Turhal Şeker Fabrikası’nda çalışan işçiler, fabrikaya şeker pancarı veren çiftçiler, pancarı taşıyan nakliyeciler ve esnaf, özelleştirmenin ilçelerini yok edeceğini söylüyor. Nüfus düşüşünün beklendiği ilçede konut fiyatları şimdiden düştü

Sattım demekle olmuyor,  bu insanlar nasıl yaşayacak?

HÜSEYİN ŞİMŞEK huseyinsimsek@birgun.net @simsekhuseyinn

Yeşilırmak Havzası’na kurulan, 1933’te temeli atılan, bir yıl sonra tarımsal kalkınma politikalarına örnek olarak üretime geçen dördüncü büyük şeker fabrikası “Turhal Şeker Fabrikası” ilçenin “satılmamış” tek fabrikası olma özelliğini yitiriyor.
Resmi verilere göre Tokat’ın 60 bin nüfuslu ilçesi Turhal’da aktif olarak hizmet veren tek fabrikanın özelleştirilmesi ve kapatılması korkusu yaşanıyor. 10 yıl önce yaklaşık 90 bin nüfusa sahip olan ancak Tokat Sigara Fabrikası’nın şimdi olduğu gibi “5 yıl kapanmayacak” sözü ile özelleştirilmesinden bir yıl sonra 2009 yılında kapanmasının ardından nüfus 60 bine kadar düştü. İlçe halkı, tek fabrikaları Turhal Şeker Fabrikası’nın kapanmasının ardından kentin nüfusunun 20 binin altına düşebileceğini, ilçenin “emekliler kasabası” halini alarak yavaş yavaş yok olabileceğini ifade ediyor.

Kentin can damarı
İşçisinden çiftçisine, nakliyecisinden bakkalına Turhal halkı tek yürek, fabrikalarının özelleştirilmemesini istiyor. BirGün Gazetesi olarak Turhal’a giderek ilçe halkının şeker fabrikalarının özelleştirilmesine karşı bakışını yerinde inceledik.
864 bin metrekare alan üzerinde kurulu fabrikada şu anda binden fazla yurttaş çalışıyor. 2016 yılında milli ekonomiye 323.3 milyon lira, 2017 yılında ise 350.9 milyon lira katkı sağlayan fabrikanın stoklarında ise tam 480 milyon TL’lik şekerin bulunduğu ifade edildi. 9 bin 982 çiftçi de 150 bin dekar alanda ilçede pancar tarımı ile uğraşıyor.

“10 TL harçlık istiyorlar”
İlçede fabrikanın kapatılmasına karşı çıkan meslek gruplarından ilki nakliyeciler. İlçede ilk olarak sigara fabrikasının kapatıldığına dikkati çeken Turhal Taşıma Kooperatifi Başkan Yardımcısı Yılmaz Çolak, en az 200 bin TL değerinde kamyonu olan nakliyecilerin iş yapamadıkları için kooperatiften günlük 10 TL harçlık almaya geldiğini ifade ediyor. Çolak, “Fabrikadaki işleri durduruyorlar. Sigara fabrikası yok olduktan sonra nakliyecilerimizin tek işi bu fabrikaydı. Kontak açmasalar dahi yıllık 10 bin TL’den fazla giderleri oluyor. 200 üyemizin tamamı kamyonlarını satıp aileleri ile birlikte başka yerlere gitmekten bahsediyor” diyor.

sattim-demekle-olmuyor-bu-insanlar-nasil-yasayacak-440473-1.
Yılmaz Çolak

“Sigaradan sonra şeker de gidiyor”
Tokat Sigara Fabrikası’nın da “5 yıl çalışacak” sözü ile özelleştirildiğini ancak bir yıl sonra fabrikanın girişine, “Hurda alınır satılır” yazısının asıldığını ifade eden nakliyeci Hakan Soylu ise, “Sigara gitti, şeker de gidiyor. Fabrika kapanırsa bizim burada durmamızın bir anlamı kalmıyor. Bağ-Kurunu yatıramadığı için tedavi olamayan çok arkadaşımız var. Derdimizi kimseye de anlatamıyoruz. Şimdi OHAL de var. 10 tane kamyoncu yan yana gelsek müdahale ediyorlar” şeklinde konuşuyor.

“Maddi manevi yok oluş”
Tek geçim kaynağı şeker pancarı ekmek olan çiftçi Köksal Asal ise, “Eğer bu fabrika özelleştirilirse biliyoruz ki bu ilçe, sadece emeklilerin nefes aldığı bir kent olacak” diyor. Mağduriyetlerinin ‘maddi manevi yok oluş’ olacağını ifade eden Asal, “Sadece bu fabrikaya değil, çevre illere de pancar, şeker, küspe satıyorduk. Bir bölgeyi değil bir sektörü bitiyorlar” şeklinde mağduriyeti özetliyor.

sattim-demekle-olmuyor-bu-insanlar-nasil-yasayacak-440474-1.
Köksal Asal​

“Kazandığımız üç kuruş fazla geldi”
Çiftçi Asal, fabrikanın satışının “ihanet” olacağını şu sözlerle anlatıyor:

“90’yı yıllarda devlet pancar üretimine dair desteğini çekti, kota koydu. Pancar ekim alanlarımız sınırlandırıldı. Ayrıca pancar bedava da değil. Gübreyi vadeli olarak satıyorlar ve faiz koyuyorlar. İlk KDV’yi alıyorlar, sonra pancar bordrosunda ikinci kez KDV kesiyorlar. Altı bin TL sadece KDV’lere ödediğimiz para. Zaten zor kazanıyorduk, artık hiç kazanamayacağız. Kötü bir düzende yaşıyorduk, özelleştirme ile bu düzenin tamamen dışına itiliyoruz. Kazananlar parası çok olanlardı. Çiftçinin kazandığı üç kuruş para da fazla geldi ki fabrikamızı yok etmek istiyorlar.”

“Topraklarımızı terk etmek istemiyoruz”
“Pancar ekmem, mısır ekerim, çekirdek ekerim evet ama pancar kadar kazanmamız mümkün değil. Özel sektör için mısır ekip sattık iki senedir paramızı alamıyoruz. Ama pancarda böyle değil. Sonuçta devletle muhatabım. Bir garantimiz vardı. Elimizdeki traktörleri, tarlaları satıp büyük kentlere gitmemiz isteniyorsa, bu satışa onay versinler. Ama çiftçiler topraklarını terk etmek istemiyor ve fabrikanın bu nedenle satışına karşıyız.”

“Atalarımızın mesleği”
Bu zincirin bir diğer halkası olan fabrika işçileri de tek geçim kaynakları fabrikanın yok olmaması, ilçelerini terk etmemek ve “ata mesleklerini sürdürmek” için özelleştirmenin karşısında duruyor.

Her işçinin en az 4 kişiyi doyurmak zorunda olduğunu ve fabrikada binden fazla işçi olduğunu hatırlatan işçi Sezai Koçak, “Tatlandırıcılar ve NBŞ yüzünden bunu yaptıklarını bilmeyen yok. Turhal’ın eskiden bir albenisi vardı. Neden? Çünkü koskoca bir fabrikası vardı. Onu mu çok gördüler buradaki insanlara?” diye soruyor.

“Emlak fiyatları düştü”
İlçede yaşayan emekli nüfusun yüzde yetmişinin Turhal Şeker Fabrikası’ndan emekli olduğunu, ilçenin “şeker kültürü” ile kendi kimliğini kazandığını ifade eden işçi Koçak, “Senenin en az dokuz ayı binlerce insan evine ekmeği bu fabrikadan götürdü. Buralardan gitmek istemiyoruz ama özelleştirmenin dedikodusu çıktığı andan itibaren emlak fiyatları 15 ile 20 bin TL arasında düştü. İnsanlar, ‘evlerimiz elimizde kalacak’ korkusu yaşamaya başladı. Ne hale geldiğimizi bir biz biliyoruz” diyor.

“Bu sene 113 bin ton şeker ürettik”
Fabrikadaki üretimin yoğun olduğunu ve gelir getirici işler yaptıklarını söyleyen Koçak, “1984 yılından beri burada çalışıyorum. Fabrikanın açılmasıyla ekonomik ve sosyal bir nüfus değişimi yaşandı. Tokat’tan, Zile’den Amasya’dan buralara sinemalara gelen insanlar olurdu. Çünkü burası şeker fabrikası nedeniyle gelişmiş bir yerdi. Fabrikamızın zarar ettiğini söylüyorlar. Ben işçiyim. Gözlerimle gördüm. 885 ton pancar işledik bu sene. Bundan 113 bin ton şeker elde ettik. Küspe posalarının besicilere gittiğini söylemeye bile gerek yok. Yem ve saman almak yerine hayvanlarını bununla beslediler. Bu hesaplara göre fabrikamız zarar değil kar ediyor. Madem devlete maliyet diyorlar, o zaman 550 olan milletvekili sayısını neden 600’e çıkardılar? Bunun devlete maliyeti yok mu?” ifadelerini kullanıyor.

“Biz işleyelim biz kazanalım”
Fabrikanın satılması durumunda “yok olacakları”nın altını çizen Koçak, “Turhal ilçesinin köyden farkı kalmayacak. Özelleştirmeden vazgeçin. Biz işleyelim biz kazanalım” diyor.

Sendika da tepkili: “Beş sene sonra ne olacak?”
Şeker-İş Sendikası Turhal Şube Başkanı Nurullah Alpat ise süreci, “Özelleştirmeden sonra şehrimizde yaşanacak felaketi çok iyi biliyoruz” cümlesi ile özetliyor.

Sigara fabrikasının da tıpkı şeker fabrikası gibi Amerikalı şirketler için özelleştirildiğini ve sonrasında kapatıldığını anımsatan Alpat, şunları söylüyor:

sattim-demekle-olmuyor-bu-insanlar-nasil-yasayacak-440475-1.
Nurullah Alpat

“Fabrikanın beş yıl bile çalışmayacağından eminiz. Nakliyecilerimiz 90 gündür kontak açmıyorlar. Şeker fabrikası olmadan bu kenti düşünemiyorum. Kamyoncu ‘şeker satılsın da bir an önce nakliyeye başlayalım’ diye bekliyor. Kampanya zamanını bekliyor ki pancar nakliyesi yapılsın. Esnafın, çiftçinin gözü kulağı burada. Olan bizim çiftçimize olacak. Beş sene kapanmayacağını söyleyenleri de anlamıyorum. Beş sene çok uzun bir süre mi? Beş sene sonra ne olacak?”

“NBŞ lobilerinin eline geçer”
Buraların NBŞ lobilerinin eline geçmesinden korkuyoruz. Türkiye’de büyük bir lobi bunlar. Kimsenin gücü yetmez. Fabrikaları alırlar. Beş yıldan önce kapatmak için cüzi bir ceza öder ve kilidi vurur, ülkeyi zehirlemeye devam ederler. İnsanımızı hasta ederek öldürmek istiyorlar. Çiftçiye pancar hasadının ardından 169 milyon TL para ödendi Turhal’da. Kazanmasa, zarar etse biz bunları ödeyebilir miydik?”

“Ekmek satamam”
Fabrikanın özelleştirmesinden etkilenecek kesimler arasında ilçe esnafı da bulunuyor. Konut fiyatlarındaki düşüşün yanı sıra ilçe esnafı, “İşçiler para kazanamazsa harcayamazlar. Ekmek dahi satamayız” diyor.

Bakkal esnafı olarak senelerdir Turhal’da yaşayan Mehmet Güngör, fabrikanın kapanmasından dolayı kendilerinin göreceği zararı şöyle açıklıyor:

sattim-demekle-olmuyor-bu-insanlar-nasil-yasayacak-440476-1.
Mehmet Güngör

“Ekonomik olarak olumsuz anlamda etkileneceğiz. Nüfusumuz eriyip gidecek. Doğru düzgün istihdam oluşturulmadı. Fabrikada çalışan işçilerimiz maaş aldıklarında o maaş ceplerinde kalmayacak, kentin ekonomisini güçlendirecek, sıcak para girişi sağlayacaktı. Beş kişiye ürün satabiliyorken şimdi belki iki kişiye düşük fiyatlardan ürün satmak zorunda kalacağım. Veresiye artacak. Bu işten olumlu anlamda etkilenecek bir tek kişi bile olmayacak. Ben iş yapamazsam dükkanımı kapatırım. Dükkanım kapanınca fırıncı da toptancı da daha az kazanır. Olan buranın insanına olur.”

Özbekistan’a fabrika kurdular şimdi atıl
Turhal’a ilişkin dikkati çeken bir diğer gelişme ise Turhal Makine Fabrikası’nda işlerin durdurulması. Türkiye’deki 30 şeker fabrikasının mekaniğine ilişkin malzemelerin tüm temin ve bakım işlemini yapan, Özbekistan’a “sıfırdan” bir şeker fabrikası bile kuran Makine Fabrikası’nda da üretim ve bakım çalışmaları durdurulmuş durumda.

14 fabrikanın özelleştirme kararının duyurulmasının ardından gelen talimat yazısı ile çalışmaların durdurulduğu fabrikadaki malzemeler “atıl” vaziyette bekletiliyor. Sıfırdan fabrika kurma potansiyeline sahip Makine Fabrikası’nın çalıştırılmamasına bir gerekçe üretemeyen Hükümet, işçi sayısını da azalttı. 12 ay üretim yapabilme potansiyelindeki fabrika, 1976 yılında faaliyete geçmesinin ardından binlerce işçiyi istihdam etti. On binlerce ailenin evine ekmek götürmesine etki eden fabrikanın şimdiki işçi sayısı ise idareciler ve işçiler dahil yalnızca 33’e düşmüş durumda. 1998 yılından beri yeni kadronun açılmadığı fabrikada bir işçi bazen iki bazen de üç makineyi birden kullanmak zorunda kalıyor. Tokat’ın en büyük sanayi işletmesi olan fabrikanın da özelleştirmeler nedeniyle yok olmaya doğru gittiği, ülkenin büyük bir sanayi kolunun da özelleştirmeler sonrasında yok olacağı ifade ediliyor.

***

Şeker fabrikası işçileri bakan konvoyunun önünü kesti

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, Ankara’dan karayolu ile Tokat’ın Turhal ilçesine geldi. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından satışa çıkarılan Turhal Şeker Fabrikası çalışanı bir grup işçi bu sırada Tokat- Turhal karayolu üzerinde Bakan Fakıbaba’nın konvoyunun önünü kesti. Aracından inen Bakan Fakıbaba burada işçiler ile bir görüşme yaparken, jandarma ekipleri de güvenlik önlemi aldı. Gazetecilerin görüntü alınması engellendi. Yaklaşık 20 dakika işçilerle görüşen Bakan Fakıbaba daha sonra oradan ayrıldı.

sattim-demekle-olmuyor-bu-insanlar-nasil-yasayacak-440477-1.
Nakliye işçisi