Salgın sonrası futbol ne olur?

İngiltere’nin geliştirdiği ve günümüzde dünyanın en çok izlenen sporu futbol. Futbol aynı zamanda uluslararası organizasyonlar ve yerel liglerde oynanan maçlar sayesinde hem siyasal hem de ekonomik olarak büyük bir güç. Futbolun, bu güce, yetenekli futbolcular, teknik adamlar ve taraftarların formalarına sadakati sayesinde kavuşmuş olduğu da kaçınılmaz bir gerçek. Oysa şimdi, Kovid-19’un küresel çapta yarattığı salgın sonrası alınan önlemler doğrultusunda tüm dünyada organizasyonlar ve ligler ertelendi. Futbol artık yok. Peki bundan sonra ne olur?

SALGININ EKONOMİK BOYUTU

Koronavirüs büyük bir bela ama tek iyi yanı demokratlığı. Sınıf ayrımı yapmaksızın herkese bulaşıyor. Ne devlet adamı bıraktı ne de futbolcu. Böylece futbol maçları da zorunluluktan ertelendi. Yani salgınla beraber kapanan işyerleri gibi futbol da kepenk indirdi. Bu yüzden her iş kolunda olduğu üzere, futbolda da ekonomik anlamda büyük bir yıkım yaşanacak. Kulüpler, logolu ürünlerin satışı, maç hasılatı ve sportif başarılar sonucu uluslararası ve yerel futbol federasyonlarından elde ettikleri gelirleri de olmayacağından ekonomik anlamda büyük sıkıntıya girecekler.

Salgınla beraber futbol durdu ama teknik direktörler, futbolcular ve tüm kulüp çalışanlarının maaşları, taksitleri işleyecek. Kulüpleri döndürecek olan rutin gelirler durunca, yani kasaya giren bir para da olmayınca büyük bir olasılıkla ödemeler de durur. Ve bu krizden, birikimi olanların aksine daha alt liglerde çalışan teknik adamlarla futbolcular etkilenir.

İKİ SENARYO

Salgının mali boyutuna ek olarak salgın sonrası liglerin tekrar başlaması ve futbolcuların sahalara dönüşü var ki bu da fiziksel anlamda birçok sorun demektir. Futbolcuların lig bitiminde yeni sezona hazır olmaları için dinlenme sürelerini aktif olarak geçirmeleri gerekirken, salgın sonrası 2-3 ay boyunca evde geçireceği sürede fiziksel ve ruhsal açıdan kendilerini hazır tutmaları mümkün değil. Bu durumda da ertelenen ligler için iki farklı senaryo olabilir...

Birinci senaryo; liglerde şu anki mevcut puan cetveline göre şampiyonu ve küme düşenleri belirlemektir, ki bu bana göre adil değil. Çünkü ligde doğal olarak kalan maçların sayısı ve önem durumu da lig sonu sıralamasında farklılıklar oluşturabilir. Yaşanmışlıklar bunun için en doğru örnekleri teşkil eder. O yüzden şimdiki puan sıralamasına göre şampiyon ve düşen takımları belirleyip ligi sonlandırmak adil olmaz.

İkinci senaryo ise; lige kaldığı yerden devam etmektir ki bu da salgın zamanı yaşanan duygusal çöküşle beraber futbola verilen uzunca bir aradan sonra, futbolcunun sezonun geride kalan bölümündeki performansından çok uzak olması demektir. Futbolcuların futboldan uzak kalacağı bu 2-3 aylık zaman diliminde, kişisel olarak yaptıkları antrenmanlarla formda kalmaları imkansýz olup, lige dönüş sonrası fiziksel yetersizliklerinden dolayı sakatlık yaşamaları da olasıdır. Ayrıca, salgının etkisi bölgesel anlamda farklılıklar gösterir. Bazı takımlarda çok daha fazla yıkıma sebep olursa, diğer takımlar daha avantajlı konumda olacağından adaletsiz bir durum ortaya çıkar. Bu durumda liglerin tamamen iptal edilmesi de söz konusudur.

Küresel çapta büyük bir yıkıma sebep olan koronavirüsün futbola darbe vurup kulüpleri çıkmaza sokacağı kesin. Sezon başında koyduğu hedefler karşısında büyük bir mali yüke katlanıp, hedefi bir üst lig olan ve bitime sayılı hafta kala hedefine çok yaklaşan kulüpler ise bu işte canı en çok yananlar olacak. Tabii ki bir de düşme potasında olup liglerin iptali ihtimali karşısında yine aynı ligde oynayacağı için mutlu olanlar da var...

Futbolun durumu tam bir kaos... Ama bu virüs bize futboldan çok daha önemli şeyler olduğunu da öğretti. Günlük sıradan yaşantımızda değerini bilemediğimiz birçok şeyin ne kadar değerli olduğunu gösterdi. Bütün kupaları kazansan ne olacak? Futbol bir yana, sıradan yaşantımız bir yana... Kovid-19’un sonu için müzesindeki bütün kupaları seve seve vermeyecek olan bir kulüp olabilir mi? Bu virüs bize barışın, özgürlüğün en büyük şampiyonluk olduğunu öğretti.