OMÜ Ziraat Fakültesi Prof. Dr. Fahrettin Tosun Salonu'nda gerçekleştirilen programa; Samsun Valisi İbrahim Şahin, Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, AK Parti İl Başkanı Muharrem Göksel, Tarım İşletmeleri Genel Müdürü Mehmet Taşan, Toprak Mahsulleri Genel Müdürü İsmail Kemaloğlu, OMÜ Rektörü Prof.Dr. Sait Bilgiç, OMÜ Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Demir, Tarım İl Müdür Vekili Nail Kırmacı, öğretim görevlileri, öğrenciler, çiftçiler, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı.

Vali Şahin: "Rusçayı öğrenmemiz gerekiyor"
Yabancı dil konusuna ağırlık verilmesi gerektiğini belirten Samsun Valisi İbrahim Şahin ise şunları kaydetti: "İngilizceyi mutlak surette öğrenmemiz lazım. Bir dille de yetinmemiz gerekiyor. İngilizce var Arapça var. Geçenlerde 'Rusça dilli bir temel lise kuralım' dediğimde eleştirildim. Amerika'nın yaptıklarını hep beraber görüyoruz. Tarımla uğraşacaksak yanı başımızdaki komşuyu ıskalarsak bu ciddi sorun oluşturur. Rusça konuşan 350 milyon insan var. Kapı komşumuzun dilini bilmezsek onlarla anlaşma şansımız olmaz. Onun için bizim Rusçayı öğrenmemiz gerekiyor. Belki bu gün değil ama yarın öbür gün lazım olacak.'

Demir: 'Türkiye bir tarım ülkesi'
Programda açılış konuşması yapan OMÜ Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Demir, "Türkiye bir tarım ülkesi. Eğer Türkiye kalkınacaksa, Türkiye geleceğe umutla bakacaksa tarıma ve tarıma dayalı sanayiye bakacaktır. Biliyoruz ki yıllardır bu ülkede tarım maalesef hak ettiği yeri ve değeri göremedi. Bunu göremediği için de bu gün hem ziraat mühendisliği mesleği, hem de çiftçi kardeşlerimiz ciddi anlamda sıkıntılar yaşıyorlar. Ama ben 2015 yılından itibaren bu trendin değiştiğini ve yükselişe geçtiğini görüyorum. İnşallah önümüzdeki günlerin Türkiye ve tarım açısından çok farklı bir vizyona ve hedefe yöneleceğini ve Türkiye'de tarımın tekrar hak ettiği değere geleceğine inanıyorum. Eğer bu noktaya gelmezse bu ülkenin hakikaten ekonomisinin ve sosyal alt yapısının toparlanması oldukça zor" dedi.

Bilgiç, "Bazı bölümlerde tercih önceliği değişti"
Tercih bakımından son yıllarda popüler mesleklere doğru bir kaymanın olduğunu belirten OMÜ Rektörü Prof. Dr. Sait Bilgiç, "Tabii az tercih edilen mesleklerde tercih sayısını artırmak için mezunların iş bulabilme oranını artırmak gerektiği açık bir gerçek. Tercih edilebilirliği artırmak adına mühendislik gereken alanlarla gerekmeyen alanı birbirinden ayırmak adına bunları da tartışmak gerekir mi diye düşünüyorum. Mesela; 'tarım makineleri bölümü makine mühendisliği içerisinde olsa nasıl olur, tarımsal yapılar ve sulama inşaat mühendisliği içerisinde olsa nasıl olur, bahçe bitkileri bölümü mezunları mühendislik eğitimi alması şart mıdır' gibi konuları tartışabiliriz. İnsan kaynağı ve mali kaynakların daha verimli kullanılması bakımından bunları düşünebiliriz" diye konuştu.

Taşan: "Avrupa'da tarımsal hasıla anlamında birinci sıradayız"
Tarımın insanoğlunun varoluşundan itibaren, insanoğlu ile gelişimini sürdürmüş en önemli ve eski mesleklerden birisi olduğunu söyleyen Tarım İşletmeleri Genel Müdürü Mehmet Taşan, "Türkiye'de kullanılan tohumluk hububat tohumunun yüzde 35'i, yem bitkisi tohumunun yüzde 50'si kurumumuz tarafından üretilmektedir. 40 bin büyükbaş, 200 bin küçükbaş, bin 300 damızlık safkan Arap atı olmak üzere ülkemizin tohumluk ve damızlık alanında önemli bir ihtiyacını gideren kurumlarından biriyiz. Ülkemizde her alanda olduğu gibi tarımsal alanda da çok önemli gelişmeler ilerlemeler kaydedilmiştir. Bugün baktığımızda 2005 yılından beri Avrupa'da tarımsal hasıla anlamında birinci sıradayız. Dünyada da ilk 10 ülke arasında yer almaktayız. İhracatımız her geçen gün artmakta" şeklinde konuştu.

Başkan Yılmaz: "Tarımın Samsun ekonomisine katkısı büyük"
Samsun'un gayri safi milli hasılasının yüzde 25'ini tarım alanlarının ve üretiminin oluşturduğunu belirten Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz şunları söyledi: "Samsun tarımda yüzde 25 oranla Türkiye ortalamasının 2 buçuk katı üstünde yer alıyor. Tarım alanlarının korunması ve geliştirmesi konusunda yerel yönetimlerin sorumluluk almasını sağlayan Tarım Bakanlığımızın da hassasiyetine dönük bir yaklaşım sergileyerek Samsun'da tarımı geliştirmeye yönelik faaliyetler içindeyiz. Belediyecilik ile ilgili olan tarım alanlarının korunması ve kollanması konusunda son derece hassasım. Ama mücavir alanlar içerisinde kalmış, hayvancılık veya diğer faaliyetler için hiç kullanılmayan, kullanma şansı da olmayan bir takım meralar için 'bura mera alanı buraya ellersen çarpılırsın' demekte doğru bir şey değil. Oralara bir şeyler yapmak zorunda kaldığımızda yapmalıyız.'

"Sahil kenarında ve tarım alanlarında sanayileşmeye karşı mücadele"
Sanayicilerin denize yakın alanlara konuşlanmasının çevre düzeninin bozulmasına ve tarımsal alanların yok olmasına sebep olduğunu ve bu konularla mücadele ettiklerini belirten Başkan Yılmaz, 1999 yılında belediye başkanı Samsun'un çevre düzenleme planı olmadığını dile getirerek, "Bunun üzerine 1999 yılında oturduk aşağı yukarı 3 yıl süren bir çevre düzeni planı yaptık. O zamanlarda Türkiye'de belki de sadece 3-4 şehirde çevre düzen planı vardı. Şu anda Samsun'un doğusundaki havaalanından, Çarşamba Ovası'ndan, Terme'ye kadar olan kısımda özellikle sahil kesiminde bulunan sanayi tesisleri ve yapılaşmaya yönelik olan eğrileri kırmak için o çevre düzeni planını son derece güzel kullanıyoruz. Ama sanayiciler de hep sahilde denizin kenarında olmak istiyor. Yükleme boşaltma işlerini rahat yapabilmek için, pazara sürebilmek için çözüm olarak görüyor. Tarım alanlarının yok olmaması için sahil kenarında sanayileşmeye karşı mücadele veriyoruz. Çocukluk yıllarım tütün tarlalarında geçti. Çiftçiler, 'ziraat mühendisleri anlamıyor işten. Kitabın ortasından konuşuyorlar. Bizim çektiğimiz sıkıntıları anlamıyorlar' derdi. Bu aklıma kazınmış olmalı ki, eğitimimi sadece kitaplardan edineceğim bilgilerle sınırlandırmadım. Mesleğim ile ilgili her şeyi uygulamalı olarak öğrenmeye çalıştım. Muhakkak ve muhakkak mühendislik eğitimi esnasında ayağımıza çizmeleri giymeliyiz ve çamur, batak tarlanın içinde bu eğitimi sürdürmeliyiz. Düşüp diziniz kanaya kanaya, çamura bata çıka, üstünüzün kirlenmesine aldırmadan eğitiminizi sahada tamamlamalısınız. Ancak o zaman çiftçinin halinden anlarsınız. Tarımsal faaliyette olan çiftçimizin, tarladaki rençperimizin gözündeki, 'bu kitabın içinden bir şeyler söyler, ama bizim sıkıntımızdan anlamaz' kanaatini böyle kırabilirsiniz" ifadelerini kullandı.


Taşan 'keklik' türküsü söyledi
Konuşmaların ardından Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürü İsmail Kemaloğlu, 'Tarım Piyasalarına Bakış' adlı sunum yaptı. Plaket ve biniş töreninden sonra Türk halk müziği dinletisi gerçekleştirildi. Tarım İşletmeleri Genel Müdürü Mehmet Taşan da mikrofonu eline alarak 'İki keklik bir kayada ötüyor' türküsünü seslendirdi. Taşan, performansıyla beğeni topladı.