"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Sokrat neyi arıyordu?

Raşit YÜCEL
18 Eylül 2019, Çarşamba
Atina’da dünyaya gelmişti Sokrat.

Hak dine inanıyordu. Bir taş ustasının oğluydu. Bu mesleği bırakıp kendine bir dava seçmişti.

Atina’da rastladığı insanlara şunları soruyordu: “Kendine dair ne biliyorsun? Sen nesin? Hayat nedir? Neye yarar? Kendini tanımağa çalış, kendini bilmeyen başka neyi nasıl bilir?”

Sokrat’ın sorguladığı sorular, özellikle gençler arasında önemli bir revaç bulur. Bu sorular, onu bazı insanlar tarafından ve istenmeyen adam ilan edilemesine sebep olur. Bu sorgu halkası gittikçe yaygınlaşır. Nihayet kurulan mahkemesi tarafından yargılanır ve ölüm cezasına çarptırılır. Mahkemenin gerekçesi, “Yunan gençlerini yoldan çıkartmak” şeklindedir.

Maneviyattan uzak insanlara Sokrat bir kurtuluş reçetesi sunuyordu. “Köpeklerin terbiyesine verdiği değer kadar bile gençlerin terbiyesine önem vermeyen” anne ve babaları ikaz ediyordu. Yetmiş yaşındaki Sokrat, gençlerin ahiretini kazanmalarını arzu ediyordu. Mahkemenin vereceği karar hiç onu üzmüyordu.

Ahiret hayatının daha güzel olduğuna inanıyordu. Mahkeme kararından sonra ziyaretçileri gittikçe artmış ve nihayet baldıran zehiri ile hayatına son verilmiştir.

Zehiri getiren uşaktan alarak kendisi içti. Etrafındaki gençler ve sevenleri ağlaşırken: “Neden böyle yapıyorsunuz ben kadınlar böyle yaptıkları zaman yanımdan kovmuştum. Sakin olunuz, metanetinizi koruyunuz” dedi.

Artık Sokrat ölüyordu.

Doğruldu ve şöyle dedi: “Bu iş ne bizimle başladı ne de bizim ile bitecek! Hak ve hakikati her şeyin üstün de tutanlar daima benim akıbetimi kovalayacaklar.” Sözleri ile ruhunu teslim eder.

Bu silsile Sokrat’tan sonra asırlardan beri devam etmektedir. “Necisin? Nereden geliyorsun? Nereye gidiyorsun?” sorularını soran Bediüzzaman Sokrat gibi, insana sorular sorduruyor, cevaplarını veriyordu.

Bu sorulara cevap veren ve hayatını bu istikamette devam ettirenler imtihanı kazanmışlardır. Bediüzzaman günümüzün bazı insanların morallerini bozmuştur. Bu yüzden çeşitli baskı veya zulümlere maruz kalmıştır.

Yirmiden fazla zehirlenmiş, fakat Allah’ın inayeti ile ölmemiştir. Hayatta ondan korktukları gibi mezarını bile muçhul bir yere nakletmişlerdir.

Fakat. Sokrat’ın ve Bediüzzamanın sordukları sorular kıyamete kadar devam edecektir.

Okunma Sayısı: 2463
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı