Öncelikle daha seçim gecesi daha oyların sayımı devam ederken iktidar partisi İstanbul İl Başkanı’nın televizyonlarda adaylarının “İstanbul’da üç bin küsur oyla kazandık!” ilânının ardından “Kazandım!” diyen iktidar adayının, YSK verilerine göre binlerce oy önde olduğunu belirten “millet ittifakı” adayını “acelecilik” ve “görmemişlik”le ithamı siyasî literatüre geçti.   

Keza devletin resmî ajansının on bir saat boyunca verileri dondurması manipülasyonuna ve iktidar adayının fotoğrafıyla binlerce “Teşekkürler İstanbul!” âfişiyle seçim sonuçlarının karambola getirilip tıpkı referandumda olduğu gibi “atı alan Üsküdar’ı geçti” oldubittisine karşı İmamoğlu’nun seçim gecesi peşpeşe açıklamalarının eleştirilmesi bu seçimin bir yaman çelişkisi oldu.

Bu arada Cumhurbaşkanı’nın “Kimse 13-14 bin oyla seçimi kazandığı havasına girmesin!” garip sözleri tartışıldı; tâ ki “bir oy farkla da olsa seçim kazanılır” tavzihine kadar.

Yine ilgili bakanların seçimden önceki “sahte, hayali oy yok, dünyanın en güvenilir ve dürüst seçimi olarak” açıklamalarına karşı, seçimden kazanamamaları üzerine seçimlerde “hile, yolsuzluk ve taşımalı sahte oy kullanıldığı”nı iddia etmeleri de bir diğer çarpıcı çelişki olarak sırıttı.

Ve her sandıkta iktidarın atadığı kamu görevlisi sandık kurulu başkanlarıyla üyeleriyle en az iki sandık görevlisi ve müşâhidlerinin bulunmasına karşı muhalefeti suçlamaları seçimin garabeti olarak kayıtlara geçti.

***

Enterasan “seçim denklemleri”

Seçim sonrası iki hafta zarfında İstanbul büyükşehir belediyesi seçim sayımlarına çok enteresan hesâplamalar yapıldı, önerilerde bulunuldu.

Meselâ iktidar partisinin adayı “İstanbul’da 35 bin sandık var, her sandıktan bize bir oy çıksa farkı kapatır ve yirmi bin oyla öne geçer kazanırız” değerlendirmesinde bulundu. Ankara’da “millet ittifakı” adayının 125 bine yakın oyla kazandığının kesinleşmesi üzerine, “cumhur ittifakı” adayı “Sayımlar Ankara’da da tekrarlansa seçimi alırız!” diye konuştu.

Bu arada bazı iktidar sözcüleriyle “iktidara ilişik yorumcular”, bütün “geçersiz oylar”ın AKP adayına yazılması” hesâbını yaptılar. Ancak en ilginç simülasyon Meclis Anayasa Komisyonu başkanlığını da yapmış olan AKP İstanbul eski milletvekili Prof. Dr. Burhan Kuzu’dan geldi.

15 Nisan 2019’da Twitter hesâbından paylaştığı “İstanbul seçiminde yaklaşık 8.5 milyon oy kullanıldı. İki aday arasındaki fark 13 bin civarında. Bu demektir ki, şayet İstanbul iki bin nüfuslu bir yer olsaydı aradaki fark sadece 3 oy olacaktı. Bu basit denklem bile İBB seçimlerinde neyi tartıştığımızın boyutunu göstermeye yeter” ilginç tweeti sosyal medyada “Kuzu’dan dikkat çeken seçim denklem” olarak bu seçimin garabetleri arasında yer aldı.

***

 “Merkez medya” da “yandaş medya” oldu!

Seçim sürecinde başta Cumhurbaşkanı ile iktidar partisi adaylarının konuşmalarını saatlerce naklen yayınlayan TRT kanallarıyla mâlum medyanın çifte standardı ne yazık ki seçim sonrasında da devam etti.

Seçimin ardından sayımların sürdüğü on yedi gün boyunca onlarca iktidar medyası kanallarının yanısıra “merkez medya” televizyonlarının iktidar partisi sözcülerinin konuşmalarını canlı yayında yayınladılar. En son “cumhur ittifakı” adayının basın toplantısını iki saat boyunca kesintisiz verirken, daha fazla oy almış “millet ittifakı” adayının basın toplantısını daha baştan kestiler. 

Özetle, iktidar adaylarının bütün konuşmalarını baştan sona veren, bütün eleştirilerini aktaran devlet kanallarıyla “ana akım medya”nın “iktidar ilişik medya”yı aratan bir tarafgirlik ve siyasî bağnazlıkla muhalefet adayının cevabi açıklamalarını hiç vermemeleri ya da birkaç saniyeyle geçiştirmeleri bu seçimin bir diğer haksızlığı ve hukuksuzluğu olarak tesbit edildi.

Anlaşılan o ki, “yandaş medya” gibi “merkez medya” için de millet irâdesinin tecellisinin hiçbir ehemmiyeti olmadı. Önemli olan -kazanamadığı ortaya çıksa da- iktidar adaylarının açıklamaları oldu!

Yani “iktidar rantı”, basın özgürlüğüne, tarafsız ve bağımsız yayıncılığa ağır bastı!..

***

“Ülkeyi felâkete götürür”

“CB sistemi de demokrasi içinde bir alternatiftir ama partili cumhurbaşkanlığı sistemi değil. Bizim gibi derin ayrılıklar yaşayan ülkelerde devletin tarafsızlığını kaybetmesi (çünkü CB makamı devleti temsil eder) ülkeyi felâkete götürür.

“Seçimin sonuçlarına itiraz hukuki ve demokratik bir imkândır, ancak o sonuçlara saygı göstermemek başka bir şeydir. Çünkü seçim kazanmak için sadece bir oy fazlası kâfidir.”

Selçuk Özdağ (AKP Genel Başkan eksi yardımcısı, @selcukozdag, 18.4.19)

HAFTANIN SÖZÜ

“Şunu unutmayın; insanoğlu hem câhildir, hem zâlimdir ve bir yere kadar menfaatleriyle beraber hep yürür.” 

Recep Tayyip Erdoğan, (Cumhurbaşkanı, 18.4.19)