı kartın bedeli en az 2 maçtır" denilerek ceza mı kesilecek?

Yoksa, "hakem VAR'a gidip, ekranda defalarca izlemesine rağmen yanlış karar verdi" denilip, "hafifletici sebep" sayılarak ceza tek maça mı indirilecek?

İşte o zaman al sana yeni bir tartışma daha!

Bakın siz her halükarda; ortada "fol yok yumurta yok" iken kendilerine göre gerekçeler ve sebepler ihdas ederek rakiplerini hedef tahtası yapanların başta PFDK, MHK dolayısıyla TFF'ye, hatta Trabzonspor'a saldırmalarına!

Süper Lig'in açık lideri Sivasspor maçında Sörloth'un yer almasına gösterilecek tepkilere.

***

Anlatmak istediğim odur ki, sadece futbolda değil, hemen hemen her yerde, tepeden tırnağa kadar işin içine şaytanın buyur edildiği bu ülkede, VAR'a bakıp da "göz göre göre" böyle bir pozisyon için böylesine bir kanaate varmak ve de "göstere göstere" yanlış karar vermek, ne insanlığa, ne adalete, ne de temeli ahlâk olan spor amaçlı icra edilen bir yarışmaya sığar!

Ne diyelim? Sığdıranlar utansın!

dfs-004-001-011.jpg

Yazarın Diğer Yazıları