Salgınla mücadelede sloganla kaybedilen iki hafta

İki haftayı biraz geçti. AKP’nin bu süre boyunca salgınla mücadele performansına biraz yakından bakalım, neler var?

Önce #SağlıkçılarıAlkışlıyoruz var. En büyük riski tartışmasız hâlâ sağlık emekçileri taşıyor. Sağlık bakanının başlattığı alkış kampanyası sırasında onlar, asetat kâğıdından kendilerinin yaptığı yüz maskeleriyle çalışmayı sürdürüyordu. Solunum cihazı sayısı azmış, yeterli test kiti bulunmuyormuş, iktidar için ne gam! Erdoğan ön balkondan sağlıkçıları alkışlarken, başta sağlık bakanının hastanesi olmak üzere özel hastaneler binlerce liraya test yapıyor, iş azaldı diye sağlık personelini ücretsiz izine yolluyordu.

Sonra "#EkonomikİstikrarKalkanı” geldi. Erdoğan paketi açıklarken TOBB başkanı Hisarcıklıoğlu’na “tamam mıdır” diye sırıtıp patronlara 100 milyar liralık kaynak müjdesi verdi. Ona göre bu işi iki haftada atlatıp, birçok ülkenin virüsten batacak ekonomileri sayesinde müthiş fırsatlara yelken açacaktık. Rüzgâr nereden eser bilinmez ama 100 milyarı kasaya koymayı garantileyen patronlar, Erdoğan’ın bunları duyurduğu sırada binlerce emekçiyi çoktan işten çıkarmış ya da ücretsiz izine yollamıştı bile.

Alkışla, duayla, patrona verilen parayla salgın önlenemedi haliyle. 65 yaş üstüne sokak yasaklandı, eğlence yerleri, yemek salonları kapatıldı, seyahat sınırlaması getirildi ama salgın yayılmaya devam etti. Sonra Erdoğan merakla beklenen yeni önlemler paketini açıkladı: #BizbizeyeterizTürkiye. Paketten ilaç niyetine IBAN numarası çıktı. Erdoğan işini ve gelirini kaybetmiş yüzbinlere “pamuk eller cebe” dedi.

Şimdi bu paranın nasıl kullanılacağı merak ediliyor. Uçuşlar durdu, şehirlerarası seyahatler sınırlandırıldı ya, acaba toplanan para yap-işlet modeliyle gelir garantisi verilen havalimanları, köprüler ve otoyollar için patronlara yapılacak ödemeler için mi kullanılacak? Yoksa dün soL’daki köşesinde kampanyanın yasal dayanağının ve kurumsal sahibinin peşine düşüp ikisini de bulamadığını yazan sevgili Kadir hocamın (Sev) ifade ettiği gibi, İslamcı vakıf ve dernekler için yeni akçeli işler anlamına gelen Bakanlık genelgesiyle kurulan “Vefa Koordinasyon Grubu, Açık Kapılar Vefa İletişim Merkezi” gibi yapılara mı aktarılacak? Bunları bilemiyoruz. Ama slogan güzel, onu biliyoruz. Biz bize yetiyoruz! 

Bir de hükümetin ilk günden bu yana hiç gündeminden düşürmediği #EvdeKalTürkiye önlemi bulunuyor. İçişleri Bakanı bu önlemin salgınla mücadelede çok etkili olduğunu düşünüyor olsa gerek başarısını arada bir çıkıp rakamlarla anlatıyor. En son yaptığı ölçüme göre Türkiye’de hayat yüzde 80 oranında durmuş! Bakanın, Yunanistan sınırından geçen göçmen sayısını açıklama konusundaki yaratıcılığını yaşam yoğunluğu ölçme konusunda da sürdürdüğünü söyleyebiliriz.

Bu yoğunlukölçer nasıl çalışıyor bilemiyoruz ama şantiyeler çalışıyor örneğin. İşçiler burada burun buruna yemek yemeye, sıkış tıkış yatakhanelerde üst üste ranzalarda barınmaya devam ediyor. Fabrikalar da böyle. Her gün binlerce işçi servislerle, olmadı toplu taşıma araçlarıyla hep birlikte evlerinden üretim merkezlerine, vardiya bitince yine hep birlikte evlerine geri taşınıyor. Çağrı merkezlerinde, atölyelerde, marketlerde işçiler kalabalıklar halinde bir arada olmayı sürdürüyor.

İstanbul Valisi geçtiğimiz gün boş Sultanahmet meydanından güvercin fotoğrafları paylaşıyordu. #EvdeKalİstanbul heştegli tivitinin altına İstanbullular, dolmuş ve otobüs içinden sabahın kör saatinde çekilmiş tıklım tıklım insan fotoğrafları ile şantiyelerden yemekhane kuyruğu görüntüleri ekleyip durdu. 

Bir yandan patronların kazanmaya devam etmesi için üretim hiç durmayacak, yüzlerce işçi sırf bu nedenle birbiriyle sürekli temas etmeyi sürdürecek, diğer yandan Türkiye salgınla mücadele edecek.

SağlıkçılarıAlkışlıyoruz, #EkonomikİstikrarKalkanı, #BizbizeyeterizTürkiye, #EvdeKalTürkiye…

Salgınla mücadelede AKP’nin iki haftalık performansı bundan ibaret. Emekçi halka bol bol slogan, patronlara deste deste para.