Nihat Ali Özcan

Nihat Ali Özcan

naozcan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Savaş ve terörle mücadelede robotların kullanımı her geçen gün artıyor. En fazla harcamanın yapıldığı, hızla gelişen teknolojilerin başında Silahlı İnsansız Hava Araçları (SİHA) geliyor. Öyle ki ABD Hava Kuvvetleri’nin 2014’te yetiştirdiği İHA pilot sayısı savaş uçağı pilot sayısını geçmiş bulunuyor.
Beş yıl önce bu alanda ABD, İsrail, Çin ve Rusya’nın tekeli söz konusuydu. Bu gün ise aralarında Türkiye, Nijerya, Pakistan ve İran’ın da yer aldığı birçok ülke bu teknolojiyi üretiyor ve kullanıyor.
Terör ve gerilla gruplarının avantajı terörist saldırının yer, zaman, ölçek ve hedefini seçme özgürlüğüne sahip olmalarıdır. Başka bir ifadeyle, “hız, sürpriz ve şok” kombinasyonu teröriste kısa süreli üstünlük sağlar. SİHA sayesinde “hız, sürpriz ve şok” faktörleri el değiştirmiş bulunuyor. Bu sebeple, ülkelerin terörle mücadele kapasitesi artıyor. SİHA sayesinde teröristi “bulmak, izlemek ve öldürmek” hiçbir zaman bu kadar kolay olmamıştı.
Gerek dünyada, gerekse Türkiye’de SİHA kullanımı yaygınlaştıkça terör örgütlerinin kayıplarının arttığı görülmektedir. “Hedefi öldürmek” olarak tanımlanan bu yaklaşım ve gelişmiş teknoloji sadece kayıplara yol açmamakta, terör örgütlerinin taktik ve stratejilerini, davranış biçimlerini de değiştirmeye zorlamaktadır.
SİHA kullanımı telafisi güç kayıplara yol açtığından caydırıcı bir etkiye sahip. Nitekim kitap, bu durumda terör örgütlerine katılımların hızla azaldığını söylüyor. Öte yandan, teröristler bu teknolojiyi savuşturacak yeni ve yaratıcı çözümler buluncaya kadar eylemden çok hayatta kalmaya odaklanmak zorundalar. Zamanlarını, dikkat ve çabalarını “düşmandan” çok kendilerine yöneltmekteler. Bu durumun örgüt psikolojisi üzerinde azımsamayacak etkileri gözlenmektedir.
Sürekli izlendiklerini, her an ölebileceklerini düşünen teröristler, hareketli olmak yerine, yerin altına gömülmek, küçük parçalara ayrılmak zorunda kalmaktalar. Eğitim, açık alan toplantıları, büyük birim hareketleri sekteye uğramaktadır. Terörist hareketlerinin sınırlandırılması, bazı eylem türlerinde gözle görülür düşüşe yol açmaktadır. Yine SİHA’lar kaliteli ve tam zamanlı istihbaratla desteklendiğinde, terör örgütü üyeleri arasındaki haberleşme kesilmekte, koordinasyon çökmektedir.
Terörle mücadele tarihi, teknolojinin önemli bir avantaj olduğunu söylüyor. Tıpkı helikopterlerin hızla intikal sağlamasında, gece görüş sistemlerinin yaygın kullanımıyla gecelerin teröristler için avantaj olmaktan çıkarılmasında olduğu gibi. Ancak terörle mücadelenin sabır ve zekâ yarışından oluştuğu gerçeği bize teknolojik avantajların ve üstünlüklerin sonsuzluğa kadar sürmeyeceğini söylemektedir.
Bu gün SİHA’ların sahneye çıkışı ve artan kullanımı terörle mücadelede “iyi haber” olarak görülebilir. Ancak kitap, robotların artan kullanımında meselenin bu kadar basit olmadığını, farklı yönlerinin olduğunu söylüyor. Mühendislikten Hukuk’a, İnsan Haklarından Tıp’a, Askeri Strateji’den Kamu Diplomasisi’ne kadar geniş bir alandan söz ediyoruz.