22 Nisan 2018 00:15

Siz hâlâ o büyük yıldızsınız

Siz hâlâ o büyük yıldızsınız

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Geçtiğimiz yıllarda sabaha karşı uyanmış, televizyonlarda gece yarısından sonra gösterilen Türk filmlerinden birini izliyordum. Bir zamanlar çok ünlü olan ses sanatçısı esas kız ‘film icabı’ şöhretini yitirmiş, küçük pavyonlarda çalışmaya başlamış, cinnetini alkolde yaşayan, ‘düşkün’ bir sanatçıya dönüşmüştü. Aşkını hâlâ koruyan esas oğlan, O’nu o hayattan kurtarıp eski günlerine döndürmeye çalışıyordu. Birden esas oğlanın ağzından, bu isteğe direnen, artık tükendiğini düşünen esas kıza söylediği o büyülü cümle döküldü: Sen hâlâ o büyük yıldızsın.

Cahide Sonku 18 Mart 1981, Sadri Alışık 18 Mart 1995 yılında arkalarında unutulmaz derin izler ve eserler bırakarak aramızdan ayrılmıştı.
Bir dönemin efsane kadınıydı Cahide Sonku. Türk Tiyatrosu’nun ve Yeşilçam’ın sarışın efsanesi. “Artizler Kahvesi” adlı kitabımın “Unutulmayacaklar” başlıklı yazısında “Taksim’den İstiklal Caddesi’ne doğru yürümeye başladığımda nedense hep Cahide Sonku, Yıldırım Önal ve beyaz kefenleri içinde protestosunu haykıran Ferda Ferdağ gelir aklıma; bir de oturacak kiralık ev bile bulamayan Özcan Özgür” diye yazmış ve şöyle sürdürmüştüm: “Cahide Sonku bataklıkta gül olmayı seçmişti seçmesine ama bizler beter bataklıklardık. O Beyoğlu’nun arka sokaklarında, salaş meyhanelerinde ulaşması mümkün birçok lüksü reddederek alkolde dostluk arıyordu. Kader ve cinnet arkadaşlarıyla yaşadığı dramı, o günün Yeşilçam starlarından kaçını ilgilendirmişti? Daha sonra aynı dramı yaşayanlar onu hatırladıkça neler hissetmişlerdi? Kimi anıları dinledikçe, bugün bile bize çok önemli dersler verdiğini düşünüyorum. Cahide Sonku cinnetini en çok başkalarıyla olduğunda mı yaşıyordu?”

Cahide Sonku’yla ilgili çok anı dinledim, hakkında yazılmış çok yazı okudum. Yaşadığımız dünyada çığlıklarınız boşlukta yankılanır, kimseye duyuramazsınız. İyi gününüzde yanınızda olanları, zor anlarınızda yanınızda bulamazsınız. Cahide için de böyle olmuştu. Yaşadığı zengin hayattan, oyunculukta tırmandığı zirveden, yoksulluğa ve meyhane köşelerine düştüğünde çevresinde “eski dostlarından” kimse kalmamıştı. Oysa bir zamanlar zengin bir hayat sürüyor, lüks içinde yaşıyor, evinde ünlüler, başbakanlar ağırlanıyor, kurduğu Sonku Film’in yazıhanesinin önünde oyuncular kuyruğa giriyordu.

Selim İleri’ye göre Cahide Sonku “Son elli yılın en büyük ve en soylu çöküş efsanelerinden biri”ydi. “Onun çöküşündeki karşıtlıklara dayalı ahlak, elbette, ‘sinema yazarları derneklerinin onur plaketlerine’ de tiyatroların şaşmaz oyun saatlerine de provalara, ezberlere, alkışlara, göstermelik yardımlara da dudak bükmeliydi ve buğulu güzellik, ancak Çiçek Pazarı’nın kuytu meyhanelerinde kendine yepyeni bir ahlak yaratabilirdi. Sanırım, öyle de oldu.” Yine Selim İleri’nin aynı yazıda (Mart 1981) söylediği gibi, “Ölümünden sonra yazılıp çizilen doruklu düşüşlü yaşam çizelgesi, olsa olsa bir dış görünümün ifadesinden ibarettir. Büyük çöküşlerin, seçilmiş bilinçli intiharların anlamı da her türlü aşağılık ve aşağılayıcı konformizme hayır demek değil mi ?” (Düşünce ve Duyarlık, S. İleri Adam Yayınları 1982. C. Sonku : Ölüm ve Elmas sf.19) 

SADRİ ALIŞIK

O’nu en çok Turist Ömer olarak hatırladık, sevdik. Turist Ömer olarak yamyamların arasına gitti, boğa güreşçisi oldu, uzayda dolaştı. Ofsayt Osman oldu başka bir zaman ya da İstanbul’un o başka zamanlarından, ille de ‘Ah o güzel günlerinden’ şipşak sokak fotoğrafçısı bestekâr Haşmet Bey olarak çıktı karşımıza. Ali Baba’ydı Kırk Haramiler’in karşısında ya da Atını Seven Kovboy’da Red Kit’ti daltonlara karşı. Banazlı İsmail’di Attila İlhan imzalı unutulmaz televizyon dizisinde ya da Ayhan Işık’ın has arkadaşıydı Küçük Hanımefendi serilerinde... Güldürürken düşündürdü, hüzünlendirdi. Kimi zaman izleyenlerin gözleri kan çanağına döndü ağlamaktan, kramp girdi çenelerine katıla katıla gülmekten kimi zaman. Günahsızlar filmiyle başlayan sinema serüveninde o, Zümrüt’ün de, Yalnızlar Rıhtımı’nın da, Yengeç Sepeti’nin de ve onlarca filmin de büyük oyuncusu, Türk Sineması’nın unutulmaz aktörü Sadri Alışık’tı her zaman.

Sadri Alışık sanki izlediğimiz o filmlerin oyuncusu değil, mahallemizin en ‘güzel’, en bizden abisiydi. Ne çok anı dinledim Sadri Alışık’la ilgili, onu tanıma şansını yakalayanlardan. Sanki dinlediklerim, anı değildi de benim yaşadıklarımdı geçmişten anımsadığım. Babamın anason patlaması hüzünlerinin de, coşkularının da masa arkadaşı, dert ortağı komşumuz Sadri Abi’ydi sanki. Böyle hayaller kurar sonra da kendi düşümde babamı kıskanırdım, neden Sadri Alışık benim değil de babamın arkadaşı diye. Keşke Sadri ‘Abi’yle dost meclisi, misafirperver masalarının konukluğunda sinema, tiyatro, resim ve edebiyat sohbetleri yapabilseydik geceler boyu. Kendi sesinden şarkılar dinleyebilseydim. Sadri Alışık’lı sahnelerden anımsadığım bir balıkçı meyhanesinde, anason beyazı bardakların can cana çıkardığı seslere yan masadan aşk kırgını, derbeder udinin sazı eşlik etseydi. Aşk kırgını udiye eşlik ederdi gözyaşları ve boğazına düğümlenen hıçkırıklarla belki de: “Ben seni unutmak için sevmedim / Gülmen ayrılık demekmiş bilmedim / Bekledim sabah akşam yollarını / Ölmek istedim bir türlü ölmedim.”

İşte, “Ah Güzel İstanbul” filminin Haşmet Bey’i aşkların da, ayrılıkların da böyle yaşandığı günlerin Haşmeti’dir. Aşkını da, tutkusunu da şarkılardaki, filmlerdeki gibi yaşar. “Ben seni unutmak için sevmedim ama niye sevdiğimi unuttum” günlerinin geleceğini sezmiş gibidir. Kabuğuna çekilmiş, içine kapandığı kendi küçük dünyasını kurmuştur. Çünkü dışarıda bir şeyler yolunda gitmiyordur ve herkes her şeyin kolayına kaçıyordur. Atıf Yılmaz’ın unutulmaz filmi “Ah Güzel İstanbul”da Haşmet Bey kılığında dev bir Sadri Alışık yansır beyazperdeye.

Lüks depresyonların, bunalımların moda olup aktığı ecza günlerden kaçıp, anason dingini ruhumun çağrışımlarına sığındığımda en çok Sadri Alışık’ı anımsarım. Belleğimin Sadri ‘Abi’li filmleriyle ‘başka bir dünyaya’ yolculuğa çıkarım. Sen hâlâ o büyük yıldızsın Sadri Abi diye tekrarlarım defalarca.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...