Dr. Ümit Aktaş

Dr. Ümit Aktaş

umit.aktas@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Koronavirüs salgınına karşı alınan sıkı önlemler gevşetilirken, sağlıklı kalmak, hastalıktan korunmak adına bireysel sorumluluğumuz daha da ön plana çıkıyor. Neden hâlâ dikkatli olmalıyız? COVID-19’la ilgili yeni bulgular neler? Hadi başlayalım... 

Evet yasaklar, kısıtlamalar gevşiyor olabilir ama siz kesinlikle gevşemeyin. Neden? Çünkü salgın bitmedi. Sokağa sadece temel ihtiyaçları için çıkan birçok kişi yavaş yavaş işlerine dönmeye başladı, hafta sonları sokağa çıkma kısıtlaması sona erdi... Evet, toplum sağlığını korumak için dayatılan kısıtlamalar kalkmış olabilir ama bu tehlikenin geçtiği anlamına gelmiyor.

Haberin Devamı

Maalesef pek çok kişide salgının tamamen kontrol altına alındığına dair yanlış bir algı oluştuğunu görüyorum. Koronavirüsle mücadele notumuz gayet iyi, tablo gün geçtikçe iyileşiyor. Ancak salgını yendiğimiz sanrısı dikkatimizin dağılmasına, bizi koronavirüsten koruyacak önlemleri ihmal etmemize neden olabilir. Tablonun bu şekilde devam etmesi, hem tespit edilen vakaların hem de can kaybının giderek azalmaya devam etmesi için temkini elden bırakmamamız gerekiyor, çünkü...

Bilim insanları ikinci dalgaya karşı uyarıyor:

Tüm dünyada bilim insanları ikinci bir salgın dalgasına karşı uyarıda bulunuyor. Genel kanı COVID-19 salgınının yaz aylarıyla birlikte hızını keseceği, sonbahar aylarıyla birlikte yeniden hortlayacağı yolunda. Tabii bu ancak ve ancak biz dikkati elden bırakırsak mümkün olabilir!

Hastalanmış olmanız yine hastalanmayacağınız anlamına gelmiyor:

Virüse karşı bağışıklık geliştirmiş olsanız bile önemli olan bu bağışıklığın ne kadar devam edeceği. Bu bağışıklık konusunu aşağıda daha geniş bir şekilde ele alacağız.

Kontrolün sizde olduğunu sakın unutmayın:

Virüsün varlığını devam ettirebilmesi için kendisine yeni konakçılar, yani hasta edecek insanlar bulması gerekiyor. Siz kalabalık ortamlardan kaçınır, maskesiz sokağa çıkmaz, el hijyenine önem verir ve doğru beslenerek bağışıklık sisteminizi güçlü tutarsanız virüse bu imkânı vermemiş olursunuz.

‘Ben nasılsa geçirdim’

Haberin Devamı

Yukarıda da belirttiğim gibi, koronavirüse yakalanmış ve hastalığı atlatmış olmanız artık güvende olduğunuz, virüsün artık size dokunamayacağı anlamına gelmiyor. Belli bir süre için koronavirüse karşı bağışıklık kazanmış olabilirsiniz, ama esas önemli olan bu bağışıklığın ne kadar devam edeceğidir.

SARS ve MERS salgınlarında, bağışıklığın iki sene kadar devam ettiğini biliyoruz. Bağışıklık hafızasının COVID-19’da da diğer koronavirüsler gibi işleyeceğini varsayabiliriz, ancak bu bir varsayımdan öteye geçemez. Sonuçta karşımızda diğerleriyle akraba dahi olsa yeni bir virüs var ve bu yeni virüsle tanışıklığımız henüz çok yeni.

Bilim insanları COVID-19’a karşı bağışıklığımız diğer koronavirüslerde olduğu gibi ortalama iki sene devam etse bile, bağışıklık sisteminin uzun dönem hafızasının bizi korumaya yetecek güçte olup olmadığını bilmediklerini söylüyorlar. (1) Yani şimdilik pek çok bilinmezle karşı karşıyayız ve hastalığı geçirmiş olsanız bile temkinli olmaya devam etmeniz gerekiyor.

Haberin Devamı

Sakın rehavete kapılmayın

Güneşten faydalanın!

Koronavirüs, henüz ülke sınırlarına dayanmadan, 28 Şubat tarihli yazımda “Bu virüsten korunmak istiyorsanız D vitamini deponuzu dolu tutmanız gerekiyor” diye yazmıştım. Henüz D vitamininin bu virüsle savaşta nasıl bir rol oynadığı bilinmese bile, çıkış noktam bilimsel olarak kanıtlanmış bilgilerdi.

D vitamininin bağışıklık sistemini aktive ettiği, viral enfeksiyonlardan korunmada en etkili savunma olduğunu gösteren bilimsel bulgulardan yola çıkarak bir mantık yürütmüştüm. Bu varsayımın doğruluğunu, yani D vitamininin COVID-19’da da koruyucu etkisi olduğunu gösteren bilimsel çalışmalar yayımlanmaya başladı.

Bu çalışmalardan biri Amerika’dan geldi. Çalışma için bir hastanede yoğun bakıma kaldırılan hastaların D vitamini değerleri incelendiğinde, hepsinin D vitamini eksikliğinden muzdarip olduğu görüldü. (2) İrlanda’da yapılan başka bir araştırmada ise D vitamini eksikliğinin obezite, insülin direnci, Tip 2 diyabet gibi hastalığın seyrini belirleyen faktörler arasında olduğu not düşülüyor. (3)

D vitaminin önemini sık sık dile getiriyorum. Ancak sağlık için hayati önem taşıyan D vitamini rezervinizi doldurmak için kırmızı et, tavuk, yumurta ve tereyağı gibi zengin D vitamini kaynakları tüketmek yeterli değil. Besinlerden aldığınız D vitaminini güneşlenerek aktive etmeniz gerekiyor.

Unutmayın; D vitamini rezerviniz ne kadar dolu olursa koronavirüse karşı o kadar dirençli olursunuz. Tabii bu yaz güneşlenirken dikkat etmeniz gereken bazı kurallar var. Çevrenizdekilerle aranıza mesafe koyun, yüzünüzü sık dokulu bir tülbentle örtün ve güneşlendikten sonra
yine maskenizi takın. Hedefiniz öğlen saatlerinde, cildinize krem, yağ sürmeden (güneş koruyucu kremler cildin D vitamini sentezlemesini engeller) yirmi dakika güneşlenmek olmalı.

Sağlıklı bir yaz diliyorum.

...............

1 https://www.livescience.com/covid-19-immunity.html

2 “Vitamin D Insufficiency is Prevalent in Severe COVID-19” Frank H. Lau, Rinku Majumder, doi: https://doi.org/10.1101/2020.04.24.20075838

3 “Vitamin D Deficiency and ARDS after SARS- CoV-2 Infection” J.L.Faul, C.P. Kerley, Irish Medical Journal,
Vol 113; No.5; P84.