Seçimlerin ardından

Seçimlerin ardından
İyisiyle, kötüsüyle bir seçim daha geçirdik. Hep birlikte nice seçimler yaşamayı ümit ve temenni ederek, sonuçları iyi okumak gerektiğini belirtelim.**Birçok kimse belli açılardan tahliller ve analizler yaptı. Biz daha değişik bir bakışla konuyu irdeleyelim:Halkın seçimlerde verdiği mesajı anlamak için; akıl ve bilgiden başka bir rehberle yola çıkarsanız kesinlikle yanılırsınız ve seçmenin (halkın) mektubunu yanlış okumuş olursunuzki bu; sizin, partinizin, hulasa ülkenizin kaybetmesi demektir.

İyisiyle, kötüsüyle bir seçim daha geçirdik. Hep birlikte nice seçimler yaşamayı ümit ve temenni ederek, sonuçları iyi okumak gerektiğini belirtelim.**Birçok kimse belli açılardan tahliller ve analizler yaptı. Biz daha değişik bir bakışla konuyu irdeleyelim:Halkın seçimlerde verdiği mesajı anlamak için; akıl ve bilgiden başka bir rehberle yola çıkarsanız kesinlikle yanılırsınız ve seçmenin (halkın) mektubunu yanlış okumuş olursunuzki bu; sizin, partinizin, hulasa ülkenizin kaybetmesi demektir.
**
Ak Parti, bize göre herhangi bir parti olmadığı için seçimlerden çıkardığımız sonuçları kaleme almamızın isabetli olacağını ve seçimleri birçok açıdan okumak gerektiğini düşünüyoruz.
**
Genel bir bakışla, İstanbul Ak Parti teşkilatları ve bunlardan sorumlu üst düzeydeki görevlilerin, parti merkezine ısrarla ve inatla öteden beri yaptırdıkları büyük yanlışlar bu seçimde de devam etti. Bunların acilen terk edilmesi gerektiğini özellikle İstanbul ve Ankara seçmeni net olarak ortaya koydu. Biz bunların neler olduğunu elbette burada sıralayacak değiliz.
**
"Metal yorgunluk" şikayetiyle başlatılan ıslah ve revizyon hareketlerin, ilgililerce bilinçli bir şekilde sabote edildiği kanaatini, hatta bir fırsata dönüştürüldüğünü düşünüyoruz. İlgilileri, bu fırsatın meyvelerini 2019 yerel seçimlerinde toplamaya başladı diyoruz. Yanılmış olmayı dilerdik, lakin an itibariyle büyük illerdeki kayıplar ve kaos meseleyi ortaya koyuyor. O zamandan başlayarak bugüne kadar yanlışları, acizane, yazılarımızda olumlu eleştiriler bağlamında tek tek yazdık. Anlaşılan o ki yerine ulaştıramadık.
**
Ülkede üst düzey görevlerde bulunan, Başbakan ve Meclis Başkanı olan, Türk halkının gerçekten sevdiği bir müstesna kişilik olan Binali Yıldırım bey; çoğunluğun tanımadığı mütevazi bir ilçe Belediye Başkanı olan Ekrem İmamoğlu'na karşı galibiyet alacaksa aradaki minimum fark, en az 500 bin olmalıdır. Bir başbakanın rakibine üstünlüğünden, ancak böyle bir durumda söz edebilirsiniz. Ortada on buçuk milyon oy olacak ve 10 bin, 20 bin, 50 bin gibi bir farkla; "ben kazandım" diyeceksiniz. Kaldıki; bu farkı bile rakibiniz ilçe Belediye Başkanı atmıştır. Asıl mağlubiyet ve ayıp olan şey; bu duruma düşmüş olmaktır. Bu bir rezalettir ve sorumluları, İstanbul'da seçimlerden sorumlu tüm ilgililerdir. Binali bey özelinde de; bu müstesna kişiliğe yazık edilmiştir. Bu son, ona reva görülmemeliydi. Ak Parti'nin hala davaya samimiyetle inanan kadrolarını şoke eden ikinci konu budur. Ak Parti kadroları, üzerlerine sanki ölü toprağı serpilmiş gibi suskun, dağılmış, moral- motivasyon kalmamış. Beş yıl bekledikten sonra, yeniden ayağa alkıp büyük illere sahip olma zorluğunun farkındalar.
**
Ak Parti'nin kaybetmesinde çok değişik unsurlar yer alıyor. Geçmiş yazılarımın birinde; BİM'den yaptığım bir alışveriş esnasında, önümdeki teyzenin poşet isteğine olumsuz cevap alması üzerine yaptığı serzenişiyle "sinek küçük ama mide bulandırıyor" benzetmesi yaparak "poşet" meselesinin problem çıkaracağını belirtmiştim. Türkiye'de başka sorun kalmamış gibi, seçimler öncesinde hangi aklı evvel poşetle uğraşıyordu? Hayret doğrusu !
**
Reis'in yalnızlığını öteden beri biliyoruz. Parti teşkilatlarında görevli öyle aktristler varki; endamları, giyim, kuşamları ile burunlarından kıl aldırmıyorlar zaten. Çorapsız ayakkabı giyerek halktan oy istiyor bu zibidiler. Amca/ teyze de, "bu bizim partiden mi?" diye hayretle bakıyor.Başka partilerle Ak Parti farkını bileceksin, efendi!
**
Reis, mutfaktaki yangını mı söndürsün, adayların hatalarını mı örtsün, kendi mitinglerine mi koşsun, yoksa dünya delisi Trump'la mı uğraşsın ?Hangi konuya eğilsin, ne yapsın?Allah kuvvetini ve azmini artırsın vesselam...
**
"Ekrem İmamoğlu, İstanbul'da seçim kazandı" zannedenler büyük yanılgı içindeler. Aksine, Ak Parti seçimi yaptığı büyük yanlışlar sonucu İmamoğlu'na altın tepside 
sundu. Beşyüz ellibin seçmeni olan Esenyurt için, Ak Parti dışardan bir aday gösteriyor. Buna mukabil Kılıçdaroğlu Esenyurt'ta, herkesin tanıyıp bildiği, halkın içinden birisini aday yapıyor. Ak Parti, buradan neredeyse 30 bin civarında fark yiyor. Aynı şekilde 25 bin fark da Küçükçekmece'den. Kurmayları, sayın Reis'i bu sıkıntılara sokuyor. Eeee, ne diyelim? "İnsanın kendisine verdiği zararı ona düşmanı veremezmiş."Bize göre Ak Parti, aynı yanlışı yaparak İstanbul'da kesin alacağı üç ilçeyi daha kaybetmiştir.
**
Her bölgenin kendine has dinamikleri, gerçekleri olduğu malumunuzdur. Adayınız ithal ve bölgesine ancak "navigasyon" yönlendirmesiyle ulaşabiliyorsa, yetmedi, belediye meclis üyelerinizden bir tanesinin bile toplumda olumlu karşılığı yoksa; seçmen kime oy verir ? Siz cevaplayın artık. Gerçi oyunu kime verdiği de belli oldu zaten. Bu iki unsur seçimlerin belirleyici kriterlerindendir. Böyle yanlışlarla dolu bir strateji ile İstanbul'da daha ne bekliyordunuz.!Seçimler üzerindeki tahlillerimize gelecek yazılarımızda da değinmek üzere burada bitirelim.Selam ve sevgi ile. 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.