Hava Durumu

Seçtiğin mi mecbur olduğun mu?

Yazının Giriş Tarihi: 20.06.2022 06:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 19.06.2022 04:31

Şu anda birçok genç, belki de hayatlarının dönüm noktası olacak bir süreçten geçiyor. Tüm hayatlarını nasıl yaşayacakları ve nasıl şekilleneceği bu sınavın sonucuna bağlı…

Peki, gerçekten de böyle mi? Kazanacakları bölüm, okuyacakları üniversite ve alacakları diploma bu hayatı istedikleri şekilde yaşamalarına yetecek mi? Gerçekten mutlu, huzurlu ve güzel standartlarla yaşamanın sadece buna bağlı olması mümkün mü?

Öncelikle bunun mümkün olması için her insanın potansiyeli olan, severek yaptığı bir mesleğe sahip olması gerekmez mi? Eğer ki insanlara bunun için bir seçim şansı bırakmazsanız onlar da yalnızca mecburiyetleri yaşarlar. Biraz gözlemlediğimde; yaptığı işten memnun olmayan, çevresini de memnun edemeyen o kadar çok insan görüyorum ki! Örneğin özel eğitim (engelli) bölümünde okuyan bir öğrenciye; neden bu bölümü seçtin diye soruyorum, verdiği cevap şu; “maaşı güzel, ataması kolay.” Yani özel gereksinimi olan çocuklara dair en ufak bir sorumluluk hissi olmadan, sadece geçim kaygısıyla edinilmiş bir meslek…

Ne kadar acı değil mi? Eminim bu hissiyatta birçok doktor, birçok öğretmen var aramızda ve bunların meslek bilinci sadece kazanç derdinden ibaret! Peki, onlar mı suçlu yoksa onları buna mecbur eden sistem mi? İnsanların yaşamakla hayatta kalmak arasındaki ince çizgiye sıkışmış idealleri; ne yazık ki onları olmak istedikleri yerden alıp, olmak zorunda oldukları yere koydu. Hal böyle olunca; mesleğini sevmeyen, hatta bıkmış, bezgin insan modeli ortaya çıktı. Sadece vazifesinin gereğini yerine getiren, ne kendine ne de başkasına zerre yararı olmayan içi boş meslekler oluştu. Çünkü insanın her şeyden önce bulunduğu yerden, elindeki imkânlardan memnun olması gerekir. Emeğinin karşılığını alan, hayat standartlarından memnun olan insan, hayatının diğer alanlarında da verimli olur ve yaptığı her şeyden zevk alır. İçinde bulunduğu şartlar elverişli olursa; kendine ve ailesine zaman ayırır, kendini geliştirmeye ve hayatına değer katmaya önem verir. Ama tek derdi geçinmek olan ve buna da zor zahmet güç yetiren insana; kendini geliştir, sosyal hayatını renklendir demek ne yazık ki çok da mümkün değildir! Çünkü bunlara da ayrıca bir bütçe gerekir.

Yani toparladığımızda; istediği hayatı yaşamak, sevdiği mesleğe sahip olmak ve bu hayattan zevk almak herkesin hakkıdır! Ama seçim şansı belli olgular çerçevesinde kısıtlanan insan, ancak mecbur olduğu hayatı yaşar ve bunun memnuniyetsizliği de her halinden okunur…

Sağlıcakla ve farkındalıkla kalın.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.