MURAT ÖZBOSTAN: Hem G.Saray hem de Real Madrid için çok kritik bir maç oynanacak. İki takım da gruptan çıkma şansını sürdürmek için kazanmak zorunda. G.Saray'da Falcao sorunu var. Nasıl bir maç bekliyorsunuz?
LEVENT TÜZEMEN: G.Saray'ı deve dişi gibi bir fikstür bekliyor. Oyuncuların performansı ve sorumluluk duyguları maalesef göz kamaştırmıyor. Sivasspor maçında Ömer Bayram, Andone gibi oyuncuların isteği ve açlığı, ne yazık ki pahalı yabancı oyuncularda ön plana çıkmıyor. G.Saraylı oyuncuların yerinde olsam Muslera'nın performansına bakıp utanırım. Falcao, soru işareti olarak Florya'da oturuyor. G.Saray'da en büyük sorun, birçok yabancı oyuncuda aidiyet duygusunun olmamasıdır. Real Madrid maçı PSG maçından daha zor olmaz. Çünkü Terim'in 5-4-1 şeklindeki sistemi PSG önünde başarılı oldu. Terim'in Eden Hazard'ı kilitlemesi gerekir. Andone'nin ön tarafta yapacağı baskı Real savunmasının dengesini bozabilir. Puan ve puanlar almak için şifre Real Madrid'e geniş alan vermemek ve duran toplarda doğru eşleşmeler yapmaktır.
İşte Galatasaray - Real Madrid maçının muhtemel kadrosu... Orta sahada gözler kimin üstünde?
BÜLENT TİMURLENK: Grupta iki maçta bir puan alabilen Real Madrid büyük baskı altında İstanbul'a geldi. Modric, Bale yokken oyun yükü Hazard-James Rodriguez- Benzema üçlüsünde olacak. Falcao hazır değil, sağlıklı olmayan oyuncuyu nasıl eleştireceksiniz? Galatasaray tribünlerinin statta cehennem atmosferini yaratacağı kesin. Real orta sahası sıkıntılı, G.Saray'da da bu bölgede istikrar yok. Seri mutlaka oynamalı. Belhanda da yılda bir-iki kez attığı gol ya da asistlerden birini yaparsa Zidane bir kâbus daha görebilir.
Levent Tüzemen: Galatasaraylı oyuncuların yerinde olsam Muslera'nın performansına bakıp utanırım.
ÖMER ÜRÜNDÜL: Real Madrid'in gücü belli. İşi sıkı tutacaklar. El Clasico'nun da ertelenmesi onların kafasından bu maçı çıkarıp bütün motivasyonu bu geceye odaklamasını sağladı. G.Saray, seyircisiyle bütünleşip aynı PSG maçındaki gibi sınırsız enerjisini mutlaka sahaya yansıtacaktır.
GÜRCAN BİLGİÇ: Real Madrid, Galatasaray maçını "milat" olarak değerlendiriyor. Elbette iki taraf için de işler kolay olmayacak. PSG maçı bize gösterdi ki Galatasaray oyuncuları önemli rakipler karşısında kendilerini zorluyorlar. Real Madrid'in durumuna baktığımızda Galatasaray'ın şansı PSG maçına göre çok daha fazla.
ABDULLAH AVCI İLE AYRILIK OCAK AYINA KALMAZ
MURAT ÖZBOSTAN: Beşiktaş, Burak Yılmaz'ı kaybetti, derbide yok. Teknik kadro diken üstünde. Braga ve G.Saray maçları Abdullah Avcı için köprüden önce son çıkış mı? Yeni yönetim de işbaşı yaptı…
AHMET ÇAKAR: Avcı için çok kritik günler başlıyor. Alem-i cihan da olsun Beşiktaş gibi büyük takımlarda art arda gelen başarısızlıklarda ilk fatura teknik direktöre çıkar ve üstelik bu dünyanın her yerinde de böyledir. Üstelik Avcı'nın başında bir Sergen Yalçın kılıcı var. Taraftar Avcı'yı maalesef daha kabullenemedi. Alınan en küçük başarısızlıkta Sergen'in adı dillendiriliyor. Braga ve G.Saray maçları bana göre Avcı için tamam-devam maçları.
FATİH DOĞAN: Beşiktaş'ın 34. başkanı büyük bir farkla Ahmet Nur Çebi oldu. Bir dip dalga hareketi yaşandı. Ama zor bir süreç kendisini bekliyor. Başkan Çebi, Avcı ile Ocak ayına kadar devam edeceğini açıkladı. Ancak Avcı'nın Braga ve G.Saray maçlarında alacağı sonuçlar kredisini belirleyecektir. Bir şey daha söylemek isterim; Serdal Adalı'ya Beşiktaş'a hizmet için 'ikinci başkan ol' dediler, oldu. 'Git' dediler, gitti. Beşiktaş için hapis yattı. 6 milyon dolar verdi, geri istemedi. En son aday oldu. 3 bin oy alarak seçimi kaybetti. Adalı ile konuştum, "Kaybettiğim için üzülmüyorum, üzerime düşeni yapmış olmanın huzurunu yaşıyorum. Başkanımız Çebi'yi kutladım ve ihtiyaç halinde her zaman göreve hazır olduğumu belirttim" dedi. İşte Beşiktaşlılık bu.
Fatih Doğan: Ancak Avcı'nın Braga ve G.Saray maçlarında alacağı sonuçlar kredisini belirleyecektir
LEVENT TÜZEMEN: Başkan seçilen Ahmet Nur Çebi'ye başarılar diliyorum. Fikret Orman yönetiminde Ahmet Nur Çebi'nin yaptığı ekonomik katkıları unutmamak gerekir. Başkan olduktan sonra Avcı'ya verdiği ültimatom çok net; "Ocak'a kadar ya başarılı olursun ya da gereğini yaparsın." Avcı göreve Fikret Orman ile geldi, görünen o ki Başkan Çebi'nin gönlünde Avcı yok. Beşiktaş'ın hocası bu ültimatomun altında kalacak mı yoksa Ocak'ı beklemeden istifa mı edecek?
BÜLENT TİMURLENK: Beşiktaş, derbiye Galatasaray'dan iki gün az dinlenip çıkacak. Braga'ya 5 atıp, ezeli rakibine kaybeden teknik adamı son tabelasıyla hatırlarlar. Avcı'nın Avrupa maçına yedeklerle çıkmasını bekliyorum. Kimsenin yarışa havlu attığı yok ama kalede güven vermeyen Karius'tan, defans göbeğindeki Necip'e, sezonu kapatmış enerji küpü Dorukhan'dan, hocasıyla arası ekşi olan Adem'e ve sakatlık yüzünden derbiyi kaçıracak olan alternatifi olmayan Burak'a... Herkes Avcı'nın sistemini henüz oturtamadığından bahsediyor ama Avcı bugün mümkün olsa elindeki 4 kanat oyuncusunu derbi öncesinde Edin Visca ile takas eder. Derbinin kader adamları Beşiktaş adına Ljajic ve Elneny olacak.
TABELA ÜSTÜNDEN ELEŞTİRİ CAHİLLİK
GÜRCAN BİLGİÇ: Burak'a güvenmek hataydı aslında. Sakatlıktan çıktı ve hazır olmadan sahalara döndü. Performansı çok diplerde. Bu yüzden yokluğu "öldük-bittik" gibi yorumlanacak düzeye gelemedi. Abdullah Avcı'ya bu sezon tabela üstünden bakmak, futbol cahilliği. Beşiktaş elbette büyük kulüp ama bu kadro "sıradan". Bir dönüşüme girdiler ve bütçeleri daha iyilerini almaya izin vermedi. Burada görev taraftara düşüyor. Hem yeni yönetimlerini hem de elinden geleni yapmaya çalışan oyuncularını desteklemeleri gerekiyor. Başka takım tutacaklarsa, bilemem.
ÖMER ÜRÜNDÜL: Şu an için sonuçlar ne olursa olsun Çebi'nin de dediği gibi, Abdullah Avcı'nın en az devre arasına kadar dokunulmazlığı var. Öyle de olmalı. Beşiktaş'ta ciddi kadro sıkıntısı var. Bunu göz önüne almak lazım. En büyük sıkıntı da santrforda. Burak'ın hem form durumu yetersiz hem de alternatifi yok. Bu haftaya kadar F.Bahçe 10 puan kaybetti. Vedat Muriqi kadroda olmasa bu kaybedilen puanlar bana göre daha da artardı. Tabii Dorukhan'ın sakatlığı bu olumsuz tablonun tuzu biberi oldu.
Gürcan Bilgiç: Max Kruse ve Emre birkaç hafta oynamasalar F.Bahçe çok sıradan bir takım görüntüsünde olur.
BİR TEK EMRE İLE NEREYE KADAR!
ÖZBOSTAN: F.Bahçe kalitesiz bir oyun sonrası Denizli'de kazandı. "Yanal da Aykut 'Kocaman'laşıyor mu? Çünkü savunmayı ön plana çıkaran oyuncularla mücadele etti. Yani önce kaybetmemeyi düşündü" yorumları yapıldı. Bu eleştirilere katılıyor musunuz?
BİLGİÇ: Kendi kendine gol atan bir takımı olduğunun farkına vardı bence. Son yedi golün yedisi de kişisel hatalardan geldi. Ama Denizlispor maçının bu endişe ile pek alakası yok. Emre'yi sakat sakat oynatıyorsanız, Tolga'nın koşu kalitesine ihtiyacınız olur. Ozan Tufan bile koşu performansını artırmak zorunda kaldı. Max Kruse'nin yokluğunda hücum organizasyonlarının darbe yemesi kaçınılmazdı. Herkes şunu gözden kaçırıyor, 8-9 oyuncusu yeni bu takımın ve ilk defa orijinal dört defans ile oynadılar. Bu maç kazanılması gereken maçtı. Öyle veya böyle kazandılar.
ÇAKAR: F.Bahçe bu oyunla şampiyon olamaz. İyi oynamıyorlar. Allah korusun Max Kruse ve Emre birkaç hafta oynamasalar F.Bahçe çok sıradan bir takım görüntüsünde olur. Üstelik kaleci Altay, genç ve çok entelektüel bir çocuk ama ağır hatalar yapıyor. Ya Denizli'deki maçta F.Bahçe 1-0 öndeyken beraberlik golü gelseydi ne olurdu?
ÜRÜNDÜL: F.Bahçe'nin kanat forvetinde ciddi sıkıntısı var. Moses sakat, Rodrigues sakatlıktan yeni çıktı. Denizli'deki performansı da yetersizdi. Deniz Türüç'ün de formu yeterli değil. Tolga'yı bu görev yerinde kullanarak hiç olmazsa koşan, mücadele eden bir oyuncudan faydalanma şansı buluyor. F.Bahçe'nin asıl sorunu bir türlü ofansif girişimlerde belirli planı olmaması. Emre yine vazifesini yaptı, golü de attırdı. Ama forvet arkası yapısına uygun değil. Bu yüzden de oyunu yönlendirme özelliği Denizli'de yoktu. Gustavo da hazır olmadığından belirli alanda oynuyor. Kalitesini ofansif katkı için kullanamıyor.
TİMURLENK: Yanal, Antalya mağlubiyeti sonrasında Denizli forvetine açık alanda yakalanmamak için topun arkasına çabuk geçen, kademeye giren adamlarla sahaya çıktı. Onun keyif veren oyununda Gökhan ve Caner atletik günlerindeydi. Şimdi iki bekten verim olmayınca ortayı kalabalık tutup garanti oyunu tercih etti. Her rakip Denizli gibi değil elbette, her hakem de Fırat Aydınus değil... Yanal, Emre'nin verimini de pozisyonunu değiştirip düşürdü.
Ahmet Çakar: VAR artık Türkiye'de bir aksesuardır.
VAR ARTIK TÜRKİYE'DE BİR AKSESUARDIR
ÖZBOSTAN: Hakemler son hafta VAR'lı pozisyonlar olmasına rağmen görüntülerin izlenmesi için çağrılmadı. MHK, hakemlere talimat mı verdi? Neden VAR'a gidilmiyor?
ÇAKAR: Türk hakemlerinden utanıyorum. Bir ağabeyleri olarak çok rahatsızım. Uilenberg denen, benim de çok yakından tanıdığım, birlikte maç yönettiğimiz bir arkadaşımız var. Neymiş efendim, 'az müdahale edin'. VAR artık Türkiye'de bir aksesuardır. VAR kullanılmıyor ve bu basiretsiz MHK, büyük sıkıntı yaşıyor. Şu takım kollanıyor demiyorum ama Süper Lig'de yapılan manipülasyonlar özellikle 3 Büyük'ü sürekli yarışta tutup futbolun sevimliliğini devam ettirmek üzerine.
TÜZEMEN: Birçok ülkede gözden kaçan pozisyonlar ile haksız kazançlar için VAR hemen devreye giriyor. Türkiye'deki VAR ise depoya atılmış, bozuk araç muamelesi görüyor. TFF ve MHK nedense kamu vicdanını rahatsız eden hatalara müdahale etmiyor. VAR'da görev yapan hakemler de utanmıyor.
DOĞAN: Hakemler korkuyor, özgüven kaybı yaşıyor. O yüzden VAR'ı kullanma konusunda hatalar yapıyor. Bu şekilde giderse bu MHK sezon sonunu çıkaramayabilir.
BİLGİÇ: VAR'da FIFA standartları uygulanıyor. Maçı hakemin yönetmesi isteniyor ve çok fark varsa VAR'ın devreye girmesi isteniyor. Uygulama doğru ama bizim şartlarımıza göre esnetilebilmeli. Hakem pozisyonu tarif edebiliyorsa, zaten VAR devreye giremiyor. Ekrana güvenip maç yönetmek isteyen hakemler de vardı. Şimdi bunun da önüne geçildi. Aslında iyi hakemin farkını da böylece daha iyi anladık. Seyredeni koltuğundan kaldıran pozisyonlarda, FIFA angajmanına rağmen ben VAR hakeminin devreye girmesinden yanayım. Çünkü bizim topraklarda futbol, FIFA'daki tolerans aralığında oynanmıyor.
