Tayyip Ağa, -‘Hay senin kanununa’  deyince.

Bu küfre son derece sinirlenen polis, merdiven basamaklarında oturan suçluların hepsini içerdeki nezarethaneye postalar. Sabah mahkemeye çıkarmak  üzere resmi evrakları tamamlar.

Sabah olur. Saat 09.00’da her birinin elinde bir çalgı aleti ile mahkemeye çıkartılırlar.

Hakim o hakim. Tayyip Ağa elinde tuttuğu suç aleti Kanun ile hakimin karşısında boynu bükük gözünün ucu ile devamlı hakime bakmaktadır. Hakim bunları kurtaracak ama bakalım nasıl kurtaracak?

Kimlik tespitinden sonra Hakim bey ilk sorguya Tayyip Ağa’dan başlar

-‘Sen kanuna küfretmişsin. Gözü ile ilindeki kanunu göstererek. Elindeki şu tahta parçası kanuna mı küfrettin, yoksa Devletin kanununa mı?’ diye sorar

Tayyip Ağa derhal vaziyeti kavrar.

-‘Aman efendim haddimize mi Yüce Devletimizin kanununa değil şu tahta parçası kanuna’ deyince beraat kararı çıkar ve kurtulurlar.

Fakat olan Selçuk Es kardeşimize olmuştur. Bu trajedi 24 saat içinde başlamış ve bitmiştir. Lakin bakın bize nasıl duyulmuştur.

O günlerde Turizm Derneği Başkanı olan dostum, Şair ve Okul arkadaşım, sırdaşım, gönül padişahım, Feyzi Halıcı, Aşıklar Bayramı dolayısı ile çok telaşeli. Her sene olduğu gibi Ulusal Sanatçı Udi Kadri Şençalar ve saz arkadaşları Konya’da onun misafiri. Üstad Şençalar zaten Konya’ya her gelişte fırsat buldukça Mazhar Sakman Hoca ile yıllardır beraber yürüttüğümüz haftalık müzikli toplantılarımızda bizimle beraber oldukları için iyi tanıştığımız için de olsa gerek Üstad Kadri Şençalar Hoca, Feyzi Halıcı’ya rica eder. Saz arkadaşları ile beraber bir gece bizim dergâha gelip müzikli bir toplantı yapmalarını kulağına fısıldar.

İkinci gün Feyzi beni aradı. Ve aynen dedi ki,

-Cenap, yarın akşam Mazhar Sakman hocanın evinde Kadri Şençalar ve saz arkadaşları misafirimiz olacaklar. Yemek, içmek her türlü masraf benden. Toplantıyı ayarla

Mazhar Hoca ile görüştüm. Tama. Solist Anav Mehmet Yalçın tama. Selçuk Es ağabeyimizi aradım daha sözlerimi tamamlayamadan,

-ANNAH’  cevabını aldım.

Konya ağzı bu ‘ANNAH’ kelimesi çok zor ve imkânsızlığın anlatımında kullanılır. Merak ettim. Nedenini sordum. Bir adres verdi.

-‘Çabuk gel acele görüşelim’ dedi.

O saatlerde buluştuk.

Devam edecek…