Seçil Gür.: İlişkimiz bir yılını doldurdu. Hâlâ bunu konuşanlara hiçbir cevabım yok. Kendimi direkt kapatıyorum, duymazlıktan geliyorum. Serdar Ortaç.: Offf! Anlatamam. Adanalı, oradan tahmin et. Seçil her şeyi güzel yapıyor. 24 saat dip dibeyiz. Ben hiç sıkılmıyorum ama o biraz sıkılıyor olabilir (Gülüyor) çünkü ben biraz çenebazım. Kafasının etini yiyorum bır bır. Ama sağ olsun, her halimi çekiyor. Seçil başka bir şey, tarif edemem. S.O.: Boşandıktan sonra depresyona girdim, iki yıl sürdü. O süreçte Seçil’in karşıma çıkacağını nereden bilebilirdim. Gökten zembille indirdi Allah! Ona bakarsan 25 yaşında da “Dünyanın kralı benim” sanıyordum. Şimdi “Hiçbir şeyim” diyorum. S.O.: Biriyle beraberken başka kadına dokunamam. Öyle metresmiş, flörtmüş… Kusarım yani. Midem almaz. S.G.: Şu anda düşünmüyoruz. Ama zaten ben planlı yaşayan biri değilim. “Kesin yapacağım” ya da “Yapmam” demem. S.G.: Aşk ve tutku olmazsa olmaz. S.O.: Aşk ve saygı bir arada olmalı. Ben daha Osmanlıyım. (Gülüyor) S.G.: Hayır, hiç yok diyebilirim. S.O.: Niye kız! Kendi adına konuş. Ben seni kıskanıyorum. S.G.: Ama o tatlı kıskançlık. Geçen gün fotoğraflarımı gördü mesela. “Çok kıskandım ama çok güzeller” dedi. S.G.: Benim için yüzde 100! Tensel uyum çok önemli. Onun olmadığı yerde benim için aşk ve tutku yoktur. S.O.: Aaa! Yüzde 100 dedi! S.O.: Siz delirmişsiniz! (Gülüyor) Şaka bir yana yüzde 80 diyeceğim ben. Çünkü şefkat ve sevgi de var. S.G.: Ben onları da cinselliğe dahil ediyorum ama… S.O.: Onları dahil edeceksek tamam… Çünkü ben başta Seçil’in şefkatini ve tavrını da çok sevdim. Sonra cinsellikte uyuştuk, ben böyle düşünüyorum. S.G.: Muhakkak vardır ama geçmişi düşünerek bugünümü ziyan etmiyorum. Anlık pişmanlıklar oluyor benimkiler. S.O.: Keşke gençliğimde çok hızlı yaşamasaydım. Sağlığıma dikkat etseydim. 20’lerinde insan hiç yaşlanmam, hasta olmam sanıyor. Ama öyle öyle olmuyor.