MENÜ

Sneijder imzası

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Galatasaray’ın eksik kalana kadar %65’lerde topa sahip olma oranıyla oynadığı bir oyundu. Bir Aykut Kocaman takımının evinde %30 küsürlerde topa sahip olması her zaman haberdir. Hele de bu bir tercih de değilse. Çünkü kapalı savunma hızlı hücum gibi bir durum da söz konusu değildi. Her ne kadar şut sayılarına bakıldığında bir zayıf da olsa üstünlüklük gözükse de kaleyi zorlayan bir iş yapamadılar. Tabii Meha’nın serbest vuruştan attığı olağanüstü gol dışında. Muslera golü yine ceza sahası dışından yedi ama bu kez ona söyleyecek pek bir şey yok. Sonrasında da Konya’da yine Meha’nın direkten dönen bir şutu ve Muslera’nın kurtardığı bir serbest vuruş dışında bir üretim yoktu. Yani ne topa sahip olabildiler, ne de Galatasaray’ı eksik yakalayabildiler.

Bu tabloda Galatasaray’ın hızlı ve baskılı başladığı oyun, işi kotaracak kadar iyiydi. Sabri zaten hücumun bir parçası ama Chedjou’nun dahi rakip yarı sahanın ortasına yerleştiği bir oyunla başladılar. Burada Konya’nın savunmaya yerleşmede sağladıkları dengeyi övebiliriz. Zira Galatasaray’ın ‘imza’ hücum dörtlüsü Burak’ın golü dışında demarke şut bulamadı. Ve ne enteresandır ki yine hem asist hem de tehlikelerin hemen tamamı Sabri’nin servisleriyle geldi.

Chedjou çıkınca...

Skordan bağımsız olarak Galatasaray’ı etkileyen, son derece iyi oynayan Carole’un kırmızı kart görmesinden ziyade, hücumu tamamlayan ve savunmasını önde tutan lider olarak Chedjou’nun sakatlanmasıydı. Onun yerine oyuna giren Semih golü atıp maçı çevirdi. Fakat oyunun zayıflaması Chedjou’nun çıkışıyla oldu.

Sonrasında Hamzaoğlu’nun Poldi, Rodrigues değişikliği yerindeydi. Orta sahayı aldılar, Sneijder’in iki imza golüyle de maçı bitirdiler.

YORUM YAZ