ABD-Çin ticaret savaşı nereye kadar!..

Serbest Kürsü
Serbest Kürsü

Prof. Dr. İhsan ERSAN - İ.Ü. İşletme Fakültesi Finans Anabilim Dalı Finans Yönetim

Başkan Trump’un Çin’den ithal edilen 50 milyar dolarlık ürüne ek vergi getirme önerisi ile tetiklenen ticaret savaşı dünyanın gündemine oturmuş durumdadır. ABD’nin Çin ile ticaretinde geçen yıl 375 milyar dolar olan açığını 100 milyar dolar kadar azaltmayı hedefleyen yaptırımların iki ekonomik dev yanı sıra küresel ekonomiyi, finansal piyasaları, gelişen ülkeleri ve de Türkiye’yi nasıl etkilemesi beklenebilir?

Çin’in eli hiç de zayıf değil!

Çin Amerika’nın engellemelerine 3 milyar dolarlık misilleme ile karşılık verdi. Her ne kadar rakamsal bazda bu mütevazi olsa da kanımızca Trump’ın başını epey ağrıtacaktır. Çin’in yaptırımlarının başında tarımsal ürün ithalatına getirilen vergi geliyor. Çin Amerikan tarım ürünlerinin dünyada ikinci büyük ithalatçısıdır. Geçen yıl Çin’in ABD’den tarımsal ürün ithalatının tutarı 19.6 milyar dolar. Tarımsal ürünlere ek verginin başkanlık sürecinde Trump’ın en büyük destekçisi Amerikan çiftçisine ciddi biçimde zarar vereceği unutulmamalıdır! Olumsuz etkilenecek bir diğer sektör otomotiv olacaktır. Çin 10 milyar dolar ile Amerika’nın Kanada’dan sonra ikinci büyük pazarıdır. Sözgelimi General Motors son beş yılda ülke içinde sattığı arabadan fazlasını Çin de satmıştır. Dev uçak üreticisi Boeing geçen yıl Çin’e toplam satışlarının %26’sını oluşturan 202 adet yeni uçak teslim etti. 2017-36 döneminde 7240 uçak siparişinin olası iptali kuşkusuz Amerikan devini hiçte memnun etmeyecektir! Geçen yılki 6.89 milyar dolarlık ihracat ile yarı iletken ve elektronik ekipmanlar da olumsuz etkilenecek bir diğer sektördür. Intel, Qualcomm, Texas Instruments ve Micron gibi devleri zor günler beklemektedir. Çinlilerin turizm ve eğitim amaçlı olarak 2017 de ABD’de 33 milyar dolar harcadığını da ekleyelim.

En büyük hazine senedi alıcısı

Çin’in kanımızca bu savaşta en ciddi kozlarından biri de 1.18 trilyon dolarlık dev ABD Hazine Senedi portföyü olacaktır. Yıllardır tasarruf etmeden büyüyen dünya ekonomisinin devi başkalarının tasarruflarını kullanmaktadır. ABD borçlanma senetlerinin yaklaşık beşte biri Çinlilerin elindedir. Son aylarda azalma trendine giren alımlar, kısa vadeli faizlerin yükselmesi, ekonomik durgunluk ve sonuçta küresel ekonomide dengelerin alt üst olması demektir. Bloomberg Economics ticaret savaşının küresel ekonomiye maliyetini 470 milyar dolar olarak tahmin etmektedir.

Türkiye açısından

ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşının finansal piyasaları etkilemesi kaçınılmazdır. Küresel ekonomik durgunluk yanı sıra daralan finansman olanakları bizim benzerimiz gelişen ekonomileri olumsuz etkileyecektir. Faizlerin yükseleceği, risk algılamasının giderek bozulacağı, gelişen piyasalardan fon çıkışlarının hızlanacağı bu süreçten en olumsuz etkilenecek ülkelerin başında ne yazık ki Türkiye gelecektir. Bir türlü dizginlenemeyen enflasyon, yükselen cari açık, bozulma eğilimi gösteren mali denge ile artan jeopolitik riskler bu yıl yaklaşık 230 milyar dolar dış finansmana gerek duyan ülkemizin işini bir hayli zorlaştıracağa benzemektedir.

Sonuç

ABD ile Çin arasında yaşanan gerginlik küresel ekonomide belirsizlik ve endişelerin arttığı yeni bir dönemin başlangıcı niteliğindedir. Çin’in ticaret savaşında hamleleri Trump’ın büyük destekçisi Amerikan çiftçisini küstüreceğe benzemektedir. Kaldı ki Trump’ın yaptırımlarının Çin’in GSMH’sı üzerinde etkici sadece %0.1 kadardır.

Kanımızca Çin’in en büyük kozu 1.2 trilyon dolarlık hazine senedi portföyü ile tüketerek büyüyen ABD’nin en büyük finansörü olmasıdır. Bu silah yükselen kısa vadeli faizler, durgunluk ve bizim benzerimiz ülkelerin dış finansman olanaklarının daralması demektir. Son dönemde LIBOR’un %2.29, kredi riskinin bir göstergesi diyebileceğimiz LIBOR-OIS arasındaki spread’in 57 baz puan ile 2008 sonrası en yüksek düzeylere ulaşması bu savı kanıtlamaktadır.
ABD ile Çin arasında ticaret savaşı kuşkusuz çözümlenecektir. Piyasaların ve sokaktaki insanın asıl endişesi dünyanın kaderini belirleyen öngörülemez siyasi liderlerin ticaret savaşlarını başka savaşlara sürükleyebilmesidir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ufuk çizgisi 03 Nisan 2024