Türkiye’nin el freni bürokrasi

Serbest Kürsü
Serbest Kürsü

Atilla AKBAŞ - Captain & Shipbroker Deniz-Liman- Petrol / Lojistik Yönetim Uzmanı

Küreselleşmeye açık, hızlı teknolojik ve sürekli yenilenebilen değişimin yaşandığı çağımızda hantal ve iş görmez bir pozisyona demir atmış olan kamu bürokrasisi, neredeyse her sektörde iş insanlarının hızını kesmeye devam ediyor.

Bürokrasi; devlet anlayışıyla vücut bulan ve özellikle sosyal bilim çevreleri tarafından üzerinde araştırmalar yapılıp tartışmalara konu olan bir kavramdır. Bürokrasilerde her zaman engel olarak tanımlanan imge bürokratik oligarşi olarak karşımıza çıkmıştır. Bunun aşılamadığı durumlarda ise “bugün git yarın gel” klasiği kaçınılmazdır. Özellikle sınır kapılarında karşımıza kale duvarı gibi dikilen uzun bürokratik işlemler sektörlerin ihracatını negatif anlamda etkiler duruma geldi.
Bekleme sürelerinin uzaması, maliyetlerin daha yüksek seviyelere ulaşmasıyla birlik de özellikle kendi sektörüm olan lojistik de, Türkiye’den vazgeçilip yatırımların daha ucuz maliyetli ve az bürokrasinin işlediği Orta Avrupa’nın güney ülkelerine kaptırıldığı gerçeği hafızalarda daha eskimedi.

Sınır kapılarında yaşanan bürokratik işlemler ve uzayan süreçlerin boyu bir an önce kısalmalı. Bu konuda yapılan çalışmalar hızlanmalı ve bir an önce sonuç vermeli.

Öncelikle kendi içimizde bir öz eleştiri yapmalıyız. Rakibimiz olan herhangi bir ülkeden bir koli adımıza yola çıktında ne kaç tane evrak hazırlanıyor, gümrük vb. işlemler için kaç imza gerekiyor, bu işlemler için harcanan zaman periyodu nedir, bizde ise ne kadar sürüyor?
Şapkamızı önümüze koymak için üstteki paragraf belli bir anlamda bize yol gösterici olabilir diye düşünüyorum.

Küresel dünya dedik yazıya girerken. Artık hız; fiyat ve kalite gibi önemli bir nitelik arz eder oldu. Bu ağır hantal yapı sadece bizi değil, yurtdışındaki iş ortaklarımızı da yorar hale getirdi. Karşımızda her geçen gün isteksizleşmeye başlayan bir müşteri kitlesi var. En ufak bir sorunu dahi büyütme eğilimindeler. Bu bıkkınlık ve serzenişler yakın ve orta vadede yaşanacak ayrılmaların habercisidir. Bu da piyasalarda daralmalara neden olur. Türkiye’de sosyo-ekonomik sorunlara yaklaşım zihniyetinin uzun yıllarca değişmemesi, bürokrasinin değişen koşullara uyumlu bir şekilde kanalize olmasını da engellemiştir.

Ülkedeki yönetici ve memur zihniyetinin öteden beri yapa geldikleri işlemleri ve alışkanlıkları yeni oluşumlara göre değerlendirmekten kaçındıkları, eski uygulama ve yöntemlere ise sıkıca bağlandıkları görülmektedir. Demek ki işletme mekanizması da kendi içinde sorunlu. Kolaylık kelimesinden bi haber, işi yokuşa sürüp zamana yaymaya çalışanların oluşturduğu bir güruh bu.
Mevzuat denilen bir silahları vardır, çok güçlüdür. Ve sizin bürokrasiye başvurmanızı gerektiren işle ilgili mutlaka bir maddesi vardır. İşte bu çıkış yolu ile yıllarını geçirmişlerdir devlet dairelerinde. Bu istenmeyen durumlar ve anlayışlar topluluğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin sırtında bulunan en büyük kamburlardan biridir. Çok kolay ve komplike halledilecek işleri bile prosedürlere boğan mevzuat ve kanunlar bütününe sahibiz çünkü. Bürokrasiyle başlayan sorunlara çözüm üretirken ortaya çıkış nedenleri de mutlak suretle iyi analiz edilmedir. Geçmişte yapılmak istenen fakat bir getiri sağlayamayan reform hareketlerini de iyi etüt etmeli. Dersler alınmalı.

Aşırı formalite ve teferruattan kurtarılmalı, hızlı ve etkin bilgi ve belgelendirme sistemi kurulmalı, işlemler basitleştirilmelidir.

Bürokrasimizin hastalığı ayakta tedavi edilecek kadar iyi durum da değil, aksine yoğun bakımı gerektiren ve sürekli kontrol gerektiren bir konumda.

Başlatılacak tedaviler değişkenlik gösterecek siyasi olaylardan etkilenmeyecek bir şekilde kurgulanmalıdır. Toplumun menfaatinin öne çıkacağı uzun vadeli çözümlerdir bizi bu girdaptan çıkaracak olan. Yoksa bürokrasi denen bu canavar, günümüzde neredeyse her sektörün ayağına bir pranga vurmuş durduruyor.

Oysa biz artık emeklemekten sıkıldık. Çıkarın engellerimizi, ayağa kalkmak istiyoruz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ufuk çizgisi 03 Nisan 2024