SANATA İHTİYACIMIZ VAR
Bir okulun ekol haline gelmesi uzun yıllar alıyor.
Bu sürede binlerce öğrenci yetiştiriliyor.
Evet, yıllar içinde şehirlerde zamanın getirdiği farklı yapılaşmalar dikkat çekiyor.
Çok değerli binalar da bu yeniden yapılanma sürecinden nasibini alıyor ve çok değerli tarihi binaları da, şehrin çok değerli sembollerini de kaybettiğimiz oluyor.
Hepsinde içimiz yanıyor, ama söz konusu okullar olunca durum daha da farklı.
Eğitimin önemi tartışmaya açık bir konu değil, aynı şekilde sanatın önemi de tartışmaya açık değil.
İşte o yüzden Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi İstanbul Devlet Konservatuvarı’nın evinden tahliye edilmek istenmesi hepimizin canını yakmakta.
Sadece konservatuvar öğrencilerini, öğretmenlerini ya da mezunlarını değil, hepimizi derinden etkiliyor bu durum.
Özellikle de okula başka bir mekân sağlanmadan tahliye tehlikesiyle yüz yüze bırakıldıkları için.
Gerekçe ne olursa olsun fark etmez. Türkiye tarihinde önemli bir yeri olan, sadece okul değil aynı zamanda ekol de olan Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi İstanbul Devlet Konservatuvarı yerinde kalmalı.
Unutmamalı, söz konusu olan Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk sanat okulunun, 1882’de Osman Hamdi Bey tarafından kurulan Sanayi-i Nefise Mektebi’nin günümüze uzantısı.
136 yıllık bir gelenek ve birikim var ortada.
Sanatçılar da, sanatseverler de sahip çıkmalı okula.
Zorunlu tahliye yapılacağı açıklanan 26 Haziran’da gün boyunca notalar konuşacak.
Müzikle okullarına sahip çıkacak öğrenciler.
Umalım, devlet büyükleri de devlet konservatuvarına çok geç olmadan sahip çıksın.
Çünkü sanata ihtiyacımız var ve hep olacak.
Eğlence hayatına seçim molası
İstanbul ve Bodrum’da Hazine’den People’a birçok mekânı olan Jüpiter Group’un kurucusu Tayfun Topal’ın “23 - 24 Haziran akşamları personelimizin oy hakkını kullanabilmesi için mekânlarımızda program yapılmayacak” duyurusu harikaydı.
Eğlence sektöründe işletmecilerin ülke gündemine bu kadar duyarlı olması ve düşünceli yaklaşması gerçekten takdire şayan.
Özlediğimiz hareketlerden…
Üyelerini sevindiriyor
Yeme-içme-eğlence sektörü deyip geçmemek lazım.
Ülke dinamiklerini sektörün yabancı oyuncuları bile yakından takip ediyor ve müşterilerini memnun edebilmek için çeşitli çözümler üretiyor.
Son örneklerden biri de Soho House, TL’nin euro karşısındaki durumunu görüp, üyelerinin bu durumdan etkilenmemesi için şimdiden önlem almışlar.
Bunun için de ilk adım euro’yu TL karşısında 4.2’ye fikslemeye ve üyelik ücretini TL’ye çevirmeye karar vermişler.
Tıpkı AVM’lerdeki kiraların, gayrimenkul ve otomotiv endüstrilerinin yaptığı gibi.
