Santral patronlarına karşı Çarşambalı çiftçilerden bir zafer daha

Samsun Çarşamba'da halkın tepkisine rağmen inşaatı devam eden biyokütle elektrik santraline karşı çiftçilerin açtığı dava sonucu çıkan yürütmeyi durdurma kararına Samsun Valiliği itiraz etmişti. Samsun Bölge İdare Mahkemesi, Valiliğin itirazının reddine, santral patronları Oltan ve Köleoğlu'nun itirazının ise incelenmeksizin reddine karar verdi.

soL - Samsun

Samsun’un Çarşamba ilçesi Eğercili Mahallesi’nde halkın tepkisine rağmen inşaatı devam eden biyokütle elektrik santraline karşı açılan yürütmeyi durdurma kararına itiraz eden Samsun Valiliği'nın talebi reddedildi.

Söz konusu bölge ile ilgili Çarşambalı arazi sahipleri Murat Şenel, Seyfettin Yavan, Recep Yavan, Mehmet Değerli tarafından Samsun 3. İdare Mahkemesi'ne yürütmenin durdurulması, "İl Toprak Koruma Kurulu'nun 06.03.2019 tarihli Eğercili Mahallesi 703 ve 662 Parsel nolu taşınmazların tarımsal amaç dışı kullanımının uygun olduğu"na dair kararının iptali ve biyokütle enerji santrali projesi için "ÇED gerekli değildir" kararının iptali için dava açmıştı. Samsun 3. İdare Mahkemesi 2019/201 Esas No'su ile verdiği kararla teminat alınmaksızın yürütmenin durdurulmasına karar vermiş, Çarşamba halkı mahkemenin kararını santral inşaatının önünde gerçekleştirdiği davullu zurnalı bir eylemle kutlamıştı.  

Kararın ardından, İl Toprak Koruma Kurulu'na başkanlık eden Samsun Valiliği de mahkemenin kararına itiraz davası açmıştı. Samsun Bölge İdare Mahkemesi 2. İdare Dava Dairesi 3. İdare Mahkemesi, Samsun Valiliğinin itirazını, "mahkemenin yürütme durdurulması istemi hakkında verilen kararda yasaya aykırılık bulunmadığı" gerekçesiyle reddederken, "davaya müdahil olup katılma talepleri hakkında henüz karar verilmediği" için Oltan ve Köleoğlu'nun itirazının da incelenmeksizin reddine karar verdi.

'FİRMA SANTRAL DEĞİL TARLA SAHİBİ OLDU'

Karar yöre halkı tarafından sevinçle karşılanırken, dava açan Çarşambalı yurttaşlar adına mahkemenin kararıyla ilgili Murat Şenel soL’a şu açıklamayı yaptı:

"Depo alanı birinci sınıf tarım alanıdır. Bu ifade firmanın proje tanıtım dosyasında da yazmaktadır. Tarım dışı kullanım için önce alternatif alan bakılmalı, bu alan da büyük ova sınırları dışından bulunmalıydı. Bulamazlarsa Tarım İl Müdürlüğü uzmanlarınca formatı dahi belli bir tutanakla kamu yararı kararı hazırlanır, kurul da bunu onaylarsa alan tarım dışına çıkarılır. Burada yönetmelikle belirlenmiş bu uygulama eksik ve yanlıdır. Devamında ne olur, bu karar ilgili bakanlığa gider, Tarım ve Orman Bakanlığı kamu yararıyla birlikte bu sahayı tarım dışına çıkartma kararı alır, Tarım İl Müdürlüğü'ne ve sulama projesi olan DSİ’ye talimat verir. 'Burası artık tarım alanı değildir' diyebilirler. Bu karar ve yazışmalar tamamlanınca firma ancak o zaman mevzi imar uygulaması yapılarak sahada çalışmaya başlar. Ama adamlar kurul kararı çıkmadan ve kurum görüşleri gitmeden sahaya taş döküp depolamaya başladılar. Şimdi ne olacak? Firma bu sahayı hızla eski haline getirip metrekare başına bir ceza ödeyecek. Başka bir saha bulacak ama bu alana yakın her yer 1. sınıf tarım alanı olduğu için işi zor... Her yer için alınacak kurul kararının iptali için yargının bugünkü kararı emsal olacak. 

Bence firma tarla sahibi oldu. Gelsin tarımsal üretime yönelik fabrika kursun, biz de destek olalım. Sırada depo ruhsatıyla yapımına devam edilen davamız var. Ay sonunda da ikinci davamız olan ÇED gerekli değildir itirazımızla ilgili keşif var. Üçüncü davayı Mimarlar Odası'yla birlikte köylüler açmıştı. SAMÇEP de 'ÇED gerekli değildir' davası açmıştı. Dördüncü davamız ise EPDK süreciyle ilgili olarak haftaya açılacak. Lisans almadan inşaata başlanabilir mi, hep birlikte göreceğiz."