Seçime şafak saymak

Türkiye salgın yılı olan 2020’de 29 milyar dolar enerji ürünleri ithalatı yapmıştı, 2021’de bu rakam 51 Milyar dolara çıktı.

Bu yılın ilk beş ayında 40 milyar dolara yükselen Türkiye’nin enerji ithalatı, fiyatlar düşmezse, yılı 100 milyar dolarla kapatabilir.

Yani enerji ithalatı 2020 yılından 71 ve geçen yıldan da 49 milyar dolar daha fazla gerçekleşecek.

Enerjiyle ilgili ortaya çıkan bu ağır faturalar yetmezmiş gibi, Eylül 2021’de başlayan faiz indirimleri toplam ithalatı inanılmaz seviyelere sıçrattı.

Eğer isabetsiz faiz indirimleri olmasaydı, 2022 yılında, enerji hariç, yaklaşık 25 milyar dolar cari fazla oluşabilirdi, olmadı.

Bu yıl turizm gelirleri yüksek olacağı için, cari açık 40 milyar dolar civarında gerçekleşecek, bu açık da ya borçla ya da eldeki hazır döviz rezervi kullanılarak kapatılacak.

Vadesi beş yıl olan tahvillerin yıllık faizi %11’e çıktı, üstelik yabancıların bu %11’e razı olacakları da şüpheli.

TCMB’deki döviz rezervleriyle ödenirse, rezervler hızla azalabilir. Bu da alacaklıları tedirgin eder.

Bu durumda da CDS primleri biraz daha yükselir ve bugün %11 olan faizler %15’i aşabilir.

Yani borçlanabilsek de borçlanamasak da üzüleceğiz.

Ülke swapları ve IMF parası hariç Türkiye’nin, (yani devlet, TCMB, banka, şirket ve şahısların) yaklaşık olarak 410 milyar dolar dış borcu var.

Diğer taraftan, ülke swapları ve IMF parası hariç Türkiye’nin, kullanılabilir yaklaşık 103 milyar dolar döviz ve altın rezervi var. [Bu rezervin yaklaşık olarak 72 milyar doları TCMB’de (30 milyar doları döviz, 42 Milyar doları altın) ve 31 milyar doları da bankalarda bulunuyor.]

Bu 103 milyar dolar rezerve alınan borçların henüz harcanmamış kısmı olarak da değerlendirebiliriz.

Kâğıt üzerinde bu tablo, zor da olsa yönetilebilir gözüküyor fakat ekonomi yönetimi, büyük fotoğrafı kavrayamadığı için panikliyor. Ardından da şirketleri tedirgin edip zor duruma düşürecek kararlar alıyor.

DIŞ BORÇ, DÖVİZ MEVDUATI VE ŞİRKETLER

Örnek olarak BDDK’nın yayınladığı kararı irdeleyebiliriz.

“Eğer bir şirketin 15 milyon TL karşılığı dövizi (döviz ve altın) varsa ve bu şirketin aktifi veya toplam satış tutarı 150 milyon TL’yi aşıyorsa, bu firma TL kredi kullanamaz. Cirosu veya aktif büyüklüğü 150 milyon TL’nin altında ve/veya döviz varlığı 15 milyon TL’nin altında olan firmalara bir kısıtlama yok.”

TCMB ve BDDK verilerine göre, Şirketlerin, 56 milyar dolar ithalat borçları ve 240 milyar dolar da kredi olmak üzere toplam 296 Milyar dolar dövizli borçları var.

Finans kesimi dışı şirketlerin, Türk bankalarındaki döviz mevduatı da yaklaşık olarak 80 milyar dolardır.

Öyle görünüyor ki şirketlerin çoğu, Türkiye gibi istikrarsızlığın hüküm sürdüğü, bankaların kredi verme iştahının her gün değiştiği bir ortamda; ithalatlarını yapmak ve borçlarını ödemek için, müdebbir bir tüccar olarak kendilerine “ihtiyat akçesi” oluşturmuşlar.

Bankalar da, şirketlerin yatırdığı bu 80 milyar dolar dövizin neredeyse tamamını swap, TL karşılığı depo, ROM veya zorunlu karşılık adı altında TCMB’ye yatırıyor.

Son tahlilde, dövizlerin mülkiyetinin kime ait olduğu, aslında çok önemli değil. 103 milyar dolar, liyakatli bir yönetimin elinde, bugünkü şartlarda bile yetersiz sayılmaz.

Peki, bütün paralar dönüp dolaşıp TCMB’nin kasasına girmesine rağmen ekonomi yönetimi ne istiyor, niçin mevcut kompozisyonu beğenmiyor ve sahaya BDDK’yı sürüyor?

BDDK’nın aldığı bu karar şirketlerden daha çok, Bankacıları tehdit edip durduğu için onları korkutmuş olmalı.

“…beyan ve taahhüdün banka tarafından kontrolü”

“…iş süreçlerinin buna uygun hale getirilmesi bankaların sorumluluğundadır”

“Kararın etrafından dolanılmasını sağlayanlar hakkında yasal işlemlerin yapılabileceği…”

“Bankaların, …. Kararda açıkça belirtilmemiş olsa bile söz konusu Kararın ruhuna uygun olmayan işlemleri …. raporlamaları…”

Akıllı bankacılar bu tip “çetrefilli düzenlemeler dönemi”nde kredi vermekten korktukları için verdikleri kredileri azaltacaklardır.

Ekonomi yönetiminin, yönetme yetkinliğini kaybettiği, afallayıp topalladığı her ülkede, vatandaşa, “seçime şafak saymak” dışında bir çare kalmıyor.

YORUMLAR (12)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
12 Yorum