YAZARLAR

Rus basınında geçen hafta (29 Eylül-5 Ekim): Rusya Suriye'de yüzde 90 amacına ulaştı

Uluslararası Politik Araştırma Merkezi Meclisi Başkanı Evgeniy Bujinskiy, Argumentı i Faktı gazetesine Rusya’nın üç senelik Suriye operasyonunu değerlendirdi. Uzmana göre “Rusya yüzde 90 civarında Suriye’deki amaçlarına ulaştı”. Savaş bittiğinde, barış süreci geri dönülmez şekli aldığında ve “serbest demokratik seçim sonucunda Esad makamda kaldığında” bu oran yüzde 100’e çıkacak.

İzvestiya gazetesi muhabiri Andrey Ontikov, olası Türk-Amerikan çekişmesinden Rusya’nın kârlı çıkacağını öne sürdü.

Muhabire göre İdlib üzerine uzlaşmaya varan Erdoğan, artık Fırat’ın doğusunu düşünüyor. Ne var ki planları, son zamanlarda arası açılan ABD’nin çıkarlarına ters düşebilir. Öyle olursa Suriye’nin durumu da olumsuzlaşacak.

Amerika, Türkiye ve Kürtler birbirine düştüğü sürece Rusya kenara çekilip Türklerin, Amerika’nın Suriye’deki pozisyonunu zayıflattığını izleyecek. Çekiçle örs arasında kalan Kürtler, Şam ile diyalog kurmaya mecbur kalırsa Suriye’de barış sürecine büyük katkıda bulunacak.

Yazarın deyişiyle Türkiye, Rusya’nın partneri olsa da ABD ile çekişerek Suriye’de zorlanırsa, bu da hem Şam hem Moskova’nın işine gelecek.

Voyennoye obozreniye yazarlarından Sergey Kasaurov, Suriye’de, sanıldığı gibi İsrailli uçakların manevrası yüzünden İl- 20 uçağının vuruluşunu değerlendirdi.

“Rus harp uzmanlarına” atıfta bulunan Kasaurov kazanın, askeri alanda Rusya'ya zorla empoze edilen, tek taraflı işbirliğinin sonucu olduğunu iddia etti. Yazara göre Rus yönetimi içinde Yahudi lobisi o kadar kuvvetli ki İsrail rahat olabilir. Mesela İsrail ile askeri işbirliği koşullarına uyarak Rusya, İran’a S-300 satamadı. Suriye’ye teklif etti ama Tel Aviv gene bunu engelledi. Nihayet İl-20 vurulduktan sonra durum değişmeye başladı, Rusya Savunma Bakanı olaydan İsrail’i sorumlu tuttu.

Yazıyı bitirirken Kasaurov Rusya’nın, İsrail ile artık “ültimatom dilini” kullanmasını istedi.

İnovasyon Enstitüsü İslam Araştırma Merkezi Başkanı Kirill Semyonov Suriye’de dış güçler arası çatışma ihtimalini Nezavisimaya gazetesinde kaleme aldı.

Yazara göre Esad rejimine S-300 sevkiyatı İsrail’in saldırılarını durduramayacak, tam tersine daha şiddetli karşılığa neden olacak. Bugün itibarıyla Suriye’nin kuzey-doğusu Rus ve Şam uçaklarına fiilen kapalı. Oranın kontrolü ABD'nin elinde. Radikal İslamcılar İdlib silahsız bölgesini terk etmeyi reddederse büyük ihtimalle TSK ve müttefikleri onları zorla çıkarmaya çalışacak. O zaman Türkiye İdlib’de uçuşlara kapalı bölge kurmayacak, diyemeyiz.

Gene de en büyük problemin Suriye’de İran’ın varlığı olduğunu öne süren Semyonov, İran Devrim Muhafızları'nın artık Esad rejimi ile bütünleştiğini, Tahran yanlısı militanlarının ülkenin her köşesinde faaliyet gösterdiğini, İran’a bağlı vakıfların askeri amaçla kullanmak üzere arsalar satın aldığına dikkat çekti. Bunun farkında olan Rusya, Suriye’de “İransız” bölgeler kurmaya çalışıyor.

Yazara göre ülkenin en çok “patlamaya hazır” noktası Deyr ez Zor eyaleti. Petrol ve doğal gaz zengini bölgenin büyük kısmı İran yanlısı grupların kontrolünde olmasına rağmen, Rusya orada varlığını güçlendiriyor. Üstelik eyalet, “Amerikan şemsiyeli” SDG’nin elinde bulunan topraklara komşu durumunda.

Pravda.ru sitesinde yazısı yayımlanan Aydın Mehtiyev, Putin ile Aliyev’in “Karabağ'ı paylaştıklarını” tahmin etti.

Bilindiği gibi Putin’in Bakü ziyaretinin gündeminde askeri işbirliği, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (ODKB) ve Karabağ vardı. Putin’den önce Aliyev’in konuğu olan İsrail Savunma Bakanı Avigdor Liberman, Azerbaycan’a uçaksavar ve füze savar sistemlerinin satışını konuşmuştu. Azerbaycan’ın sürekli İsrail yapımı İHA aldığını da unutmayalım. İl-20 kazası ardından Rusya, partner olmaktan çıkan İsrail’in önüne geçmeye çalışıyor.

Kendi kaynaklarına dayanarak Mehtiyev, Aliyev’in ODKB’ye katılmaya hazır olduğunu iddia etti. Bunun karşılığı olarak Azerbaycan kısa bir operasyon düzenleyerek Dağlık Karabağ’a komşu olan ve Ermeni ordusunun kontrol ettiği yedi Azeri bölgesinden beşini geri alacak. Moskova da ona seyirci kalacak.

Bu teklife Putin’in tepkisinin hâlâ meçhul olduğunu yazan Mehtiyev, "Ne de olsa Nikola Paşinyan Ermenistan’ı Rusya’dan uzaklaştırıp AB ve NATO tarafına yönlendirmeye devam ederse Moskova buna sıcak bakmayacak" ifadesini kullandı.

Uluslararası Politik Araştırma Merkezi Meclisi Başkanı Evgeniy Bujinskiy, Argumentı i Faktı gazetesine Rusya’nın üç senelik Suriye operasyonunu değerlendirdi.

Buna göre 30 Eylül 2015'te Rus askerleri Suriye’ye girdiği zaman ülkenin yüzde 8’ini kontrol eden Esad rejimi gidici idi. Üç sene zarfında Rusya’nın Suriye’de güçlü hava kuvvetleri grubu kurduğuna ve askeri pilotların dörtte üçüne savaş tecrübesi kazandırdığına dikkat çeken uzman, Rus danışmanların “Suriye ordusunun her bölüğünde, her askeri tesisinde” Suriyeli askerlere eğitim verdiklerini bildirdi.

IŞİD mağlup olduktan sonra en büyük sorunun İdlib olduğunu iddia eden Bujinskiy, bölgede sonuna kadar savaşmaya hazır radikal İslamcıların yanı sıra Türkiye ve Suudi Arabistan’ın desteklediği ve “Şam ile anlaşabilen ılımlı muhalif” grupların bulunduğuna dikkat çekip bölgede kapsamlı bir operasyon yapılırsa Moskova’nın Ankara ile arasının açılacağının altını çizdi.

Uzmana göre “Rusya yüzde 90 civarında Suriye’deki amaçlarına ulaştı”. Savaş bittiğinde, barış süreci geri dönülmez şekli aldığında ve “serbest demokratik seçim sonucunda Esad makamda kaldığında” bu oran yüzde 100’e çıkacak.

Aynı gazeteye konuşan Rusya Bilim Akademisi Uzay Araştırma Enstitüsü Başkanı Anatoliy Petrukoviç, Rusya’nın olası Ay programı konusunda bilgi verdi.

Kendisine göre planlar arasında Dünya gezegeninin yarattığı radyo parazitlerinin ulaşamadığı Ay’ın arka tarafına bir teleskop konması, dünyada üretilen robotların testlerden geçirilmesi ve “oranın malzemesinin inşaatta kullanılması” var. Bunun yanı sıra kozmonotlar Ay’da “primitif organik cisim” arayacak.

Uzay bilimleri ve uzay araştırmalarından sorumlu devlet kurumu Roskosmos bir süre önce Rusya’nın 2030’da Ay’a kozmonot gönderebileceğini tahmin etmişti.


Andrey İsaev Kimdir?

Moskova Devlet Üniversitesi Türkoloji Bölümü'nden mezun. Rusya Bilim Akademisi Şarkiyat Enstitüsü ile Kazan Devlet Üniversitesi'nde çalıştı. Toplam 17 yıl çeşitli görevlerde Türkiye’de bulundu, Çin ve Hindistan’da çalıştı. Gazetecilik, araştırmacılık ve çevirmenlik yapıyor. RS FM radyosu kurucularından ve ilk genel müdürü.“Eski Çağ Türkiye tarihi” ve “Hint-Avrupa Mitolojisi: bir inceleme denemesi” adlı kitapları var.