Savaşa Değil Barışa İhtiyaç

DEMOKRATİK Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, Diyarbakır'da partisi toplantısında yaptığı konuşmada, "Erdoğan ve AKP hükümeti maalesef Türkiye'yi bir savaşa sürükleme eğiliminde. Rojava'da Kürdistan halklarının, orada yaşayan halkımızın Türkmenlerle, Araplarla birlikte yaratmak istediği demokratik yönetimleri ortadan kaldırmaya yönelik bir yaklaşım ve politika içerisinde. Türkiye'nin savaşa değil, barışa ihtiyacı var" dedi.

Savaşa Değil Barışa İhtiyaç

Fırat AVCIL/Recep KAYA

DİYARBAKIR-DBP Parti Meclis toplantısı, merkez Kayapınar Belediyesi meclis toplantı salonunda yapıldı. Toplantıya DBP Eş Genel Başkanları Kamuran Yüksek, Emine Ayna ve meclis üyeleri katıldı. Konuşmasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AKP hükümetini eleştiren DBP Eş Genel Başkanı Yüksek, "Erdoğan ve AKP hükümeti maalesef Türkiye'yi bir savaşa sürükleme eğiliminde. Rojava'da Kürdistan halklarının, orada yaşayan halkımızın Türkmenlerle, Araplarla birlikte yaratmak istediği demokratik yönetimleri ortadan kaldırmaya yönelik bir yaklaşım ve politika içerisinde. Özünde Kürt karşıtı üzerine bir politika, Türkiye'yi adım adım savaşa götüren bir boyuta ilerliyor" dedi.

"TÜRKİYE ORTADOĞU'DAKİ ATEŞ ÇEMBERİNE SOKULMAYA ÇALIŞILIYOR"

Türkiye'nin Ortadoğu'daki ateş çemberine sokulmaya çalışıldığını ifade eden Yüksek, "Türkiye gerçekten bir savaşa sürükleniyor. Ortadoğu'daki ateş çemberine sokulmaya çalışılıyor. Bizim buna karşı bir tutum sergilememiz gerekir. Rojava'daki kazanımların kalıcı hale gelmesi, orada demokratik yönetimlerin gelişmesi açısından tutum sahibi olmamız lazım. Türkiye'nin Rojava politikasını stratejik olarak değiştirmesi üzerine bir yaklaşım ve tutum sahibi olmamız gerekiyor. Türkiye'nin Rojava stratejisi başından sonuna kadar yanlışlarla dolu. Öncelikle Kürt karşıtı üzerine oturmuş olan bu strateji bizim tarihsel olarak Kürt-Türk ittifakını geliştirme Kürt-Türk kardeşliğini geliştirerek hem Türkiye'de hem de Ortadoğu'da yeni bir süreç geliştirmemizin önünde en büyük engellerden bir tanesi. AKP ve Erdoğan'nın politikası buna engel teşkil ediyor" dedi.

"TÜRKİYE'NİN SAVAŞA DEĞİL, BARIŞA İHTİYACI VAR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP hükümetinin tutumunun Ortadoğu'nun barışı, halkların kardeşliği, inançların kardeşliği politikasına yönelik bir saldırı konumunda olduğunu ileri süren Yüksek sözlerini şöyle sürdür:

"Sünni, Arap eksenini örgütlemeye çalışan bununla birlikte bütün inançları, mezhepleri karşısına alan, inançları ve mezhepleri çatıştıran politika kesinlikle Ortadoğu'yu barışa değil daha fazla savaşın derinleşmesine götürecek olan bir yaklaşımdır. Türkiye'nin savaşa değil, barışa ihtiyacı var. Hem iç toplumsal barışa, hem de bölgedeki barışa ihtiyacı var. Bunun olmaması halinde sadece AKP ve Erdoğan kaybetmeyecek maalesef bütün halklar, toplum kaybedecektir."

"ETNİK TEMİZLİK YAPILDIĞI TAMAMEN YALANDIR, ASILSIZDIR"

Suriye sınırına sevk edilen askerler konusuna da değinen Yüksek, "18 bin askerden söz edildi. Şimdide 50 bin askerden söz ediliyor. Suriye sınırına yığınak yapma arayışında. Kime düşmanlık yapılacak orada. Kime karşı bir pozisyon alınacak. Çok açıktır, orada Kürt halkının açığa çıkarmış olduğu kazanımlara karşı. Yine Türkiye içerisinde demokratik muhalefeti bastırmaya yönelik hazırlıklar içerisindedir. Bunu yaparken de en çok kullandıkları argüman bir etnik temizlik yapıldığı yönündeki yalandır. Etnik temizlik yapıldığı iddiaları tamamen asılsızdır. Biz bu konuda gerekirse Türkiye kamuoyunun hatta meclisin oluşturacağı heyetler, mecliste grubu bulunan partilerin kendi vekillerinden oluşturacağı heyetlerle Rojava'ya, Kobani'ye, Grispi'ye (Telabyad) gidebileceğini, orada araştırmalar yapabileceğini belirtiyoruz. Orada herhangi bir etnik temizlik durumu söz konusu değildir. Arap ve Türkmen kardeşlerimizle orada bir yaşam örme çabası söz konusudur. Tam tersine Arapları da, Türkmenleri de Kürtler gibi IŞİD barbarlığından koruma çabası söz konusudur. PYD'nin yapmaya çalıştığı Kürt halkının orada geliştirmeye çalıştığı durum budur. Aslında IŞİD çetelerinin etnik temizlik yapmasının önüne geçilmeye çalışılıyor. Türk milliyetçiliğinin bu noktada kışkırtmaya şoven duyguları örgütlemeye bunun üzerinden siyaset yapmaya çalışan bir AKP ve maalesef bir cumhurbaşkanı var. Demokrasi güçlerinin tamamıyla birlikte bir barış cephesi geliştirelim istiyoruz. Barış mitingleri, barışçıl etkinliklerle, yürüyüşlerle, siyasal, diplomatik çalışmalarla bir barış cephesi örmek Türkiye'nin savaşa sürüklenmesini engellemek. Kaybeden AKP'nin, seçimlerde yenilgi alan AKP ve Recep Tayyip Erdoğan'nın stratejik bir değişime gitmesini zorlayacak, değilse tasfiye edilmesini getirecek bir süreci örgütlememiz lazım" dedi.

ÇÖZÜM SÜRECİNDE MÜZAKERELER BAŞLAMALI

Çözüm sürecine de değinen Kamuran Yüksek, "Müzakereler hemen başlamalı. 7 Haziran'dan önce olduğu gibi diyalogların, görüşmelerin sürmesi şeklinde bir talep ve önermede bulunmuyoruz. 7 Haziran öncesi dengeler değişmiştir. Hiçbir şey 7 Haziran öncesi gibi değildir. 7 Haziran'dan sonra artık bu işin çok daha ciddi ele alınması ve hızla geliştirilmesine ihtiyaç vardır. O nedenle diyalogun sürmesi görüşmelerin ötesine geçilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Direk müzakere süreci başlamalı. Aksi takdirde Recep Tayyip Erdoğan ve AKP yönetimi ülkeyi çözümsüzlüğe, kaosa ve savaşa sürükleyecek. Başkan Öcalan'nın özgür koşullarda müzakereleri yürütecek imkanlara sahip olması gerekiyor" dedi.

Kaynak: Diyarbakır Söz