Promosyon mu o da ne?

Şefik ERGÖNÜL
Şefik ERGÖNÜL İHRACAT SOHBETLERİ sefik@utided.org

Sohbetimize, güzel bir haberle başlamak istiyorum.

Kadınlar voleybol milli takımımız, Sırbistan takımı ile yaptığı maçta Avrupa ikinciliğini kazandı. Gönül elbette şampiyonluğu isterdi amma geldikleri yeri yadsımak kimin haddine. Kadınlarımız hele kendi ayaklarının üzerinde duran, mesleklerini zirveye taşıyan amma bu arada anne olayı da unutmayan kadınlarımız sizleri sadece buradan kutlayabiliyoruz.

Yolunuz açık ve başarılarla dolu olsun…

Sohbetimizin başlığı, gerçek bir sohbetten alıntıdır.

Pazarlamanın 4 P’si üzerinde konuşurken “Promosyon” demem üzerine dikkat kesilen dostumuz, “Hocam bu promosyon bizim bildiğimiz hediyeliklerin dışında galiba” diyerek konuya merakla yaklaşmıştı.

Kavramı tarif ederken hatırlayamadığım bir yerlerden not aldığım tanımı kullanarak “Promosyon, olası müşterilere ürünün / ürünlerin faydalı ve olumlu taraflarını anlatarak onları ürünü satın almaya ikna etme sanatıdır” diyerek açıklama yaptım.

Arkadaşımızın yaklaşımı, genel geçer bir kavram kargaşasını vurguluyordu.

Doğrudur, gerçekten toplumda “Promosyon” denilince bayram, yılbaşı veya özel günlerde dağıtılan hediyelik eşyalar akla geliyor.

Oysa bizim sözünü ettiğimiz promosyon ise doğru zamanda, doğru müşteriye satış yapabilmek için tasarlanan ve yapılan çalışmaların tümünü kapsayan bir kavram.

İşletmelerin, pazarlarda tutunabilmeleri ve varlıklarını sürdürülebilmeleri için müşterilerini firma ve ürünlerinin faydaları hakkında düzenli bir şekilde bilgilendirmesi, yönlendirmesi ve hatta eğitmesi gerekecektir.

Bu çabalarının bir kere veya kısa bir dönem için yapılması da yeterli olmayıp firmanın ara sıra da olsa pazarına ilettiklerini hatırlatması da gereklidir.

Bu çalışmalara iç pazarda sürekli şahit oluyoruz.

Basın yayın organlarından aralıksız bir şekilde yapılan bilgilendirilme, hatırlatılma ve hatta bir tür eğitilme bombardımanı altındayız.

İhracatta olay farklı mı oluyor sizce?

Hiç sanmıyorum…

Yabancı markaların, bizim pazarımızdaki çalışmalarına baktığımızda herkesin, bu promosyon denilen çalışmaları olabildiğince ve gücüne göre belirli bir yoğunlukta yaptığını görüyoruz. İhracat pazarına açılan KOBİ penceresinden baktığımızda da bu konularda yapılanların, gereken ve imkânların elverdiği seviyede yapılmadığını görüyoruz.

KOBİ yurt dışında fuara gidiyor, onun oraya gittiğinden o çevrede bulunan ve/veya o fuarı ziyaret etme ihtimali olan olası alıcıların haberi yok. Elemanlar da fuar standında çekirdek çitleyerek gelenleri bekliyorlar.

O çevredeki potansiyel alıcıları araştırıp, fuarda görüşme yapmak için onlarla olabildiğince temas kurmak için neden fuar öncesi çalışma yapılmaz?

Aynı çalışmayı yapıp, fuardan birkaç gün önce oralardaki firmalara gidip kendilerini anlatarak fuar standını ziyaret etmelerini sağlasalar fena mı olur.

İhracatta reklam olayı zaten KOBİ’lerde pek zayıf olan bir konu. İnternet arama motorları için Adwords almayı bile maliyetli gören bir yönetici kesimi var. Tanıtım e-postaları ucuz ve çok bir çaba gerektirmediği için bolca kullanılıyor amma etkinliği ciddi boyutta tartışılır.

İnternet ve sosyal medya üzerinden yapılan çalışmalar iyi amma bana göre hiçbir şey kişisel ziyaretlerin üzerinde bir etki yapamaz.

Bu promosyonlar hediyelik eşya değil amma sonuç verdiklerinde firma en büyük hediyeyi kendisi alıyor “SATIŞ”.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
96 yılda ihracat... 29 Ekim 2019
Tahterevalliye Dikkat 15 Ekim 2019
İhracat ve Facebook 17 Eylül 2019
Müşteriye Doğru Erişim 27 Ağustos 2019