Cumhurbaşkanı Erdoğan, televizyon programında; “Mesela ben TEOG olayını istemiyorum ve bunu da artık yanlış buluyorum. TEOG’un kaldırılması lazım” dedi.
İyi “okulları gereksiz buluyorum” demedi!
Hepi topu 3.5 gün sürdü kaldırılması... Bu iş Başkanlık sistemini de aştı!
Üç gün önce TEOG açık uçlu soru örneklerini açıklayan Eğitim Bakanlığı üç buçuk gün sonra TEOG’u kaldırdı! Dilim, bakanlığa “milli” demeye varmadı.
Bizzat kendileri dört yıl önce uygulamaya soktuğu TEOG’u çöpe attılar. İki ay sonra yapılması planlanan sınavı iptal ettiler.

*  *  *

Tüm hazırlıklar yapılmış. Öğretmenler, öğrenciler, okullar her şeyi bu sınava göre hazırlamış. Hiçbir çalışma, plan, program, uzman görüşü, alternatif, tartışma olmadan hop kaldırıldı.
Harcanan paralar, girilen masraflar, basılan kitaplar, çözülen testler, hepsi boşa gitti.
Yerine koyacağın sistem belli olmadan, mevcut sistemi kaldırmak sadece üçüncü dünya ülkelerinde olur. Zaten bizim ikinci seviyeye çıktığımızı kim iddia etti?
Eğitim Bakanı ne iş yapar? Sınavın kaldırıldığını açıklarken verdiği örnek Avrasya Tüneli... Yemek tarifi de verebilirdi. Kulak memesi kıvamına gelene kadar karıştırın diyebilirdi...

*  *  *

Olay sınavın kalkması değil, kalkma şekli... Yani şekilsizliği...
Millet oldu mu size ümmet... Haliyle ümmet ekonomileri geri kalmaya mahkûmdur. Fakirlik, cahillik kaderleridir.
Oysa zenginlik için yılları planlamak gerektirir. Ülkede bırak 10 yıl sonrasını, 10 gün sonra ne olacağı belli değil!

*  *  *

Bu saatten sonra bu ülkeye kim, ne yatırımını, neden yapsın?
Türkiye’ye üretim için yatırım yapanların nesli çoktan tükendi. Onlar şimdilerin müteahhitti...
Yabancılara kaldı iş. Kalıcı yatırım yapmak, parasını getirmek için neye bakar bu yabancı?
İstikrar var mı? Şeffaflık var mı? Hukuk işliyor mu? Denetimler tam olarak yapılıyor mu? Bağımsız kurumlar çalışıyor mu? Kısaca kafası rahat mı? Millet olarak bizim kafamız rahat değil, onların nasıl olacak?

*  *  *

Sadece bir kişi belirliyor her şeyi... Onay almadan sakın atmayacaksın temeli... Hukukun guguk olduğu, insanların sebepsiz tutuklandığı, şeffaflığın ırzına geçildiği, kısa zamanda yüksek faizi, kolay kazancı gören para elbet gelir ama ürktü mü hemen uçup gider. Tutamazsın!  Sonra, “faizler neden düşmüyor? dolar neden artıyor?” sorularına cevap ararsın.
Sırada ne var? Suriyelileri kimseye sormadan vatandaş yapmak mı? Pardon, onu da yapmıştı!