TKP büyük işçi direnişinin yıl dönümünü sokakta selamladı: İşçi sınıfı güçlüdür!

Türkiye Komünist Partisi Ankara İl Örgütü, 15-16 Haziran 1970'teki büyük işçi kalkışmasının yıl dönümünü sokakta selamladı.

Haber Merkezi

Türkiye Komünist Partisi (TKP), 15-16 Haziran büyük işçi direnişinin yıl dönümü dolayısıyla Ankara'da bir eylem düzenledi.

Saat 19:30'da parti binasından Olgunlar'daki Madenci Heykeli önüne yapılan yürüyüşün ardından burada iki işçi söz aldı.

İlk konuşmayı partili işçi Gül Barışkan yaptı. Barışkan;  "47 yıl önce bugün, Türkiye işçi sınıfı ayağa kalktı. Örgütlenme hakkı için, emeğinin karşılığını almak için İstanbul’da, Kocaeli’de fabrikasında bir araya geldi, sokağa çıktı. O zaman da patronların en büyük korkusu işçilerdi, bugün olduğu gibi. Dünyanın tüm değerlerini yaratan akıl karşısında, bilek karşısında güçsüzlerdi, bugün olduğu gibi" diyen Barışkan, "Yüzbinlerce işçi İstanbul’da yürümeye başladığında memleketten kaçtıklarını biliyoruz. Biz unutmadık, onlar da unutmadı" ifadelerini kullandı.

'KOMÜNİSTİM ÇÜNKÜ BU ALÇAK DÜZENE SIĞAMIYORUM'
Bir işçi kadın olarak olması gereken yerde olduğunu belirten Barışkan, "Bir komünistim çünkü emeğime el konmasını istemiyorum, komünistim çünkü bu alçak düzenin içine sığamıyorum, komünistim çünkü bu düzenin değişmek zorunda olduğunu biliyorum" dedi.


Barışkan, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:
"İşçi sınıfı güçlüdür, örgütüyle güçlüdür; ben de örgütümle, Türkiye Komünist Partisi’yle daha güçlüyüm.
47 yıl önceki sınıf kardeşlerimizin talepleri, bugün de geçerli. 47 yıl önce bugün bir tartışma sona ermişti: İşçi sınıfı vardır ve bu düzeni değiştirebilecek güçtedir!
Bugün de öyle: İşçi sınıfı daha büyük, daha kalabalığız ve ihtiyacımız daha örgütlü olmak, ihtiyacımız iş arkadaşımızın elinden tutmak.
15-16 Haziran Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinin en sıcak 2 günüydü.
Daha sıcak günleri emekle, akılla birlikte yaratacağız.
Yaşasın işçilerin birliği,
Yaşasın devrim, yaşasın sosyalizm!" 

Eylemde, TKP Merkez Komite üyesi Devrim Koçak da bir konuşma yaptı. Koçak'ın konuşması şöyle;