Türkiye Roman Dernekleri Federasyonu (ROM-DER) Başkanı Fahrettin Savcu, ve yönetim kurulu üyeleri Levent Uçar, Yaşar Menekşe ve Kadir Gözeri, gazetemizi ziyaret ederek Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına sundukları ‘Bağımlılık Hayata Olsun’ projesi hakkında bilgi verirken, referandumda ‘evet’ diyeceklerini bildirdi.

Ziyarette konuşan Fahrettin Savcu, uyuşturucu kullanımının yaygınlaşması nedeniyle ortaya kayıp bir gençlik çıktığını belirterek, “Gençlerimiz hatta çocuklarımız yarından ümitsiz, yarını göremeyecek bir şekilde uyuşturucu müptelası oldular. Gerekli önlemler kolluk kuvvetleri tarafından her ne kadar alınsa da bu işin önüne geçilemediğini görüyoruz. Gençlerimizin sokaklarda, kaldırım köşelerinde kafası kesilmiş tavuk gibi çırpındıklarını görüyoruz. Bu gençler ‘yarınlarımız’ diye temenni ettiğimiz insanlarımız. Gençlerimizi uyuşturucu illetinden kurtarmanın temeli birlik ve beraberlikten geçer. Bu gençleri sadece hastanede tedavi ettirip sonra ‘ne halin varsa gör’ demememiz gerekiyor. Madde kullanan gençlere baktığımızda da sadece tek bir etnik kökene ait olmadıklarını görüyoruz. Çevre il ve ilçelerden Keşan’a gelerek uyuşturucu kullanan gençlerimiz var. Ama sonuç olarak bu gençlerimiz nereden gelirse gelsin bizim evlatlarımız. Burada tüm kurum ve kuruluşlara büyük iş düşüyor. Bu gençlerimiz batakta ve bu batağı kurutmamız lazım. Ama bu bataklık tam olarak nerede? Bunu belirleyip, hareket etmemiz gerekiyor.” dedi.

BAĞIMLILIK HAYATA OLSUN PROJESİ

ROM-Der olarak, Keşan Gençlik Hizmetleri ve Spor İlçe Müdürlüğü ile ‘Bağımlılık Hayata Olsun’ projesi hazırladıklarını ifade eden Savcu, şunları söyledi: “Projeyi, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na sunduk ve destek sözünü de aldık. Projenin temel amacı çocuklarımızı, gençlerimizi uyuşturucu belasından uzak tutmak. Yaşama dört elle ve umutla sarılmalarını sağlamak. Burada herkese görev düşüyor. Öncelikle ailelere ve öğretmenlere iş düşüyor. İlkokul çağında öğretmenler, öğrencilerini iyi gözlemlemeli. Okula gelmediklerinde aileleri ile görüşmeleri gerekiyor. Devlet bir kanun koymuş. Çocuk Koruma Kanunu var. 18 yaşına kadar devlet bu çocuklarımıza, gençlerimize sahip çıkmalı.  Bu konunu çalıştırmamız gerekiyor. Bu kanunun önleyici ve caydırıcı olması lazım. Biz bu projede üzerimize düşen görevleri samimi ve gerçekçi çalışmalarla yerine getireceğiz. Biz ambulansların gerçek acil hastalar yerine madde bağımlılarının peşinden gittiği, vatandaşların bu gençlerden korkup kaçtığı bir Keşan fotoğrafı istemiyoruz.”

ROMAN ÇOCUKLARI GELECEĞİNDEN ÜMİTSİZ

Fahrettin Savcu, dezavantajlı çocukların eğitimlerinde de ciddi sorunlar olduğuna dikkat çekerek, “Biz, ilkokul çağındaki 100 Roman çocuğuna sorduk, ‘Büyünce ne olacaksın?’ diye. İnanın 100’üde büyüyünce ne olacağını söyleyemedi. Biz büyüyünce öğretmen, mühendis olmak isterdik, klişe ama aklımızda o vardı. Belki hedefe ulaşamadık ama bir hedefimiz vardı. Roman olmayan 200 öğrenciye de aynı soruyu sorduk. Bunlardan 3 tanesi cevap veremedi ama onlarda soruyu tam anlayamadı ama 197 tanesi cevap verdi. Astronot olmayı düşünen çocuklarımız bile çıktı. Buradan nereye çıkıyoruz? Sadece Romanların gittiği bir okul düşünün. Yarısı yarım yamalak okula gidiyor. Bu nedenle de yarına hedef koyamıyor. Karma eğitim yapılmalı. Bu milli eğitim müdürlüğünün asli görevi. Tabi ailelerin de bir hedefi yok. ‘Ben çocuğumu okutayım, öğretmen olsun, gazeteci olsun’ diyemiyor. Bundan dolayı aile okula gidip de, çocuğunun öğretmenine çocuğunun durumunu soramıyor. Mahalle kültürüyle, okul kültürünü birbirinden ayıramıyoruz. Mahalle kültürünü, okul kültürüne taşımış oluyoruz. Böyle olunca da okula devamsızlık, erken evlilik artıyor. Burada öğretmenleri de suçlamıyoruz. Düşünün okumuş, öğretmen olmuşsunuz ama hiçbir hedefi olmayan öğrencilere eğitim vermeye çalışıyorsunuz. Ortada mesleğini icra edip, gurur duyacağı bir öğrenci yok. Öğretmen bu fırsatı veremiyoruz.” şeklinde konuştu.

KEŞAN İKİ PARÇALI HALDE

Fahrettin Savcu, doğalgazın Roman vatandaşların yoğun olarak yaşadığı Yenimescit ve Mustafa Kemal Paşa Mahallesi’nde hangi oranda kullanılabileceği yönünde de değerlendirmede bulunarak, şunları kaydetti: “Keşan iki parçalı halde. Doğu ve batı. Romanların yaşadığı yer doğu, diğer taraflar batı. Doğunun durumu ortada, batının durumu ortada. Bunu belirleyecek yerel yönetimlerdir. Bu kış çok çetin geçti. En son Şaban Kömür isimli vatandaşımız beton üzerinde ölmek üzereyken tesadüfen bulundu ve girişimlerle huzurevine yerleştirildi. Bu sadece görebildiğimiz. Burada sosyal belediyecilik devreye girmeli. Sosyal belediyecilik Keşan’da geliştirilmeli. Sosyal belediyecilik olduğu zaman doğalgaz sorununu da çözeriz. Herkes günü kurtarmaya çalışıyor. Keşan’a doğalgaz geliyor ama bir tarafa bağlayamıyorsun. Bir tarafta Keşan gelişiyor, büyüyor, bir tarafta da betonda yatıp ölümü bekleyen insanlar var. Ev demeye bin şahit yapılar var. Bu sorunları ortak çalışmalarla çözmek zorundayız.”

REFERANDUMDA ‘EVET’ OYU KULLANACAĞIZ

ROM-DER olarak referandumda ‘evet’ oyu vereceklerini kaydeden Savcu, “Bizim bir daha FETÖ ve Paralel Devlet Yapılanması gibi olaylarla karşılaşılmaması, kapalı kapılar ardında hükümetler kurulmaması ve daha güçlü bir devlet olması açısından kararımız ‘evet’ olacaktır. Ama biz ‘hayır’ diyenlere de ‘terörist’ falan demiyoruz. Keşan’da ‘hayır’ diyenler de bizim arkadaşlarımızdır, kardeşlerimizdir. Biz saygı ve hoşgörü çerçevesinde ‘hayır’ diyenleri, ‘evet’ demesi için konuyu anlatarak,  ikna etmeye çalışacağız. Referanduma kadar yeni sistemi üyelerimize ve çevremizdekilere anlatarak, ‘evet’ demeleri için ikna edeceğiz. Bu konuda AK Parti Keşan İlçe Başkanı Hüseyin Boyalık ile de görüştük. Referandum sürecinde hep birlikte sahalarda olacağız. Yeni sistemi insanlara anlatarak, ikna için çalışmalarımızı sürdüreceğiz.” dedi.