Ölümle birlikte imtihan sayfası kapanacak, yeni bir hayat başlayacaktır.
Artık imtihan bitmiş, sıra sonuçların değerlendirilmesine gelmiş olacaktır. Aslında bizim “ölüm” dediğimiz şey bedenin, organların vazifelerinin sona ermesi, âtıl hâle gelip toprağa defnedilmesidir. İnsan sadece etten, kemikten ibaret değildir. Onun bâki, sonsuz bir ruhu vardır. Ruh için ölüm diye bir şey yoktur. Bizler bu dünyada maddeye, yani gözümüzle gördüklerimize çok bağlandığımız için, bedenin ölümünü büyük bir kayıp olarak algılar ve derin üzüntü duyarız.. Oysa vefat edenler, cesedini toprak altına bırakıp, misâlî bir kılıf giyerek berzah âlemi denilen başka bir zaman boyutuna girmiş olurlar. Yani ruh bedenden çıktığında çıplak olmayacaktır. Beden onun hânesi hükmündedir. İçinde oturduğu süre içerisinde göz pencerelerinden dünyayı seyretmiş, kulaklarıyla sesleri duyabilmiştir. Burada oturduğu müddetçe hareketleri kısıtlı ve kayıtlıdır. Bedenin ölümü ile birlikte serbest kalır.
Ruhun hayatı ve yolculuğu devam edecektir. Üzüntüleri, pişmanlıkları, sevinçleri, hayretleri, bütün hisleri ruh kabirde, berzahta yaşamaya devam eder. Dünyadayken “benim” dediği her şeyi bırakıp ahiret sabahına uyanan ruh’un hissiyatı ve pişmanlıkları belki de daha önce tattığı hiçbir duyguya benzemeyecektir. Bir rüyayı hatırlar gibi dünyada yaşadığı günleri düşünen ruh için, hele de sermayesi ile iyi bir ticaret yapamamışsa ne büyük bir üzüntüdür. Dünyaya dönebilmek ve daha güzel işler yapabilmek için neyi olsa feda etmek ister, ancak elinde bir şeyi yoktur. Bir gün Peygamber Efendimiz (asm) ashâbına “Ölüp de pişmanlık duymayacak hiçbir kimse yoktur” buyurmuştur. Ashâb-ı Kiram: “O pişmanlık nedir Yâ Resulallah?” diye sorarlar. O da, ölen kimse hayırlı işler yapan, iyi ve sâlih kimse ise, bu hâlini daha da arttıramamış olduğuna pişman olacak; kötü ve günahkâr biri ise kötülükten vazgeçerek hâlini değiştiremeden öldüğüne pişman olacaktır şeklinde izah etmiştir. (Tirmizi, Zühd 59/2403)
Dünyada bile bir talebe yüz değil de doksan beş alsa bile “keşke beş puan daha alabilseydim” diye bir pişmanlık duyar. Cenab-ı Hak, imtihan sayfası kapanmadan evvel iyi hâllerimizi arttırsın, güzel ameller yaptırsın. Kötü huylarımızdan da vazgeçirsin.