Yapay zeka denilince bilim kurgu, mekanik sesli robotlar ve gürültülü bilgi işlem merkezleri aklımıza geliyor. Oysa yapay zeka tahmin ettiğimizden çok daha fazla ve etkin şekilde günlük hayatımıza girdi.
KARAR/FRANKFURT
Yapay zekanın tarihi çok eskilere dayanıyor. Daha 1737’de Jacques Vaucanson adlı bir Fransız, gerçek ördek gibi yiyebilen, yüzebilen hatta sindiribilen suni bir ördek yapmıştı. Vaucanson’nun ürettiği bu ilk robot delikli kartlarla yönetiliyordu. Bu fikirden hareketle İngiliz matematikçi Charles Babbage, delikli kartları kullanarak ilk hesap makinasını icat etti. O günden bugüne dijital teknolojiler hayatımızın her alanına girdi. En çok tükettiğimiz yapay zeka hizmetlerinden bazılarını sizler için sıraladık:
Tercüme programları: Yabancı diliniz yoksa bile akıllı telefonunuz, temel düzeyde çevirileri sizin için yapabiliyor. Google Translate ile yapılan tercümelerin kalitesi 2016 yılından beri daha da arttı. Google Neural Machine Translate (GNMT) adı verilen teknoloji kendi başına öğrenme kapasitesine sahip.
Akıllı evler: Kendi başına açılıp kapanan perdeler, ihtiyaç duyulunca kendiliğinden sipariş veren buzdolapları gibi teknolojiler kullanılan akıllı evler, henüz herkes ulaşabileceği kadar hesaplı değil. Ancak Siri (Apple), Google ya da Amazon (Alexa) gibi programlarla evdeki yaşam herkes için kolaylaştı. Örneğin Alexa bir komutla istenilen müziği çalıyor ya da çocuklara uyuması için masal okuyor.
Teşhis bilgisayarları: IBM tarafından üretilen Watson programı, bir kanser hastasının doku örneklerini milyonlarca hasta ile kıyaslayarak, çok az bilinen bir kan kanserini önceden tespit etti. Teşhislerde sadece bir doktorun zekası ve gücüyle kıyaslaması mümkün olmayan milyonlarca veriyi bilgisayarların kıyaslaması kıymetli bir hizmet.
Cep telefonu ile fotoğraf: Cep telefonları ile fotoğraf çekilmesi dijital fotoğraf makinalarının piyasasını öldürdü. Sadece Almanya’da geçtiğimiz yıl dijital fotoğraf makinalarının satışı yüzde 80 düştü.
Yüz tanıma programları: Facebook’un yüz tanıma özelliği biliniyor. Kullanıcılar iki göz arasındaki mesafe, burnun büyüklüğü, çene kemiğinin şekli vs gibi kriterlerle tanınıyor. Kamuya açık alanlarda yüz tanıyan kameralar da dünyanın bir çok ülkesinde kullanılıyor.
