Sıradan bir vatandaş, devlet dairesine; ya da bırakın devlet dairesini, özel bir kuruma iş için başvursa, ondan “sicil belgesi” istenir. İnsanlar çalıştıkları kişinin geçmişini bilmek, mümkünse sicilinde hiçbir pürüz olmayan kişilerle çalışmak isterler.
Türk Dil Kurumu’nun sözlüğünde “sicil” kelimesinin anlamı “Resmî belgelerin kaydedildiği kütük” ve “Görevlilerin meslek yaşamlarındaki çalışma durumları” olarak tanımlanır.
Dedik ya, her insanın yaşamında önemlidir sicil. Hele ki bu insan bir kamu görevlisi, hatta ve hatta bir müftü ise çok daha büyük önem taşır sicil meselesi.
Birkaç gün önce gazeteniz Kocatepe, Afyonkarahisar’a yeni atanan Müftü Şükrü Kabukçu’nun sicil durumunu gündeme getirdi. Yeni Müftümüzün önceki görev yerlerindeki mesaisi sırasında Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından geçirdiği soruşturmalar ve bu soruşturmalar sonrasında aldığı cezalar konu edildi haberimizde.
Resmi belgelere ve bilgilere dayanan bu haber Afyonkarahisar ve Ankara’da geniş yankı uyandırdı. Siyasetçisinden işadamına, cami cemaatinden bürokratına kadar pek çok kişi haberle ilgili görüşlerini ilettiler bizlere. Bizim maksadımızın sansasyon uyandırmak olmadığını bilen pek çok hemşehrimiz böylesi bir atamaya tepki gösterirken, “Yeni gelen görevlinin şevkini kırmamalıyız” tarzında olaya yaklaşan hemşehrilerimiz de oldu.
Herkesin görüşüne saygımız var.
Müftü Şükrü Kabukçu’yu biz yolda görsek tanımayız. Kendisiyle şahsi hiçbir derdimiz olamaz. Bizim derdimiz de görevimiz de Afyonkarahisar’dır.
En küçük özel bir şirkete bile personel alınırken, insanların siciline bakılıyorsa, bürokrasideki atamalarda da sicile özel bir önem verilmelidir. Atama yapılan makam Afyonkarahisar gibi maneviyatı yüksek, din-diyanet işlerine özel hassasiyet gösterilen bir ilin müftülük makamıysa eğer, ince eleyip, sık dokumalı, kılı kırk yarmalıyız adeta.
Allah razı olsun. Diyarbakır’a tayini çıkan Müftümüz Burhan İşliyen Bey kısa sürelik hizmet dilimi içerisinde ilimizde hoş bir sada bıraktılar. Afyonkarahisar’ın önceki dönemlerdeki açığını kapatmaya çalıştılar bir nevi. Onun tayininin önlenmesi için Cumhurbaşkanı’na, Başbakan’a, Devlet’in tüm kademelerine baskı kurmaya çalıştı hemşehrilerimiz. Maalesef olmadı. Gittiği yerde de önemli hizmetler yapacağına eminiz Sayın Burhan İşliyen’in.
Böylesi güzel bir havanın yakalandığı, hemşehrilerimizin baş üstünde taşıdığı Afyonkarahisar Müftülüğü’nde tartışmalı, sicilinde pürüzler bulunan bir ismin bulunmasına biz bir anlam verememekteyiz.
Afyonkarahisar’ın bürokrasi açısından aldığı darbeler artık sona ermelidir.
Sayın Vali Hakan Yusuf Güner’in de sık sık değindiği gibi bu makamlar birilerini gönülleme, birilerine yaranma, vaktini geçirme koltukları değil, devlete-vatandaşa hizmet makamlarıdır.
Ankara’ya yaranmak için Afyonkarahisar’ın nimetlerinden yararlanan, geleni gideni buradaki kaplıcalarda, termal tesislerde bedelsiz ağırlayan, esnafın, eşrafın sırtından ziyafetler çeken, sonrasında da Ankara’dan gelen zatın cebine harçlığını/yolluğunu koyup gönderen bürokrat tipini çok gördü Afyonkarahisar geçmişte. Yörük sırtından kurban kesenlerin iyi yerlere geldiklerine de tanık oldu bu memleket.
Hizmet için gecesini gündüzüne katan, haydi gecesini gündüzüne katmayı boşverin, mesaisini layıkıyla harcayan, Afyonkarahisar’da taş üstüne taş koymaya çalışan her bürokrat, memur bizlerin başının tacıdır.
Aksi durum, bizler için zuldür… SEZER KÜÇÜKKURT – KOCATEPE GAZETESİ