Değerli okurlar, yazıma başlamadan önce, Tüm İslam âleminin Kurban bayramını kalbi duygularımla kutlar, hayırlara vesile olmasını dilerim. 
Bugün sizlerle camilerimizi konuşacağım. Çünkü artık konuşulma vakti geldi diye düşünüyorum.
Öncelikle baştan söyleyeyim, ben öyle din dersi falan verecek beşerde bir insan değilim. Kendime yettiği kadar, elhamdülillah Müslüman’ım. Yazılarımı mümkün olduğu kadar kısa tutmaya çalışıyorum, zira uzun yazıyı ben bile okumam. 
Ya Sayın Müftüm,  Camilerimizdeki din görevlilerinin, problemi nedir?  Bu asık suratlar neyin nesi?  İnsanı camiden soğutacak raddeye getirdiler olayı. Hangi camiye gitsem, bir ciddiyet, bir resmiyet, yanlarına yaklaşmaya korkuyor insan. Bunlar sadece benim görüşlerimde değil, bu düşüncelere sahip epeyce insanla konuştum. Tamam, gülelim oynayalım demiyorum da,  şu meselenin bir ortasını bulalım artık. 
Hani gülmek sadakaydı? Hani tatlı dil Yılanı deliğinden çıkartırdı?   19 kim Cuma günü tersanede bulunan Hacı Ömer camisinde Cuma namazını eda eyledim.  Uzun zamandır görmek istediğim bir manzara ile karşılaştım, küçücük bir çocuk caminin içerisinde dört dönüyor. Ne hoşuna gidiyor böyle hadiseler insanın. İyide, bu suratlarla nasıl olacak bu iş? Kimseye Cübbeli Ahmet hoca ol demiyorum ama suratlarda sirke satmamalı. Camilerde verilen vaazlarda ciddiyet tabiî ki esastır, lakin asık suratı da çekmek zorunda değilim kimse kusura bakmasın. Sorunun varsa git, başkası baksın yerine. Diyanet İşleri, camilere katılım her geçen gün azalmakta diyor, daha geçen gün Diyanetten bir yetkili hocamız geldi ve Atatürk Spor salonunda panel verdi ve bu konulara da değindi.  Bu eleştirilerimi inşallah ziyadesinde anlar ve gereğini yaparsınız. 
Sayın Müftüm; Yeri gelmişken sorarım sizlere;  Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına ne oldu? Ortalama dört yıldır, merkez camilerimizde Artık onlara rahmet okunmuyor. Ne beş vakitlerde, ne kandillerde, ne cumalarda, cenazelerde, nede Kadir gecelerinde duymaz olduk. Bu hususun aslı astarı nedir?  (Unutmadan hatırlatayım, Erfelek ilçemizde birkaç kez cenazeye gittim, orada Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına rahmet okunuyor.)  Kurban bayramı vaazında Suriyeli Müslüman kardeşlerimiz unutulmuyor da, Ülkenin kurtarıcısı ve silah arkadaşları neden es geçiliyor?   Mustafa Kemal Atatürk;  “Basın toplumun ortak sesidir” diyor. Bu toplumun sesine kulak vermenizi ve kamuoyunu bilgilendirmenizi rica ediyorum.