13 Mayıs 2015

Soma, Elmadere, O Köy… Unutma!

301 madencinin hayatını kaybettiği facianın üzerinden bir yıl geçti, madenlerde hâlâ denetim yok madenciler aynı koşullarda çalışmaya devamediyor

Bugün Soma faciasının 1. yıldönümü…

Giden 301 can için dava tarihi bile neredeyse 1 yıl sonrasına verildi hala bir sonuç yok…

Yetim ailelere verilen ölüm maaşı 350 TL

Verilen sözler tutulmadı…

Ermenek’te de büyük bir facia yaşandı. "Oğlum yüzme de bilmezdi, suyun içinde ne yaptı" diyen Ayşe Nine’nin sözleri hep aklımda… Pazar günü Anneler Günü’nde söylediklerine ise daha da buruldum: Oğlum yaşasaydı bana her gün Anneler Günü'ydü, Yavrum hiç rüyama girmedi. Rüyama girse sevineceğim, öpeceğim, kucaklayacağım"

* * *

Daha dün, Soma’daki İmbat madeninde göçük oldu 3 madenci yaralandı.

Eylülde yine İmbat madeninde ihmal sonucu Metin Keskin yaşamını yitirdi.

Madenlerde hala denetim yok, madenciler aynı koşullarda çalışmaya devam ediyoruz diyorlar.

Aşağıda açıkladığım belgesel için gittiğim Elmadere Köyü’nde ben çekim yaparken yeni maden çalışması yapılıyordu, ki facianın üstünden birkaç ay geçmişti. Şu anda büyük ihtimal bitmiştir.

* * *

Soma faciasından sonra ise benim de çoğumuz gibi psikolojim bozuldu. Ben de kendi adıma bir şeyler yapmalıyım acıları dile getirip ortak olmalıyım diyerek tek başıma sırt çantamı alarak 11 şehit veren Manisa’nın Kınık ilçesine bağlı Elmadere Köyü’ne gittim. Kendi başıma ekipmanlarımla ve orada yeni tanıştığım yüce gönüllü insanların desteğiyle teknik olarak çok da iyi olmayan ama tamamen gerçeklerin olduğu bir belgesel çektim.

Adını “O Köy” koydum çünkü bu köy facia zamanı dışlanmıştı… Nedeni üzerinde durmayacağım, benim için esas olan her zaman mağdurun yanında olmaktır.

Benim için şiirdeki uzaktaki “o köy” oldu…

Unutmayalım hiçbir şeyi…

Unutmak unutulmak en acı olan…

O Köy belgeseli… 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Ali Kemal Çınar: Zayıf yönlerini görüp bunun üzerine gitmek, ancak güçlü gördüğün yönlerinin varlığından cesaret alarak yapılabilir

Ali Kemal Çınar ile son filminden Kürt sinemasında birey olma sorunsalına, Diyarbakır'dan Türkiye Sineması'nın geleceğine uzanan bir söyleşi gerçekleştirdik

Ulaş Tosun: Merhaba Canım'ın yarattığı etki, belki tasarlanmış estetiğin bir kere daha çöküşü olarak yorumlanabilir

Merhaba Canım benim için sansürün ve otosansürün tüm gücünü hissettiğim bir çalışma oldu