Sağlık personelinin yıpranma hakkı talepleri, geçen yıl ağustos ayında yapılan yasal düzenleme ile karşılanmıştı.
Hak kazanılan yıpranma/fiili hizmet süresi zammı (FHZ) süreleri, hem hizmet süresi hem de yaş indirimi sağladığından, emeklilikte avantaj sağlıyor.
Bugün, yıpranma hakkı uygulamasını sağlık personeli açısından ele alıp, erken emeklilik için avantaj sağlayıp sağlamadığı konusunu sizlerle paylaşacağım.
Yapılan düzenlemeye göre; insan sağlığına ilişkin işlerde (ilgili kanunlar kapsamında sağlık meslek mensubu sayılan ve insan sağlığı için koruyucu, teşhis, tedavi ve rehabilite edici hizmetlerde) 4/a (SSK) ve 4/c (Emekli Sandığı) kapsamında çalışanların, bu işyerlerinde ve işlerde 3 Ağustos 2018 tarihinden itibaren geçen çalışma sürelerinin her 360 günü için 60 gün, FHZ (yıpranma) süresi veriliyor.
Hesaplanan FHZ süresi, beş yılı geçmemek üzere prim ödeme gün sayısına/fiili hizmet süresine eklenecek. Eklenen bu sürelerin, üç yılı geçmemek üzere yarısı emeklilik yaş hadlerinden indirilecek. Ancak çalışma süresinin tamamı için FHZ hesaplanmadığı gibi, yaş indirimi açısından da sonuçlarını hemen doğurması mümkün olmayacağından, eski sağlık çalışanları açısından avantaj sağladığını söyleyebilmek pek mümkün değil.

FİİLİ ÇALIŞMA GEREKİYOR

Çalışmanın FHZ kapsamında değerlendirilebilmesi için, sağlık personeli açısından kapsamdaki işyerleri ile birlikte, belirtilen işlerde fiilen çalışılması ve söz konusu işlerin risklerine maruz kalınması gerekiyor. Bu bağlamda, FHZ’den yararlanılacak dönem içinde kalan; yıllık ücretli izin süresi, sıhhi izin (raporlu olunan dönem) hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil günleri ile eğitim, kurs, iş öncesi ve sonrası hazırlık süreleri için FHZ hesaplanmıyor.
FHZ süreleri, 3 Ağustos 2018 tarihinden itibaren fiilen çalıştıkları ve işin risklerine maruz kaldıkları süreler üzerinden hesaplanıyor.

YAŞ İNDİRİMİ İÇİN 3600 GÜN GEREKİYOR   

Yaş indiriminden yararlanabilmek için milletvekilleri ile dışarıdan atanan bakanlar hariç, yeraltı işlerinde çalışan sigortalılar için en az 1800 gün, diğer sigortalılar için ise en az 3600 gün belirtilen işyeri ve işlerde çalışmış olma şartı aranıyor.
Fiili Hizmet Süresi Zammı Uygulamasının Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliği’n geçici 1. maddesinin 6. fıkrasına göre; 2008 yılı Ekim ayı başından önce 5434 sayılı Kanunun mülga 32. maddesi kapsamında fiili hizmet süresi zammı ve 506 sayılı Kanunun ek 5. maddesinin itibari hizmet süresi kapsamında sayılan işlerden olmadığı halde, 5510 sayılı Kanunun 40. maddesinde sayılan işler ve işyerlerine girecek nitelikte çalışması olanların 2008 Ekim ayı öncesi bu kapsamda geçen çalışmaları emeklilik yaş haddi indiriminden yararlanmak için aranan gün sayısı hesabında dikkate alınmıyor.
Buna göre, sağlık personelinin 3 Ağustos 2018 tarihinden önce geçen çalışma süreleri, emeklilik yaş haddi indiriminden yararlanabilmeleri için aranan 3600 gün hesabında dikkate alınmıyor.
Diğer yandan, kanunda tanımlanan insan sağlığına ilişkin işlerde fiilen çalışılmayan ve söz konusu işlerin risklerine maruz kalınmayan günler için de FHZ süresi hesaplanmıyor. Yılın 120 gününün hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil günü olduğunu kabul ettiğimizde, bir yılda FHZ hesaplanacak süre 240 güne, FHZ süresi de 40 güne iniyor. Bir de yıl içinde yıllık ücretli izin ve sıhhi izin (rapor) kullanılmış ise bu süreler daha da aşağı düşüyor.
Buna göre, 3600 günü tamamlamayabilmek için en az 15 yıl gerekiyor. Böyle olunca da emekliliğine on beş yıldan az kalmış olan sağlık personelinin yaş indirimi ile erken emekli olması hayal oluyor.