Şili sendikaları: Asker sokaktan çekilmezse 23 Ekim’de greve çıkıyoruz

Şili’de metro zammı protestolarıyla başlayan ancak devlet şiddeti nedeniyle sosyal patlamaya dönüşen halk protestolarını, ordunun sokağa inmesi, olağanüstü hal ve sokağa çıkma yasağı gibi baskılar da engelleyemiyor. Şilililer başka başkent Santiago olmak üzere hükümeti protesto etmek üzere sokaklara çıkmayı sürdürüyor.

SENDİKALAR: BIKTIK, BİRLEŞİYORUZ, GREVE ÇIKIYORUZ

Birleşik İşçi Merkezi (CUT), AFP’ye (Özel Emekliliğe) Hayır Koordinasyonu, Maliye Çalışanları Birliği (ANEF), Sağlık Çalışanları Ulusal Konfederasyonu (CONFUSAM), Ticari ve Finansal Hizmet Sendikaları Konfederasyonu ve Üniversite Sağlık Profesyonelleri Demokratik Konfederasyonu (CONFEDEPRUS) gibi çok sayıda sendika ve meslek örgütü de dün ortak bir çağrı yaptı.

“Bıktık. Birleşiyoruz” şiarıyla bir araya geldiklerini belirten sendikalar, sokaktaki şiddetin ortaya çıkaranın hükümetin baskı uygulamaları ve askeri sokağa çıkarması olduğunu belirterek, demokrasi yeniden tesis edilmezse 23 Ekim’de genel grev başlatacaklarını duyurdu.

Şiddet ortamı nedeniyle işçi ve emekçilere, hayatlarını tehlikeye atamama ve işe gitmeme çağrısı yapan sendikalar, meclisteki muhalefet partilerinden ve ilerici vekillerden ise demokrasi için birleşmeleri ve olağanüstü hal kaldırılmadığı sürece “yasama grevi”ne çıkmaları talep edildi.

Açıklamanın öne çıkan bölümleri şöyle:

DİKTATÖRLÜK SONRASI EN CİDDİ TOPLUMSAL KRİZ

“Toplumsal hareketlerdeki yükselişle gelen sosyal patlama, son yıllarda uygulanan politikalara, kamu hizmetlerinin kalıcı olarak pahalılaşmasına, maaşlardaki durgunluğa ve diğerlerinin yanı sıra sosyal hakların ticarileştirilmesine yönelik birikmiş öfkenin açık sonucudur.

HÜKÜMET ASKERİ SOKAĞA İNDİREREK ‘OTO DARBE’ YAPIYOR

Bunun karşısında hükümet gerçek bir ‘oto darbe’ gerçekleştirmektedir. Şili Silahlı Kuvvetlerini (FF.AA.) kullanarak ‘toplumsal huzur’u zor yoluyla tesis etmek adına en büyük antidemokratik uygulamaya başvurmaktadır ve bu bağlamda emeklilik maaşları, vergiler, günlük çalışma saatleri vb. gibi halk karşıtı politikalarını hayata geçirmektedir. Hükümet bu tutumuyla, sokağa askerleri konuşlandırarak ülkeyi şiddet iklimiyle paralize etmektedir.

İŞÇİLERE ‘HAYATINIZ TEHLİKEDEYSE İŞE GİTMEYİN’ ÇAĞRISI

Devlet Başkanı Sebastián Pinera, tüm ülkeye yayılan yurttaş protestolarının arka planındaki nedenleri anlamamakta ve bu tutumuyla ülkeyi yönetecek koşullara sahip olmadığı da nettir.

Bu nedenle, ilk olarak, yasalar çerçevesinde, hiçbir işçi hayatını tehlikeye atmamalı, koşullar uygun değilse işyerlerine gitmemelidir.

‘Sendikal Birlik’ toplantısında bir araya gelen sendikal örgütlenmeler olarak hükümetten demokratik kurumsallığı yeniden hayata geçirmesini talep ediyoruz, bu da ilk olarak olağanüstü halin kaldırılması ve askerlerin kışlalara geri gönderilmesi anlamına gelmektedir.

OHAL KALDIRILMAZSA 23 EKİM’DE GREVE ÇIKACAĞIZ

Ancak olağanüstü halin kaldırılmasıyla, işçileri ve sosyal hareketleri temsil eden örgütlenmelerle, bu toplumsal öfke durumunu ortaya çıkarak taleplere cevap verebilecek gerçek anlamda bir sosyal diyalog başlatılmasına izin verecek koşullar mümkün olabilir.

Mevcut örgütler olarak, ülkenin sokaklarını boşaltacak bir ‘Genel Grev’ çağrısı yapma kararımızı duyuruyoruz. Hükümet gerekli yanıtları vermek ve bu kriz durumdan demokratik çıkışı sağlamazsa 23 Ekim çarşamba gününden itibaren greve başlanacaktır.

MUHALİF VEKİLLERE ‘YASAMA GREVİ YAPIN’ ÇAĞRISI

Muhalefete ve ilericiliğe, halkın taleplerini dikkate alarak bir araya gelmeleri ve yasal olarak gereğini yapmaları, anın ihtiyaçlarına ve ciddiyetine uygun ve birlik kriterleri içinde ülkenin iyiliği için harekete geçmeleri için açık bir çağrı yapıyoruz. Olağanüstü hal devam ederken parlamenter grev yaparak tüm yasama eylemini durdurmalarını talep ediyoruz.

Şiddetin sorumluluları, on yıllar boyunca en temel hakları dahi metalaştıran ve cezasızlıktan yararlanarak istismar eden bu kibirli ve duyarsız seçkinler olduğu konusunda netiz; onlar hiçbir şeyin örneği değildirler, bu ülkeyi bugün yaşadığımız ciddi patlamaya taşıyanlardır.

VANDALİZM VE SUÇA OLANAK SAĞLAYAN HÜKÜMETTİR

Fakat aynı netlikle hükümetin ortaya çıkardığı irrasyonel şiddeti de mahkum ediyoruz, bu tutum, azınlığı temsil eden grupların suç ve vandalizm eylemlerine olanak sağlamıştır; ülkenin büyük çoğunluğu ise barışçıl ve tüm ülkede örgütlenmiş gösteriler gerçekleştirmektedir.

Güç sahipleri değil işçiler tarafından kullanılan metro istasyonlarını yıkmak ise absürttür, yağmalamalar reddedilmelidir, bazı yağmalanan işyerleri küçük esnaf sahiplerine aittir, aynı şekilde kamu malları da tahrip edrilmektedir. Bu mantık dışı şiddet iktidar sahiplerinin baskı ve militarizasyonu için kullanışlı olmaktadır”

YENİ SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI İLANLARI

Öte yandan Şili basınında yer alan habere göre, ülkenin başkenti Santiago yakınlarında bulunan Renca bölgesindeki giyim fabrikasında çıkan yangında 5 kişi hayatını kaybetti.

Hükümetin geri adım atarak zammı geri çekmesine karşın süren eylemler nedeniyle ülkede "acil durum" ve sokağa çıkma yasağı ilan edilen bölgelerin sayısı da arttı.

Başkenti de içine alan 7 milyondan fazla kişinin yaşadığı Metropolitan Bölgesi, Valparaiso Bölgesi, Concepcion Eyaleti, Rencagua, Coquimbo ve La Serena şehirlerinin ardından Antofagasta'da da “acil durum” ve sokağa çıkma yasağı ilan edildi. (DIŞ HABERLER)

Şili: Halkın öfkesi, yoksullaştırma ve köleleştirmeye yanıt

Şili’de protestolar sonrası ulaşım zammı askıya alındı, ordu ilk defa sokakta

Şili'de ulaşım zammına karşı başlayan eylemler nedeniyle acil durum ilan edildi