Yasin Sülün bundan 2 sene evvel
Beşiktaş U19'un başındayken
Şimdi A takımda oynayan Eslem Öztürk de onun takımındaydı.
Erciyes’le maç yapıyorlardı
Ve hakem dakikanın tekinde olmadık bir yerde penaltı çaldı.
Bütün teknik ekip ve futbolcular
Düdüğün(!) haksız olduğuna kanaat getirmiş olacaklar ki;
Yasin Sülün oyuncusuna,
Yani Eslem'e
Penaltıyı dışarı atmasını söyledi.
O da topu yavaşçacık kaleciye teslim etti.
Kendisini yerden yere atan oyuncuların bolluğunda
Hak yiyip, emek çalanların kokuşmuş soluğunda
Enfes bir jest
Mükemmel bir davranıştı Yasin'inki
Yürekten alkışladık.
İşte o Yasin
Cumartesi Fenerbahçe'yle oynadıkları U21 maçında yine takımın başındaydı.
Beşiktaş 3-0 öndeydi ve rakibi 3 değişiklik hakkını kullanmıştı.
Durum böyleyken bir de üstüne
Fenerbahçeli futbolculardan biri sakatlanarak oyun dışı kaldı.
Maça 10 kişi devam etmek zorundaydılar.
Gençlere hocalık yapmak
Geleceğe ışık tutmak
Geleceğe örnek nesil yetiştirmek
Gibi sorumlulukları gerektirdiğinden
Beşiktaşlı bir oyuncuyu kenara alarak
Yıllarca konuşulacak hamleyi gerçekleştirdi Yasin Sülün.
Böyle bir durumda onlar 10 kişi kaldıysa
Sakatlanıp çıkan çocuğun yüzü suyu hürmetine
Sırf onun göz yaşlarına
"Biz de 10 kişi kalırız" diyerek
Hem Fenerbahçeli oyunculara
Hem kendi takımına
Kora kor çarpışmayı,
Arkadaşlıkta eşitlik vurgusunu
Ve kadere rağmen adaletli olmayı gösteriyordu Yasin Sülün.
Nasıl ki Cem Papila’nın yönettiği maç
Daha dün gibi her dakika yanı başımızda duruyorsa
Salı günkü İskoç hakemin yaptıkları
Aklımdan hiç çıkmayacak.
"Bak millet neler yapıyor.
Sen iyilik meleği misin" gibi eleştirilere kulak asma Yasin.
Yanlıştan örnek verilmez zira.
Kan değirmenleriyle bezenmiş bir dünyada
Bize bu duyguları yaşattığın için
Sana teşekkür ederiz kardeşim!
İyi ki varsın Yasin. Bravo kardeşim, seninle gurur duyduk.
2 bin kişiyi göremeyen kamera
Fenerbahçe-Beşiktaş maçı bitti.
Safsatası bitmedi.
Hani "Çene suyu çorba" derler ya
Öyle…
Kiev’deki tiyatrodan sonra
'Ne alaka' diyeceksiniz ama
Biz hem yurtta hem cihanda insanlarla uğraştığımız için 'Unutmak ve geçiştirmek yok' diye düşünüyorum.
Aziz Yıldırım'ın her gün bir demecini görüyoruz.
Anlatıyor.
"Federasyonda Beşiktaşlı bırakmayacağım" diyor.
Ama Federasyon Başkanı "Fenerbahçemiz" derken Beşiktaşlılık fark etmiyordu her hal!
Birisi de çıkıp
"Kaleci Volkan'a top bile gelmeyen maçta
Beşiktaş'ı yenemediniz. Hala ne anlatıyorsunuz?" demiyor.
Diyemiyor.
Gündeme futbol harici her şey geliyor
Volkan Şen'in savrukluğu
Van Persie’nin hala(!) formsuzluğu
Yani olmayan futbol bir türlü gelmiyor.
Ha keza Beşiktaş!
Birisi de çıkıp
"90 dakika karşı kaleye 1 şut çekemediniz,
Pozisyon sıfır,
Oyun kurgusu sıfır,
Benfica-Başakşehir maçlarında taraftarlar ölüp ölüp diriliyor;
Hala o kırmızı görmedi,
Öbürü kendini yere attı!!!
Ortalığı panayıra çevirdiniz.
Hayırdır" demiyor, diyemiyor.
Birileri halının altına süpürüyor başarısızlığı
Öteki balçıkla sıvıyor güneşi.
Hep vıdı vıdı
Bitmiyor….
Herkes kendi ayağına göre ayakkabı bulmuş, yürüyüp gidiyor.
Halbuki bu bahsettiğimiz maçta
Yayıncı kuruluşun göstermedikleri var.
Onu konuşan yok.
Mesela(!) Beşiktaş tribünleri
4 sene sonra Kadıköy'e ilk deplasman
Kendilerine göre bir stil yapmış, simsiyah gelmişler.
Hepsi pırıl pırıl.
Bir kare, bir zoom ııh!
Nedir bu düşmanlık diye soran yok.
Konuşacaksan bunu konuş kardeşim.
Ama yooo!
İğidiş edilmiş futbol üzerinden
Popülizm yapmak varken!
Bu haksızlıkları konuşacak tek bir Allah'ın kulu yok.
Çünkü sisteme cesaretleri yok.
Taraftarımıza kameraları bir kere bile çevirmemişsiniz.
Ne istiyorsunuz, nedir derdiniz?
"Eşit ve adil rekabet sistemi nerede?" diye iki kelam edecek bir yetkili
Göremeyecek miyiz Allah aşkına!
Pabucumun şövalyeleri
Takımlarımız Avrupa’da boy göstermeye başladığından beri
Ülke insanımızın ne kadar misafirperver olduğunu daha net anlıyoruz. Hızla yükselen ırkçılığın
Kendisinden başka bir ülke insanına tahammül edilememenin
Boy boy çeşitlerini
Her Avrupa’ya çıkışımızda görüyoruz.
3’lü, 4’lü gruplara çok kalabalık bir şekilde saldırmalar
Toplu halde oturulan kafelere yapılan molotoflu hücumlar
Çok açık şekilde gasp
Ve niceleri
Üstüne o ülke polisinin
Şehirlerine gelen yabancılara olan bu tip saldırılara
Üç maymunu oynadığını görüyoruz.
Seyirci kalıp, hiç müdahil olmuyorlar.
Nereden bakarsan bak bir düşmanlık söz konusu.
Yakın tarihten örnekle
Geçen sene Sırbistan’da da böyleydi
Fenerbahçe’nin Zorya deplasmanında da
Napoli’de de
Ve Kiev’de de böyleydi.
Ortada büyük bir arsızlık var.
Bizdeyse
Ülkemize gelecek deplasman taraftarı için
2-3 gün öncesinden tertibat alınır
Uçaktan inildiği andan itibaren
Üst düzey bir koruma
Burunlarının kıllarına bir zarar gelmesin itinası
Ve misafirperverlik çok net şekilde göze çarpar.
Ama sorsan "Biz barbar, onlar Avrupalı" öyle mi!!!
Pöh! Pabucumun şövalyeleri!!!